Coşku: Tarihin Kantçı Kritiği
Lyotard'ın 1981 yılında yaptığı bir konuşmadan yola çıkarak kaleme aldığı Coşku, Kant felsefesinin en sıradışı okumalarından biri olarak değerlendirilebilir. Jean-Luc Nancy ve Philipphe Lacoue-Labarthe tarafından kurulan “Politik Olan Üzerine Felsefi Araştırmalar Merkezi”nde gerçekleştirilen bu konuşma, söz konusu Merkez'in incelemeyi önerdiği “politik olanın geri çekilmesi” izleğinin Kant felsefesi ışığında düşünülmesidir. Lyotard'ın okumasının odak noktasını Kant'ın kritik hareketi oluşturur ve bunun nedeni metnin en başında ilan edilir: hedef, Kant bağlamında kritik olan ile politik olan arasında analoji bulunduğunu göstermektir.
Bir anlamda Kant'la Marx'ı birbirine bağlayan ve Marx'ı Hegel'den ayıran da bu “kritik bağ”dır zaten.
İyi okumalar…
Kitaptan…
İnsanlığın tarihsel doğasındaki bir olay olarak Devrim, verilerden geriye kalan bakiyeye aittir, tekilliklerin ve varoluşların kalıntılarındadır. Bu kalıntı bir cümle bekler, teleolojik cümleyi bekler ama biçimsiz olması buna izin vermiyor gibidir. Ama izleyicilerin Gemüt'ünde bu “biçimsiz”in uyandırdığı coşkuda, her tür mümkün erekselliğin uğradığı bu başarısızlığın kendi ereği vardır.
- Açıklama
Lyotard'ın 1981 yılında yaptığı bir konuşmadan yola çıkarak kaleme aldığı Coşku, Kant felsefesinin en sıradışı okumalarından biri olarak değerlendirilebilir. Jean-Luc Nancy ve Philipphe Lacoue-Labarthe tarafından kurulan “Politik Olan Üzerine Felsefi Araştırmalar Merkezi”nde gerçekleştirilen bu konuşma, söz konusu Merkez'in incelemeyi önerdiği “politik olanın geri çekilmesi” izleğinin Kant felsefesi ışığında düşünülmesidir. Lyotard'ın okumasının odak noktasını Kant'ın kritik hareketi oluşturur ve bunun nedeni metnin en başında ilan edilir: hedef, Kant bağlamında kritik olan ile politik olan arasında analoji bulunduğunu göstermektir.
Bir anlamda Kant'la Marx'ı birbirine bağlayan ve Marx'ı Hegel'den ayıran da bu “kritik bağ”dır zaten.
İyi okumalar…
Kitaptan…
İnsanlığın tarihsel doğasındaki bir olay olarak Devrim, verilerden geriye kalan bakiyeye aittir, tekilliklerin ve varoluşların kalıntılarındadır. Bu kalıntı bir cümle bekler, teleolojik cümleyi bekler ama biçimsiz olması buna izin vermiyor gibidir. Ama izleyicilerin Gemüt'ünde bu “biçimsiz”in uyandırdığı coşkuda, her tür mümkün erekselliğin uğradığı bu başarısızlığın kendi ereği vardır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.