%30
Divaneler Divanı Ali Toker
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786054530649
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
254
Baskı
1
Basım Tarihi
2021-08
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Divaneler Divanı

Yazar: Ali Toker
Yayınevi : Buhara Yayınları
40,00TL
28,00TL
%30
Satışta değil
9786054530649
885964
Divaneler Divanı
Divaneler Divanı
28.00

“Ne kadar çoksa koyunun sürüsü, yeter ona çobanın birisi...

”“Bu dünyada kendi ayaklarınla yürüyeceksin. Bazen yol sana yürüye-cek bazen sen yola... Başkasının ayaklarıyla yol yürünmez. O ayakları bırak dedikleri zaman, sonra kendi ayaklarını bulamazsın.

”Bu söz orada bulunan herkesin hoşuna gitti ve yüzlerinde bir gülüm-seme rüzgârı esti. Igor, tekrar yanındakilerle kulaktan kulağa konuştu. Sonra bana döndü.

“Son olarak soruyorum ... Savcı hangi dine mensup ? ”

“Efendim, onu da bilmiyorum. Papaz, Haham, Budist Rahib farket-miyor... Her milletten insanlarla düşüp kalkan bir adam. Bu kadar zıt in-sanları bir arada tutan bağlılık ve yapı neydi, orasını ben de anlayamadım. Sözümün doğruluğunun ispatı da kayıtlara bakarsanız görürsünüz ki beni bu hastaneye getiren Rafael, bir Yahudidir. Onu da Savcı'nın yanında tanı-dım. O'da, onun adamıydı Efendim.” dedim.

Baştabib Igor'un kafası allak bullak olmuştu. Yanındakilere bakarak somurttu, sonra birden kahkaha atarak güldü. Diğerleri ise ona tuhaf tuhaf bakıyorlardı.

Igor, derin bir nefes alarak gözlerimin içine baktı. “Son soru...” dedi. “İki kelimeyle bize bu adamı anlat desek, ne derdin?”

“Efendim. Savcı, hayatın tarz verdiği değil, hayata tarz veren biriydi. Ama onun tarzı buydu.

Yani kısaca şöyle söyleyeyim: Savcı hem camiye hem kiliseye mum satan bir adamdı.

” Bu mecliste ilim irfan güzel şeydir de...

Sen sen ol, cehaleti asla elden bırakma.

Petrop Tımarhanesi...

  • Açıklama
    • “Ne kadar çoksa koyunun sürüsü, yeter ona çobanın birisi...

      ”“Bu dünyada kendi ayaklarınla yürüyeceksin. Bazen yol sana yürüye-cek bazen sen yola... Başkasının ayaklarıyla yol yürünmez. O ayakları bırak dedikleri zaman, sonra kendi ayaklarını bulamazsın.

      ”Bu söz orada bulunan herkesin hoşuna gitti ve yüzlerinde bir gülüm-seme rüzgârı esti. Igor, tekrar yanındakilerle kulaktan kulağa konuştu. Sonra bana döndü.

      “Son olarak soruyorum ... Savcı hangi dine mensup ? ”

      “Efendim, onu da bilmiyorum. Papaz, Haham, Budist Rahib farket-miyor... Her milletten insanlarla düşüp kalkan bir adam. Bu kadar zıt in-sanları bir arada tutan bağlılık ve yapı neydi, orasını ben de anlayamadım. Sözümün doğruluğunun ispatı da kayıtlara bakarsanız görürsünüz ki beni bu hastaneye getiren Rafael, bir Yahudidir. Onu da Savcı'nın yanında tanı-dım. O'da, onun adamıydı Efendim.” dedim.

      Baştabib Igor'un kafası allak bullak olmuştu. Yanındakilere bakarak somurttu, sonra birden kahkaha atarak güldü. Diğerleri ise ona tuhaf tuhaf bakıyorlardı.

      Igor, derin bir nefes alarak gözlerimin içine baktı. “Son soru...” dedi. “İki kelimeyle bize bu adamı anlat desek, ne derdin?”

      “Efendim. Savcı, hayatın tarz verdiği değil, hayata tarz veren biriydi. Ama onun tarzı buydu.

      Yani kısaca şöyle söyleyeyim: Savcı hem camiye hem kiliseye mum satan bir adamdı.

      ” Bu mecliste ilim irfan güzel şeydir de...

      Sen sen ol, cehaleti asla elden bırakma.

      Petrop Tımarhanesi...

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat