Divançe-i İsyaniİnceleme-Transkripsiyonlu Metin
Türk edebiyatının tarihî gelişiminde yaklaşık altı yüzyıl devam eden klasik Türk edebiyatı geleneği, yüzlerce şair yetiştirmiştir. Divan edebiyatı geleneğinde divan, mesnevi ve divançe kavramları şairlerin eserlerine verdikleri ortak ad olmuşlardır. Şairin eğitimi ve kabiliyetine bağlı olarak ortaya çıkardıkları ilk eserleri genelde divanlardır. Bazı divan şairleri, divanla yetinmeyip başka bir dilde divançe de ortaya koymuşlardır. Bazı şairler ise divan meydana getiremeyecek kadar şiir yazamadıkları için sadece divançe sahibidir. Şiir mevcudu tam bir divan meydana getirmeye yeterli sayıda olmayıp küçük bir hacim tutuyorsa buna “divançe” adı verilir. Özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda şair sayısındaki artış divançe sayısında da bir artışa sebep olmuştur. Bu çalışmada, hayatı hakkında kaynaklarda bilgi bulamadığımız -şiirlerinde Âsî, İsyân, İsyânî mahlaslarını kullanan- şairin tespit edilebilen tek eseri olan Divançe'si ele alınmıştır. Divançe'nin tek nüshası İstanbul Millet Kütüphane'si Ali Emiri Koleksiyonu Manzum 300 numarada kayıtlıdır ve 29 varaktan meydana gelip sonu eksiktir. Çalışma giriş, iki bölüm, sonuç ve kaynakça kısımlarından oluşmaktadır. Giriş kısmında, Divançe'den hareketle şairin hayatı ve edebî kişiliği üzerine birtakım tespitler yapılmıştır. İlk bölümde Divançe, şekil ve muhteva özellikleri bakımından değerlendirilmiştir. Şekil özellikleri başlığında Divançe, nazım şekilleri, vezin, kafiye ve redif açısından değerlendirilmiş, şairin şairlik yeteneği noktasında bazı yorumlar yapılmıştır. Muhteva özellikleri başlığı altında ise ilk olarak Divançe, edebî türlere göre incelenmiş daha sonra ise dinî ve tasavvufi kavramlar bakımından örnek beyitler yoluylaele alınmıştır. İkinci bölümde ise nüsha tavsifi yapılan Divançe, transkripsiyonlu bir şekilde yeni harflere aktarılmıştır. Metnin oluşturulmasında izlenen yöntem de bu kısımda ortaya koyulmuştur. Sonuç kısmında ise Divançe ve şairi üzerine elde edilen bulgular ifade edilmiştir.
- Açıklama
Türk edebiyatının tarihî gelişiminde yaklaşık altı yüzyıl devam eden klasik Türk edebiyatı geleneği, yüzlerce şair yetiştirmiştir. Divan edebiyatı geleneğinde divan, mesnevi ve divançe kavramları şairlerin eserlerine verdikleri ortak ad olmuşlardır. Şairin eğitimi ve kabiliyetine bağlı olarak ortaya çıkardıkları ilk eserleri genelde divanlardır. Bazı divan şairleri, divanla yetinmeyip başka bir dilde divançe de ortaya koymuşlardır. Bazı şairler ise divan meydana getiremeyecek kadar şiir yazamadıkları için sadece divançe sahibidir. Şiir mevcudu tam bir divan meydana getirmeye yeterli sayıda olmayıp küçük bir hacim tutuyorsa buna “divançe” adı verilir. Özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda şair sayısındaki artış divançe sayısında da bir artışa sebep olmuştur. Bu çalışmada, hayatı hakkında kaynaklarda bilgi bulamadığımız -şiirlerinde Âsî, İsyân, İsyânî mahlaslarını kullanan- şairin tespit edilebilen tek eseri olan Divançe'si ele alınmıştır. Divançe'nin tek nüshası İstanbul Millet Kütüphane'si Ali Emiri Koleksiyonu Manzum 300 numarada kayıtlıdır ve 29 varaktan meydana gelip sonu eksiktir. Çalışma giriş, iki bölüm, sonuç ve kaynakça kısımlarından oluşmaktadır. Giriş kısmında, Divançe'den hareketle şairin hayatı ve edebî kişiliği üzerine birtakım tespitler yapılmıştır. İlk bölümde Divançe, şekil ve muhteva özellikleri bakımından değerlendirilmiştir. Şekil özellikleri başlığında Divançe, nazım şekilleri, vezin, kafiye ve redif açısından değerlendirilmiş, şairin şairlik yeteneği noktasında bazı yorumlar yapılmıştır. Muhteva özellikleri başlığı altında ise ilk olarak Divançe, edebî türlere göre incelenmiş daha sonra ise dinî ve tasavvufi kavramlar bakımından örnek beyitler yoluylaele alınmıştır. İkinci bölümde ise nüsha tavsifi yapılan Divançe, transkripsiyonlu bir şekilde yeni harflere aktarılmıştır. Metnin oluşturulmasında izlenen yöntem de bu kısımda ortaya koyulmuştur. Sonuç kısmında ise Divançe ve şairi üzerine elde edilen bulgular ifade edilmiştir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.