Dert Dinleme Uzmanı
Türkiye Cumhuriyeti'nin analizi niteliği taşıyan “Dar Zamanlar” serisinin dördüncü kitabı Dert Dinleme Uzmanı, Adalet Ağaoğlu'nun on sekiz yıl aradan sonra yazdığı roman.
Ağaoğlu, her dert dökümünün simgesel anlam ve çağrışımları olduğunun altını çizerek, toplumsal ahlakın bozulması, yozlaşması ve sonunda bireyin kendisinin bile farkına varamadığı değişim ve dönüşümünü muzip bir dille anlatıyor.
Yayınevinde çalışan bir editör, başkalarının kitaplarını titizlikle düzeltirken, içinden geçtiği çağrışım, anı ve hesaplaşma karmaşasıyla boğuşur ve bu süreçte yaşadıklarını defterine hatırında kaldığı gibi çalakalem kaydeder. Sonuçta, metinlerin ve gündelik dilin birbirine karıştığı yepyeni bir anlatım çıkar ortaya.
Dert dinleme uzmanı'nda isim, zaman, mekân belirsiz; çünkü günümüzde kalıcı olan adlar değil görsellik. Hayatımız şifreler üzerinden akıp gitmekte, ta ki kendimize tamamen yabancılaşıncaya kadar.
“Büyük incelik ve iyilik hassasiyeti, kötülüğün kötüsünden daha mı beterdir acaba? Ömrüm bunun yanıtını aramakla geçecekti ve öyle oldu galiba.
Kırmızı kaleme paydos
Hayattan ânlık sıçrayışlar
Defter kâğıtlarının tersine geç bakalım:
Bilmiyorsunuz ama sizin de sonunuz yaklaşıyor önlü arkalı sayfalar!..”
- Açıklama
Türkiye Cumhuriyeti'nin analizi niteliği taşıyan “Dar Zamanlar” serisinin dördüncü kitabı Dert Dinleme Uzmanı, Adalet Ağaoğlu'nun on sekiz yıl aradan sonra yazdığı roman.
Ağaoğlu, her dert dökümünün simgesel anlam ve çağrışımları olduğunun altını çizerek, toplumsal ahlakın bozulması, yozlaşması ve sonunda bireyin kendisinin bile farkına varamadığı değişim ve dönüşümünü muzip bir dille anlatıyor.
Yayınevinde çalışan bir editör, başkalarının kitaplarını titizlikle düzeltirken, içinden geçtiği çağrışım, anı ve hesaplaşma karmaşasıyla boğuşur ve bu süreçte yaşadıklarını defterine hatırında kaldığı gibi çalakalem kaydeder. Sonuçta, metinlerin ve gündelik dilin birbirine karıştığı yepyeni bir anlatım çıkar ortaya.
Dert dinleme uzmanı'nda isim, zaman, mekân belirsiz; çünkü günümüzde kalıcı olan adlar değil görsellik. Hayatımız şifreler üzerinden akıp gitmekte, ta ki kendimize tamamen yabancılaşıncaya kadar.
“Büyük incelik ve iyilik hassasiyeti, kötülüğün kötüsünden daha mı beterdir acaba? Ömrüm bunun yanıtını aramakla geçecekti ve öyle oldu galiba.
Kırmızı kaleme paydos
Hayattan ânlık sıçrayışlar
Defter kâğıtlarının tersine geç bakalım:
Bilmiyorsunuz ama sizin de sonunuz yaklaşıyor önlü arkalı sayfalar!..”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.