Ceza Yargılamasında İstinaf ve Temyiz
Adlî yargı ilk derece mahkemelerinden verilen kararların maddî ve hukukî bakımdan denetiminin yapılabilmesi ve hukuka aykırılıkların giderilebilmesi için 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanunla ikinci derece yargılama makamları olarak Bölge adliye diğer adıyla istinaf mahkemelerinin kurulması öngörülmüştür. Böyle bir kanun yolunun kabulü ile davanın adil yargılama ilkesine göre yürütülmesi ilkesi yönünden de büyük bir boşluğu ortadan kaldırılması amaçlanmıştır.
İstinaf, esas mahkemesi olan ilk derece adli yargı mahkemeleri tarafından verilen hükmün, eylemin sanık tarafından işlenip işlenmediğine ilişkin maddî olay ile sanık tarafından gerçekleştirildiği ve sanığa hangi cezanın verilmesi gerektiği, fiilin suç oluşturup oluşturmadığı ve yargılamanın nasıl yapılacağına ilişkin hukuki sorunun çözümü noktasında her ikisini birden incelemek üzere benimsenmiş bir kanun yolu olarak karşımıza çıkmaktadır.
İstinafı temyizden ayıran özellik, temyizde delillerle temas edilerek araştırma ve öğrenme yargılaması yapılamamasına karşılık, istinaf yolunda gerektiğinde deliller de araştırılıp incelenerek esas hakkında yeni bir karar verilmesi; yeni bir olay yargılaması yapılarak hata saptanırsa, esas mahkemesi tarafından verilmiş olan ilk hükmün düzeltilmesi noktasında toplanmaktadır.
Yeni uygulamaya başlanan bir kanun yolu olması, istinafa ilişkin henüz hiç deneyimi olmayan hukukçuların bu konuda Yargıtay'ın önceki uygulamalarından yararlanmasını gerektirmektedir. Zira istinaf, temyiz kanun yoluna benzer, hukuka aykırılılıkların daha kısa yoldan, ilgililer ve delillerle yüz yüze gelerek giderilmesini amaçlayan bir kanun yoludur. İstinafta hukuka aykırı uygulamanın giderilmesi için ilk derece mahkemesine dosyanın bozma kararından sonra geri gönderilmesi olmayacağından dosyaların gereksiz yere sürüncemede kalması ya da zamanaşımına uğraması da söz konusu olmayacaktır.
Kitapta, 01. 06. 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın istinaf ve temyizle ilgili maddelerinin değerlendirmesi öğretiden de yararlanılmak suretiyle yapılmış, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Dairelerinin ceza yargılaması ile ilgili kararları yol gösterici olmaları nedeniyle bazen öz, bazen de bütünüyle kitaba yerleştirilmiştir.
Kitabın hazırlanmasında 2005-2006 yıllarında yapılan istinaf eğitimlerinde eğitici uzman olarak görev almış olmamız nedeniyle çalışmalar sırasında yapılan tartışma ve değerlendirmelerden, bilgi notlarından da yararlanılmıştır.
İstinaf kanun yolu denetimi yapmakla görevli bölge adliye mahkemelerinin Yargıtay'dan farkı, maddi olay denetimi yapabilmesi ve delillerle yüzleşebilmesi, sonucunda da açılan duruşmada ilk derece mahkemesi kararındaki hukuka aykırılıkları gideren yeni bir hüküm kurabilmesidir. İstinaf mahkemelerinden Yargıtay'ın uygulama ve karar taslaklarından ayrı bir karar taslağı oluşturması beklenmemelidir. Bu nedenlerle kitap içinde karar örneklendirmeleri yapılmıştır.
İstinaf uygulaması henüz başlamamış olduğundan istinafa ilişkin kroki ile uygulamaya yön verilmeye ve bu mahkemelerde işlemesi gereken sistem akışının kolayca anlaşılmasına çalışılmıştır.
