Dedemden SonraBir Yudum Tat
Bekir Sami Bey bir gün en büyük oğlu Basri ile konuşur. Henüz 1950'lerin başıdır.
- Basri ben bir okul yaptırmak istiyorum. Şu İstanbul'a çok küçük yaşta geldim ama çok çalıştım, çabaladım. Elimiz ekmek tuttu. Şansımız yaver gitti, iş güç sahibi olduk. Ben başkaları için de bir şeyler yapmak istiyorum. Birilerine faydalı olmak insana ferahlık, huzur verir. Bu kadar nüfusun bir teşekkürü olsun, başımızın gözümüzün sadakası olsun, bu devlete az da olsa bir katkımız olsun diye okul yaptırmak istiyorum.
Sonuçta birkaç yıl sonra Gaziosmanpaşa semtinde bir ilkokul inşa edilmiştir ve adı Bekir Sami Dedeoğlu'dur. 1952 yılında dedem kurdele keser kendi adını taşıyan okulda.
Komşularımız vardı, okulda arkadaşlarımız, gayrimüslim, ötekileştirmediğimiz, her milletten, her uyruktan. Ne kadar güzel ilişkiler vardı o zamanlar. Çıkarsız, yalansız, riyasız, fedakarca...
Güzel günlermiş... Hele bayramlar muhteşem olurdu. Erkekler çoğunlukla bayram namazına gider, eve döndüklerinde aile fertleri ile bayramlaşılır, büyükten küçüğe eller, yanaklar, gözler öpülürdü. Çocukken en bayıldığım şey büyüklerden, en çok da dedemden ve babaannemden aldığım harçlıkları biriktirmek ve içinde bozuk paraların çıkır çıkır ses çıkardığı o büyük banka kumbarama atmaktı.
- Açıklama
Bekir Sami Bey bir gün en büyük oğlu Basri ile konuşur. Henüz 1950'lerin başıdır.
- Basri ben bir okul yaptırmak istiyorum. Şu İstanbul'a çok küçük yaşta geldim ama çok çalıştım, çabaladım. Elimiz ekmek tuttu. Şansımız yaver gitti, iş güç sahibi olduk. Ben başkaları için de bir şeyler yapmak istiyorum. Birilerine faydalı olmak insana ferahlık, huzur verir. Bu kadar nüfusun bir teşekkürü olsun, başımızın gözümüzün sadakası olsun, bu devlete az da olsa bir katkımız olsun diye okul yaptırmak istiyorum.
Sonuçta birkaç yıl sonra Gaziosmanpaşa semtinde bir ilkokul inşa edilmiştir ve adı Bekir Sami Dedeoğlu'dur. 1952 yılında dedem kurdele keser kendi adını taşıyan okulda.
Komşularımız vardı, okulda arkadaşlarımız, gayrimüslim, ötekileştirmediğimiz, her milletten, her uyruktan. Ne kadar güzel ilişkiler vardı o zamanlar. Çıkarsız, yalansız, riyasız, fedakarca...
Güzel günlermiş... Hele bayramlar muhteşem olurdu. Erkekler çoğunlukla bayram namazına gider, eve döndüklerinde aile fertleri ile bayramlaşılır, büyükten küçüğe eller, yanaklar, gözler öpülürdü. Çocukken en bayıldığım şey büyüklerden, en çok da dedemden ve babaannemden aldığım harçlıkları biriktirmek ve içinde bozuk paraların çıkır çıkır ses çıkardığı o büyük banka kumbarama atmaktı.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.