27 Mayıs sonrası... Ayrışmaların yeni fikirlere gebe olduğu çatallı dönemde üniversite öğrencisi yeni yetme bir kız... Ve genç kızın teleskobundaki en parlak gezegen Aypare... Aypare Türkiye'de kadının geldiği, vardığı, parladığı ve söndüğü noktaları çok iyi kavramış, aydın olmanın yalnızlığını tatmış bir öncü. Akılcı, bireyci toplumcu, fakat seven bir kadın... Sevinç Çokum,Deli Zamanlar'da Aypare'yi, çevresindeki insanları, onun politika ataklarını, insanların düşmanlıklarına toslayışını, kırılışını ve yeniden bütünlenişini anlatıyor. Bütün bu hengâme ve atmosferi, sağı ve solu yaralayıcı bir nesnellikle irdeliyor. Deli Zamanlar ayrılıklar, kopuşlar üzerine kafa yoran ve sevgiyi ihmal etmeyen renkli bir roman.
"Benim sokaklarımın radyoların yanı başına çekilmiş solgun yüzlü gençlerinin yerini Nişantaşı'nın yokluğu, darlığı bilmeyen çocukları almaktaydı. Anadolu çocuklarına gelince, kimileri muti ve sadık, devletinin bekçisi kimliğinde okuluna gidip gelirken, kimileri kabuğunu sol adına kırmaktaydı. Motosikletli Bağdat Caddesi, Nişantaşı, Levent çocuklarının The Beatles sevdalan, ansızın bastıran bir sağanaktan nisan yağmuru romantizmine döndükten dört beş yıl sonra sosyalist yapılanma ile hippiliğin yan yana yürümesini görecektik. Bunlar dünyada sükûnet bulduğunda bizim sokaklarımızın kaldırımlarında sürecek ve ancak yeni bir patlamanın eşiğinde sönüp gideceklerdi... "
- Açıklama
27 Mayıs sonrası... Ayrışmaların yeni fikirlere gebe olduğu çatallı dönemde üniversite öğrencisi yeni yetme bir kız... Ve genç kızın teleskobundaki en parlak gezegen Aypare... Aypare Türkiye'de kadının geldiği, vardığı, parladığı ve söndüğü noktaları çok iyi kavramış, aydın olmanın yalnızlığını tatmış bir öncü. Akılcı, bireyci toplumcu, fakat seven bir kadın... Sevinç Çokum,Deli Zamanlar'da Aypare'yi, çevresindeki insanları, onun politika ataklarını, insanların düşmanlıklarına toslayışını, kırılışını ve yeniden bütünlenişini anlatıyor. Bütün bu hengâme ve atmosferi, sağı ve solu yaralayıcı bir nesnellikle irdeliyor. Deli Zamanlar ayrılıklar, kopuşlar üzerine kafa yoran ve sevgiyi ihmal etmeyen renkli bir roman.
"Benim sokaklarımın radyoların yanı başına çekilmiş solgun yüzlü gençlerinin yerini Nişantaşı'nın yokluğu, darlığı bilmeyen çocukları almaktaydı. Anadolu çocuklarına gelince, kimileri muti ve sadık, devletinin bekçisi kimliğinde okuluna gidip gelirken, kimileri kabuğunu sol adına kırmaktaydı. Motosikletli Bağdat Caddesi, Nişantaşı, Levent çocuklarının The Beatles sevdalan, ansızın bastıran bir sağanaktan nisan yağmuru romantizmine döndükten dört beş yıl sonra sosyalist yapılanma ile hippiliğin yan yana yürümesini görecektik. Bunlar dünyada sükûnet bulduğunda bizim sokaklarımızın kaldırımlarında sürecek ve ancak yeni bir patlamanın eşiğinde sönüp gideceklerdi... "
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.