- Karabasan değil, Deprem... Deprem... Diye bağırdı. Önce yataktan kalkmak istedi. Sonra vazgeçti. Zaten bunu düşünürken yere, molozların, sıva döküntülerinin üstüne savruldu. Gözleri yarı aydınlığa alışırken karyolasının ufak bir kamyonet gibi pencere tarafına doğru fırladığını gördü. Gerçekten kamyonet yavrusu karyola o azgın haliyle pencerelerin bulunduğu duvara bindirdi. Bir anda duvarın tuğlalalır, çerçeveler ve kırık camlarla birlikte tuz buz bahçeye uçtu. Açılan boşluktan içeriye serin bir hava ve çekingen bir sabah aydınlığı girmeye başladı. Sonra bu korkunç hengamede yaşamını yitirmemiş olmanın verdiği mutlulukla ve sanki elinde olmadan güldü.
- Açıklama
- Karabasan değil, Deprem... Deprem... Diye bağırdı. Önce yataktan kalkmak istedi. Sonra vazgeçti. Zaten bunu düşünürken yere, molozların, sıva döküntülerinin üstüne savruldu. Gözleri yarı aydınlığa alışırken karyolasının ufak bir kamyonet gibi pencere tarafına doğru fırladığını gördü. Gerçekten kamyonet yavrusu karyola o azgın haliyle pencerelerin bulunduğu duvara bindirdi. Bir anda duvarın tuğlalalır, çerçeveler ve kırık camlarla birlikte tuz buz bahçeye uçtu. Açılan boşluktan içeriye serin bir hava ve çekingen bir sabah aydınlığı girmeye başladı. Sonra bu korkunç hengamede yaşamını yitirmemiş olmanın verdiği mutlulukla ve sanki elinde olmadan güldü.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.