CihannameHicri 605'te Telif Edilen Coğrafya Metni
Konstantine'ye Sitanbul derler, Rum kasabasıdır. Eskiden o şehrin adı Bizantiye idi ondan sonra ona Sitanbul dediler.”
Daha hicrî 605 gibi erken tarihlerde İstanbul'un konuşma dilinde günümüzdeki hâli ile kaydedildiği Cihannâme, tarihî coğrafya alanında şimdiye kadar yeterince teveccüh gösterilmemiş bir kaynak olsa da ihtiva ettiği zengin ve özgün malumat itibariyle bizlere bu çalışma hakkında daha fazlasını yapma sorumluluğu yüklemiştir.
Muhammed b. Necîb Bekrân devrin muktedir hükümdarı Sultan Muhammed Hârezmşah'ın dergâhına yaklaşmak için kumaşın üzerine çizdiği büyük dünya haritası coğrafi ölçek ile hazırlanmış Orta Çağ'ın ilk ve en kadim haritası olarak telakki edilmektedir. Müellifin harita üzerinedeki noktaları izah etmek için bir risale olarak kaleme aldığı Cihannâme ise gerek kullandığı metodoloji gerekse konu çeşitliliği itibariyle klasik İslam coğrafyacılarının eserleri arasından temayüz eder.
Bu tür eserlerin Türkçeye kazandırılması, alanında büyük bir boşluğu kapatmakla birlikte bundan sonra yapılacak olan çalışmalar için de bir basamak mesabesindedir. Bu minvalde Cihannâme'nin Farsçadan Türkçeye tercümesinin tarihçiliğimize naçiz bir fayda olarak kütüphanelerimizde yerini alacağına dair ümit bakidir.
- Açıklama
Konstantine'ye Sitanbul derler, Rum kasabasıdır. Eskiden o şehrin adı Bizantiye idi ondan sonra ona Sitanbul dediler.”
Daha hicrî 605 gibi erken tarihlerde İstanbul'un konuşma dilinde günümüzdeki hâli ile kaydedildiği Cihannâme, tarihî coğrafya alanında şimdiye kadar yeterince teveccüh gösterilmemiş bir kaynak olsa da ihtiva ettiği zengin ve özgün malumat itibariyle bizlere bu çalışma hakkında daha fazlasını yapma sorumluluğu yüklemiştir.
Muhammed b. Necîb Bekrân devrin muktedir hükümdarı Sultan Muhammed Hârezmşah'ın dergâhına yaklaşmak için kumaşın üzerine çizdiği büyük dünya haritası coğrafi ölçek ile hazırlanmış Orta Çağ'ın ilk ve en kadim haritası olarak telakki edilmektedir. Müellifin harita üzerinedeki noktaları izah etmek için bir risale olarak kaleme aldığı Cihannâme ise gerek kullandığı metodoloji gerekse konu çeşitliliği itibariyle klasik İslam coğrafyacılarının eserleri arasından temayüz eder.
Bu tür eserlerin Türkçeye kazandırılması, alanında büyük bir boşluğu kapatmakla birlikte bundan sonra yapılacak olan çalışmalar için de bir basamak mesabesindedir. Bu minvalde Cihannâme'nin Farsçadan Türkçeye tercümesinin tarihçiliğimize naçiz bir fayda olarak kütüphanelerimizde yerini alacağına dair ümit bakidir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.