CMK'nın ilgili maddelerinin yürürlüğe girmesiyle istinaf yanında temyiz denetimin biçimsel işlevi de değiştirilmektedir.
Temyiz, CMK'da öngörülen istisnalar dışında bölge mahkemelerinin istinaf incelemesi sonucunda verdiği kararlara karşı başvurulabilen bir kanun yolu olarak öngörüldüğünden Yargıtayın temyiz denetimi ile ilgili görevi de değişmiş bulunmaktadır.
Kitapta, temyizin hangi mahkeme kararlarını kapsadığı, temyiz isteminde hangi şekil koşullarına dikkat edilmesi gerektiği ve incelemenin hangi hususlarla sınırlı olarak yapılabileceğine ilişkin açıklamalar yer almıştır.
Her ne kadar ana başlık olarak kitabın adı, istinaf ve temyize vurgu yapmakta ise de, bu kanun yollarının uygulanması sırasında başvurulabilecek diğer kanun yolları da ele alınmaktadır. Kanun yollarına başvuru hakkı olanlar ile kanun yolu yanılgısı hallerinde izlenecek usul ve itiraz, kanun yararına bozma, Yargıtay C. Başsavcılığının itirazı gibi diğer kanun yollarının uygulama koşulları ve usulleri incelenmiş, bu sırada uygulama ile öğretinin yaklaşımları da esas alınmıştır.
İstinaf ve devamında temyiz kanun yolu denetiminin başarılı olması, Yargıtayın süregelen hukuki uygulamasının, dosya inceleme tekniklerinin ve karar yazma usullerinin bilinmesine, özverili çalışmanın eklenmesi ile mümkündür. Aksi takdirde, her bölge mahkemesinden verilen çok fazla sayıda farklı ve hatalı karar ile daha da uzamış bir yargılama süreci nedeniyle ölü doğması muhtemel yeni bir yargı düzeni ve yargılama sorununun ülkemizi beklediğini söylemek abartılı olmaz.
- Açıklama
Adlî yargı ilk derece mahkemelerinden verilen kararların maddî ve hukukî bakımdan denetiminin yapılabilmesi ve hukuka aykırılıkların giderilebilmesi için 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanunla ikinci derece yargılama makamları olarak Bölge adliye diğer adıyla istinaf mahkemelerinin kurulması öngörülmüştür. Böyle bir kanun yolunun kabulü ile davanın adil yargılama ilkesine göre yürütülmesi ilkesi yönünden de büyük bir boşluğu ortadan kaldırılması amaçlanmıştır.
İstinaf, esas mahkemesi olan ilk derece adli yargı mahkemeleri tarafından verilen hükmün, eylemin sanık tarafından işlenip işlenmediğine ilişkin maddî olay ile sanık tarafından gerçekleştirildiği ve sanığa hangi cezanın verilmesi gerektiği, fiilin suç oluşturup oluşturmadığı ve yargılamanın nasıl yapılacağına ilişkin hukuki sorunun çözümü noktasında her ikisini birden incelemek üzere benimsenmiş bir kanun yolu olarak karşımıza çıkmaktadır.
İstinafı temyizden ayıran özellik, temyizde delillerle temas edilerek araştırma ve öğrenme yargılaması yapılamamasına karşılık, istinaf yolunda gerektiğinde deliller de araştırılıp incelenerek esas hakkında yeni bir karar verilmesi; yeni bir olay yargılaması yapılarak hata saptanırsa, esas mahkemesi tarafından verilmiş olan ilk hükmün düzeltilmesi noktasında toplanmaktadır.
