Dayıcan Napolyon
Dayıcan Napolyon, ülkemizde pek bilinmeyen çağdaş İran edebiyatından dikkat çekici, bilinen roman kurallarını zorlayan bir örnek. Küçük rütbeli, emekli bir askerin kızı ile yeğeninin aşk macerası ile başlayıp, aile içindeki sınıfsal çatışmalar nedeniyle çok değişik boyutlar kazanarak sürüp giden bir roman. Romanın başkahramanı Dayıcan Napolyon, bir manga askerle bir zamanlar İngilizlere karşı savaşmış, kendi yaşantısı ile Napoléon Bonaparte'ın yaşantısı arasında paralellikler kurmuş ve ona duyduğu hayranlık nedeniyle zaman içinde kendini onunla özdeşleştirmiştir. Bu yüzden, oldukça geniş bir ailenin büyüğü konumunda olan Dayıcan, bazı aile fertleri tarafından alaya alınırken, bazıları tarafından da pohpohlanarak büyük bir kahraman olduğuna inandırılmıştır. Kahraman olmasına kahramandır ama hırsızdan korkup yatağın altına saklanan da odur. Eczacı olan eniştesini, ona göre aşağı tabakadan biri olduğu için her fırsatta aşağılar, o da onu alaya alır. Onu her zaman destekleyen hizmetlisi Meşkasım, mütedeyyin biri olmasına karşın, rahatlıkla yalan söyleyebilen biridir. Albay kardeşinin oğlu da kızına taliptir. Gençliğinde karısının ihanetine uğrayan hariciye mensubu Esedullah Mirza, kadınlar tarafından beğenilen, çapkın biridir. Aileden birinin aklı kıt kızı biri tarafından hamile bırakılır. Ailenin şerefini kurtarmak için ona geçici bir koca aranır. Dustali Han da çapkınlık yapmakla beraber, yaptığı işleri eline yüzüne bulaştırır. Dustali'nin karısı eli maşalı bir kadındır. Yüzbaşıyken emekli olan kardeşi, askerlikteki görevi devam ediyormuş gibi, sivil hayatta da terfi ederek albay rütbesine çıkar. Olayların gelişimi sırasında devreye giren öteki aile üyeleri, aile doktoru, komşular, hamile kıza bulunan damat ve ailesi, esnaftan bazı kimseler de olaylara karışır. Sosyolojik açıdan çeşitli sınıflara mensup İranlıları tanımak açısından çok önemli bir örnek olan bu romanın yazarı İyrec-i Pézéşkzâd, eserinde mizah unsurunu çok üst düzeyde kullanarak baştan sona büyük bir ilgi ile okunan bir eser vücuda getirmiştir. Bu romanı okurken, İranlılarla ilgili çok ilginç izlenimler edineceğiniz gibi, onların gelenekleri, görenekleri ve mezhepleri hakkında da bilgi sahibi olacaksınız.
- Açıklama
Dayıcan Napolyon, ülkemizde pek bilinmeyen çağdaş İran edebiyatından dikkat çekici, bilinen roman kurallarını zorlayan bir örnek. Küçük rütbeli, emekli bir askerin kızı ile yeğeninin aşk macerası ile başlayıp, aile içindeki sınıfsal çatışmalar nedeniyle çok değişik boyutlar kazanarak sürüp giden bir roman. Romanın başkahramanı Dayıcan Napolyon, bir manga askerle bir zamanlar İngilizlere karşı savaşmış, kendi yaşantısı ile Napoléon Bonaparte'ın yaşantısı arasında paralellikler kurmuş ve ona duyduğu hayranlık nedeniyle zaman içinde kendini onunla özdeşleştirmiştir. Bu yüzden, oldukça geniş bir ailenin büyüğü konumunda olan Dayıcan, bazı aile fertleri tarafından alaya alınırken, bazıları tarafından da pohpohlanarak büyük bir kahraman olduğuna inandırılmıştır. Kahraman olmasına kahramandır ama hırsızdan korkup yatağın altına saklanan da odur. Eczacı olan eniştesini, ona göre aşağı tabakadan biri olduğu için her fırsatta aşağılar, o da onu alaya alır. Onu her zaman destekleyen hizmetlisi Meşkasım, mütedeyyin biri olmasına karşın, rahatlıkla yalan söyleyebilen biridir. Albay kardeşinin oğlu da kızına taliptir. Gençliğinde karısının ihanetine uğrayan hariciye mensubu Esedullah Mirza, kadınlar tarafından beğenilen, çapkın biridir. Aileden birinin aklı kıt kızı biri tarafından hamile bırakılır. Ailenin şerefini kurtarmak için ona geçici bir koca aranır. Dustali Han da çapkınlık yapmakla beraber, yaptığı işleri eline yüzüne bulaştırır. Dustali'nin karısı eli maşalı bir kadındır. Yüzbaşıyken emekli olan kardeşi, askerlikteki görevi devam ediyormuş gibi, sivil hayatta da terfi ederek albay rütbesine çıkar. Olayların gelişimi sırasında devreye giren öteki aile üyeleri, aile doktoru, komşular, hamile kıza bulunan damat ve ailesi, esnaftan bazı kimseler de olaylara karışır. Sosyolojik açıdan çeşitli sınıflara mensup İranlıları tanımak açısından çok önemli bir örnek olan bu romanın yazarı İyrec-i Pézéşkzâd, eserinde mizah unsurunu çok üst düzeyde kullanarak baştan sona büyük bir ilgi ile okunan bir eser vücuda getirmiştir. Bu romanı okurken, İranlılarla ilgili çok ilginç izlenimler edineceğiniz gibi, onların gelenekleri, görenekleri ve mezhepleri hakkında da bilgi sahibi olacaksınız.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.