Çevre Etiği
İnsanın doğa karşısında nasıl davranması gerektiğini sorgulayan çevre etiği, felsefenin bir alt dalı olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlamda çevre etiği, insanın canlı ve cansız varlıklara karşı davranışlarında ideal olanın ne olduğunu bulmaya çalışan bir yaklaşımı ifade etmektedir. İnsanın doğaya karşı davranışlarını sorgulayan etik öğretiler, insan merkezli, canlı merkezli ve çevre merkezli yaklaşımlar şeklinde üç grup altında toplanmaktadır. Ancak insan yaşamında insan merkezli yaklaşımların tartışılmaz bir üstünlüğü bulunmaktadır. Bu nedenle çevre sorunlarının düşünsel temellerinin de insan merkezli yaklaşımlar ve onun toplumsal alandaki yansımalarının önemli rolü olmuştur. Bu yaklaşımların etkisinde kalan insan, doğayla uyumlu yaşamak yerine, doğayı kontrol etmeye ve olabildiğince ondan faydalanmaya yönelmiştir. Böylece insanın çıkarlarına hizmet etmeyen canlıların yaşam alanları sürekli olarak yok olmuş ya da daraltılmıştır. İnsanın doğadaki canlı ve cansız varlıkların geleceği konusundaki bu davranışları, sadece doğaya değil, insanın da geleceğine de zarar vermektedir. Bu nedenle insan, doğanın ve aynı zamanda kendisinin geleceği için yeni bir etik anlayış benimsemek zorundadır.
Çevre etiği konusunda yapılan tartışmalara önemli bir katkı sağlayacağını düşündüğümüz, Selim Kılıç'ın "Çevre Etiği: Ortaya Çıkışı,i Gelişimi ve Sonuçları" adlı çalışması, salt bir insan merkezciliğin yanlışlığını ortaya koymakta ve diğer canlıların da yaşama hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini savunmaktadır. Her şeyden önce de, dünyanın canlı ve cansız varlıklarla birlikte bir sistem olduğuna ve cansız varlıklar olmadan canlıların da varolamayacağına dikkat çekmektedir. Çevreyşe, doğayla, hayvan haklarıyla ve insanın geleceği ile ilgilenenlerin beğenisine sunuyoruz.
- Açıklama
İnsanın doğa karşısında nasıl davranması gerektiğini sorgulayan çevre etiği, felsefenin bir alt dalı olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlamda çevre etiği, insanın canlı ve cansız varlıklara karşı davranışlarında ideal olanın ne olduğunu bulmaya çalışan bir yaklaşımı ifade etmektedir. İnsanın doğaya karşı davranışlarını sorgulayan etik öğretiler, insan merkezli, canlı merkezli ve çevre merkezli yaklaşımlar şeklinde üç grup altında toplanmaktadır. Ancak insan yaşamında insan merkezli yaklaşımların tartışılmaz bir üstünlüğü bulunmaktadır. Bu nedenle çevre sorunlarının düşünsel temellerinin de insan merkezli yaklaşımlar ve onun toplumsal alandaki yansımalarının önemli rolü olmuştur. Bu yaklaşımların etkisinde kalan insan, doğayla uyumlu yaşamak yerine, doğayı kontrol etmeye ve olabildiğince ondan faydalanmaya yönelmiştir. Böylece insanın çıkarlarına hizmet etmeyen canlıların yaşam alanları sürekli olarak yok olmuş ya da daraltılmıştır. İnsanın doğadaki canlı ve cansız varlıkların geleceği konusundaki bu davranışları, sadece doğaya değil, insanın da geleceğine de zarar vermektedir. Bu nedenle insan, doğanın ve aynı zamanda kendisinin geleceği için yeni bir etik anlayış benimsemek zorundadır.
Çevre etiği konusunda yapılan tartışmalara önemli bir katkı sağlayacağını düşündüğümüz, Selim Kılıç'ın "Çevre Etiği: Ortaya Çıkışı,i Gelişimi ve Sonuçları" adlı çalışması, salt bir insan merkezciliğin yanlışlığını ortaya koymakta ve diğer canlıların da yaşama hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini savunmaktadır. Her şeyden önce de, dünyanın canlı ve cansız varlıklarla birlikte bir sistem olduğuna ve cansız varlıklar olmadan canlıların da varolamayacağına dikkat çekmektedir. Çevreyşe, doğayla, hayvan haklarıyla ve insanın geleceği ile ilgilenenlerin beğenisine sunuyoruz.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.