Çöplükteki Pırlanta
Yazar Türkiye'de bir ilki gerçekleştiriyor, görsel sanatlarla yazı sanatını buluşturuyor.
-Dünya üzerinde milyonlarca kitap var, sizin kitabınızın özelliği nedir?
"Ben de birçoğumuz gibi çalışan ve ömrünün büyük bir bölümü iş yerinde geçen bir insanım. Bu kitap benim işten-güçten, okuldan arta kalan zamanlarımda yani boş vakitlerimde, hiçbir sanat eğitimi almadan ve hiçbir ticari amaç gütmeden yaptığım ve yazdığım eserlerimden oluşmaktadır. Zaten kitabımın içinde bulunan tablolarımın büyük bir kısmını hediye ettim. Ben de değiller…"
Kitap, yani yazar maneviyattan sanal aleme kadar bir çok konuya dokunuyor, tartışıyor, düşünüyor ve düşünüyor. Ve bakın ne diyor:
"Bazen 22 adamın bir top peşinde koştuğunu izleyen milyonları izlediğimde yüzümde sıcacık bir tebessüm oluşuyor. O nasıl bir coşku, o nasıl tek bir vücut, o nasıl tek bir ağız ve o nasıl bir dünya… Keşke diyorum bazen sonra, keşke… Değer yargılarımızı, kültürümüzü ve tarihimizi koruyabilmek adına da böyle olabilseydik… Tabi ki yeri geldiği zaman eğleneceğiz, coşacağız, gezeceğiz. Ama her akşam "Bu gece hangi bara gitsek?" diye düşünen ya da "Bütün bir ay kazandığını bir gecede bir mekânda bırakarak" yaşayan ya da "Sohbete sohpet diyen" bir kültürel ortamda bulunmak ne kadar normal geliyor bize? Ama en önemlisi ne kadar mutluyuz? Peki ya hayallerimize ne oldu?"
- Açıklama
Yazar Türkiye'de bir ilki gerçekleştiriyor, görsel sanatlarla yazı sanatını buluşturuyor.
-Dünya üzerinde milyonlarca kitap var, sizin kitabınızın özelliği nedir?
"Ben de birçoğumuz gibi çalışan ve ömrünün büyük bir bölümü iş yerinde geçen bir insanım. Bu kitap benim işten-güçten, okuldan arta kalan zamanlarımda yani boş vakitlerimde, hiçbir sanat eğitimi almadan ve hiçbir ticari amaç gütmeden yaptığım ve yazdığım eserlerimden oluşmaktadır. Zaten kitabımın içinde bulunan tablolarımın büyük bir kısmını hediye ettim. Ben de değiller…"
Kitap, yani yazar maneviyattan sanal aleme kadar bir çok konuya dokunuyor, tartışıyor, düşünüyor ve düşünüyor. Ve bakın ne diyor:
"Bazen 22 adamın bir top peşinde koştuğunu izleyen milyonları izlediğimde yüzümde sıcacık bir tebessüm oluşuyor. O nasıl bir coşku, o nasıl tek bir vücut, o nasıl tek bir ağız ve o nasıl bir dünya… Keşke diyorum bazen sonra, keşke… Değer yargılarımızı, kültürümüzü ve tarihimizi koruyabilmek adına da böyle olabilseydik… Tabi ki yeri geldiği zaman eğleneceğiz, coşacağız, gezeceğiz. Ama her akşam "Bu gece hangi bara gitsek?" diye düşünen ya da "Bütün bir ay kazandığını bir gecede bir mekânda bırakarak" yaşayan ya da "Sohbete sohpet diyen" bir kültürel ortamda bulunmak ne kadar normal geliyor bize? Ama en önemlisi ne kadar mutluyuz? Peki ya hayallerimize ne oldu?"
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.