Diyarbakır 5 No'lu Cehenneminde Ölümden'de Öte
Bu kitap, 12 Eylül askeri darbesinin insanlık dışı yüzünü en çarpıcı biçimde gösterdiği askeri cezevlerinden Diyarbakır 5 No'ludaki bir tanıklığı özetliyor. 17 Aralık 1981'den Ekim 1990'a kadar ordaydım ve bütün merhaleleri bizzat yaşadım.
Darbeden az önce yapımı tamamlanıp açılan ve darbeden hemen sonra başlayan birinci acımasız vahşet dalgasının cehennemi bir sessizlik yarattığı, sadece işkence ve çığlık seslerinin duyulabildiği bir anda o zindana düştüm. Her dakikası bir cehennem azabı olan vahşet altında yaşamaya ancak 5-6 ay katlanabildim. Ondan sonraki bütün zamanım direniş-hastane-hücre üçgeni içinde geçti. (...) Başka insanların uğradığı inanılmaz zulmü duyduğumda dehşete düştüm ve onların yanında kendime yapılan zulümden söz etmeye utandım, bir şey yapamadığımız için de kahroldum. Acıyı hissetmek için bizzat işkence görmeniz gerekmiyor, işkence gören insanların dinmez çığlıklarını dinlemenin daha korkunç bir zulüm olduğunu orada yaşayarak öğrendim. İnsani olan her şey canavarca saldırı altındaydı. Aklı, inancı, kimliği, vicdanı, onuru, cinselliği, bedensel bütünlüğü, yaşama hakkı, her şey!..
Bunları, işkencelere muhatap olan çok sayıda insan anlattı. Biliyorum ki anlatılanlar yine de yaşananları tam olarak yansıtmaktan çok acizdir. Çünkü söz, daima gerçeğin kendisi karşısında yetersiz kalır. Bu yüzden onları tekrarlamaya gerek duymadım. Kitabın ağırlık merkezine daha çok direnişi ve direnen insanları koydum. Bunda da yetersiz kalacağımın farkındayım.Çünkü 5 ayrı bloğa yayılan 40 civarında koğuşta, 80 hücrede, 8 kör hücre ve işkence mekânı olarak kullanılan koridorlar, merdiven altları, spor ve sinema salonları, çamaşırhane ve hamamı, özel işkence odaları ve başka yerlerde binlerce insanın vahşet altında inlediğini ve direndiğini biliyorum. Bu direnişlerde adlarını anamadığım sayısız isimsiz onurlu, mert insan vardı ve kuşkusuz zafer bütün bu irili ufaklı direnişlerin toplamının sonucu ortaya çıkabildi. Bunların hepsini bilme ve yad etme şansına yazık ki sahip değilim, o yüzden ancak en öne çıkanları ve yanıbaşımda direnerek yaşamını yitirenleri kaydetmekle yetindim.
Hasan Hayri Aslan
Diyarbakır 5 No'lu Cehenneminde Ölümden de Öte, halen Almanya'da yaşamını sürdüren Hasan Hayri Aslan'ın ilk kitabıdır. Dünyanın en kötü on cezaevinden biri olmakla ünlenen Diyarbakır 5 No'luda on yılını geçiren ve direnişin öncü kadrosu içinde yer alan yazarın bu kitabı, doğrudan tanıklık, yaşanmışlık ve 5 No'lunun bütünlüklü kronolojik öyküsünün bir örneği olması açısından kuşkusuz çok önemlidir.
- Açıklama
Bu kitap, 12 Eylül askeri darbesinin insanlık dışı yüzünü en çarpıcı biçimde gösterdiği askeri cezevlerinden Diyarbakır 5 No'ludaki bir tanıklığı özetliyor. 17 Aralık 1981'den Ekim 1990'a kadar ordaydım ve bütün merhaleleri bizzat yaşadım.
Darbeden az önce yapımı tamamlanıp açılan ve darbeden hemen sonra başlayan birinci acımasız vahşet dalgasının cehennemi bir sessizlik yarattığı, sadece işkence ve çığlık seslerinin duyulabildiği bir anda o zindana düştüm. Her dakikası bir cehennem azabı olan vahşet altında yaşamaya ancak 5-6 ay katlanabildim. Ondan sonraki bütün zamanım direniş-hastane-hücre üçgeni içinde geçti. (...) Başka insanların uğradığı inanılmaz zulmü duyduğumda dehşete düştüm ve onların yanında kendime yapılan zulümden söz etmeye utandım, bir şey yapamadığımız için de kahroldum. Acıyı hissetmek için bizzat işkence görmeniz gerekmiyor, işkence gören insanların dinmez çığlıklarını dinlemenin daha korkunç bir zulüm olduğunu orada yaşayarak öğrendim. İnsani olan her şey canavarca saldırı altındaydı. Aklı, inancı, kimliği, vicdanı, onuru, cinselliği, bedensel bütünlüğü, yaşama hakkı, her şey!..
Bunları, işkencelere muhatap olan çok sayıda insan anlattı. Biliyorum ki anlatılanlar yine de yaşananları tam olarak yansıtmaktan çok acizdir. Çünkü söz, daima gerçeğin kendisi karşısında yetersiz kalır. Bu yüzden onları tekrarlamaya gerek duymadım. Kitabın ağırlık merkezine daha çok direnişi ve direnen insanları koydum. Bunda da yetersiz kalacağımın farkındayım.Çünkü 5 ayrı bloğa yayılan 40 civarında koğuşta, 80 hücrede, 8 kör hücre ve işkence mekânı olarak kullanılan koridorlar, merdiven altları, spor ve sinema salonları, çamaşırhane ve hamamı, özel işkence odaları ve başka yerlerde binlerce insanın vahşet altında inlediğini ve direndiğini biliyorum. Bu direnişlerde adlarını anamadığım sayısız isimsiz onurlu, mert insan vardı ve kuşkusuz zafer bütün bu irili ufaklı direnişlerin toplamının sonucu ortaya çıkabildi. Bunların hepsini bilme ve yad etme şansına yazık ki sahip değilim, o yüzden ancak en öne çıkanları ve yanıbaşımda direnerek yaşamını yitirenleri kaydetmekle yetindim.
Hasan Hayri AslanDiyarbakır 5 No'lu Cehenneminde Ölümden de Öte, halen Almanya'da yaşamını sürdüren Hasan Hayri Aslan'ın ilk kitabıdır. Dünyanın en kötü on cezaevinden biri olmakla ünlenen Diyarbakır 5 No'luda on yılını geçiren ve direnişin öncü kadrosu içinde yer alan yazarın bu kitabı, doğrudan tanıklık, yaşanmışlık ve 5 No'lunun bütünlüklü kronolojik öyküsünün bir örneği olması açısından kuşkusuz çok önemlidir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.