Yeni uygulamaya başlanan bir kanun yolu olması, istinafa ilişkin henüz hiç deneyimi olmayan hukukçuların bu konuda Yargıtay'ın önceki uygulamalarından yararlanmasını gerektirmektedir. Zira istinaf, temyiz kanun yoluna benzer, hukuka aykırılılıkların daha kısa yoldan, ilgililer ve delillerle yüz yüze gelerek giderilmesini amaçlayan bir kanun yoludur. İstinafta hukuka aykırı uygulamanın giderilmesi için ilk derece mahkemesine dosyanın bozma kararından sonra geri gönderilmesi olmayacağından dosyaların gereksiz yere sürüncemede kalması ya da zamanaşımına uğraması da söz konusu olmayacaktır.
Kitapta, 01. 06. 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nın istinaf ve temyizle ilgili maddelerinin değerlendirmesi öğretiden de yararlanılmak suretiyle yapılmış, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Dairelerinin ceza yargılaması ile ilgili kararları yol gösterici olmaları nedeniyle bazen öz, bazen de bütünüyle kitaba yerleştirilmiştir.
Kitabın hazırlanmasında 2005-2006 yıllarında yapılan istinaf eğitimlerinde eğitici uzman olarak görev almış olmamız nedeniyle çalışmalar sırasında yapılan tartışma ve değerlendirmelerden, bilgi notlarından da yararlanılmıştır.
İstinaf kanun yolu denetimi yapmakla görevli bölge adliye mahkemelerinin Yargıtay'dan farkı, maddi olay denetimi yapabilmesi ve delillerle yüzleşebilmesi, sonucunda da açılan duruşmada ilk derece mahkemesi kararındaki hukuka aykırılıkları gideren yeni bir hüküm kurabilmesidir. İstinaf mahkemelerinden Yargıtay'ın uygulama ve karar taslaklarından ayrı bir karar taslağı oluşturması beklenmemelidir. Bu nedenlerle kitap içinde karar örneklendirmeleri yapılmıştır.
İstinaf uygulaması henüz başlamamış olduğundan istinafa ilişkin kroki ile uygulamaya yön verilmeye ve bu mahkemelerde işlemesi gereken sistem akışının kolayca anlaşılmasına çalışılmıştır.CMK'nın ilgili maddelerinin yürürlüğe girmesiyle istinaf yanında temyiz denetimin biçimsel işlevi de değiştirilmektedir.
Temyiz, CMK'da öngörülen istisnalar dışında bölge mahkemelerinin istinaf incelemesi sonucunda verdiği kararlara karşı başvurulabilen bir kanun yolu olarak öngörüldüğünden Yargıtayın temyiz denetimi ile ilgili görevi de değişmiş bulunmaktadır.
Kitapta, temyizin hangi mahkeme kararlarını kapsadığı, temyiz isteminde hangi şekil koşullarına dikkat edilmesi gerektiği ve incelemenin hangi hususlarla sınırlı olarak yapılabileceğine ilişkin açıklamalar yer almıştır.
Her ne kadar ana başlık olarak kitabın adı, istinaf ve temyize vurgu yapmakta ise de, bu kanun yollarının uygulanması sırasında başvurulabilecek diğer kanun yolları da ele alınmaktadır. Kanun yollarına başvuru hakkı olanlar ile kanun yolu yanılgısı hallerinde izlenecek usul ve itiraz, kanun yararına bozma, Yargıtay C. Başsavcılığının itirazı gibi diğer kanun yollarının uygulama koşulları ve usulleri incelenmiş, bu sırada uygulama ile öğretinin yaklaşımları da esas alınmıştır.
İstinaf ve devamında temyiz kanun yolu denetiminin başarılı olması, Yargıtayın süregelen hukuki uygulamasının, dosya inceleme tekniklerinin ve karar yazma usullerinin bilinmesine, özverili çalışmanın eklenmesi ile mümkündür. Aksi takdirde, her bölge mahkemesinden verilen çok fazla sayıda farklı ve hatalı karar ile daha da uzamış bir yargılama süreci nedeniyle ölü doğması muhtemel yeni bir yargı düzeni ve yargılama sorununun ülkemizi beklediğini söylemek abartılı olmaz.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.