Demokrasi Yolunda 1
Bireysel deneyimlerden örülü tarihin, büyük anlatıyı oluşturan genel tarih içindeki yeri, süregelen bir tartışmadır. Bireylerin tarihi birikerek toplumsal tarihi, toplumların tarihi birikerek halkların, ülkelerin tarihini, ülkelerin tarihi birikerek dünya tarihini oluşturur. Bu birçok anlam düzeyine uygulanarak mikrodan makroya geçişle elde edilebilecek bir tarih yaklaşımıdır. Akçalı'nın makaleleri ve genel olarak altmış yıldır yayınladığı yazıları, böyle bir tarih yaklaşımı içinde bireysel deneyimlerden kurulu ve üst-söyleme dahil edilen tanıklığın kapsayıcı tarih anlatısı içindeki yerine ilişkin küçük parçacıklar sunuyor.
Üst söylemin kendi içindeki açmazı ve/veya üst söylemin kendini meşrulaştırma çabası iktidar-tarih ilişkisini tartışılır hale getirmiştir. Mikro ve/veya alt söylemler üst söylemde söylenilmeyeni, gizleneni ortaya çıkarmaktadır.
Bu bağlamda Cevdet Akçalı'nın yazdıkları okurun tarih paradigmasını oluşturmasında, mevcut üst söylemi eleştirip yeniden kurgulamasında etkili olacağı kanısındayız.
Cevdet Akçalı'nın bu engin deneyimi, dört dönem parlamentoda milletvekili olmasının yanı sıra, Avrupa Konseyi başkanvekilliği ve şeref üyeliğine dayanmaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye'nin sancılı bir dönemi olan 12 Eylül darbesinin ardından Akçalı Türkiye'yi Avrupa Konseyi'nde temsil etmek yükünü de taşımıştır.
- Açıklama
Bireysel deneyimlerden örülü tarihin, büyük anlatıyı oluşturan genel tarih içindeki yeri, süregelen bir tartışmadır. Bireylerin tarihi birikerek toplumsal tarihi, toplumların tarihi birikerek halkların, ülkelerin tarihini, ülkelerin tarihi birikerek dünya tarihini oluşturur. Bu birçok anlam düzeyine uygulanarak mikrodan makroya geçişle elde edilebilecek bir tarih yaklaşımıdır. Akçalı'nın makaleleri ve genel olarak altmış yıldır yayınladığı yazıları, böyle bir tarih yaklaşımı içinde bireysel deneyimlerden kurulu ve üst-söyleme dahil edilen tanıklığın kapsayıcı tarih anlatısı içindeki yerine ilişkin küçük parçacıklar sunuyor.
Üst söylemin kendi içindeki açmazı ve/veya üst söylemin kendini meşrulaştırma çabası iktidar-tarih ilişkisini tartışılır hale getirmiştir. Mikro ve/veya alt söylemler üst söylemde söylenilmeyeni, gizleneni ortaya çıkarmaktadır.
Bu bağlamda Cevdet Akçalı'nın yazdıkları okurun tarih paradigmasını oluşturmasında, mevcut üst söylemi eleştirip yeniden kurgulamasında etkili olacağı kanısındayız.
Cevdet Akçalı'nın bu engin deneyimi, dört dönem parlamentoda milletvekili olmasının yanı sıra, Avrupa Konseyi başkanvekilliği ve şeref üyeliğine dayanmaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye'nin sancılı bir dönemi olan 12 Eylül darbesinin ardından Akçalı Türkiye'yi Avrupa Konseyi'nde temsil etmek yükünü de taşımıştır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.