%35
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786054362073
Boyut
16.00x23.00
Sayfa Sayısı
111
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2010-02
Çeviren
Dilek Berilgen Cenkciler
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Doğu Akdeniz'e Yolculuk (1634)

12,00TL
7,80TL
%35
Satışta değil
9786054362073
450385
Doğu Akdeniz'e Yolculuk (1634)
Doğu Akdeniz'e Yolculuk (1634)
7.80
Sene 1634, Osmanlı'nın uçsuz bucaksız topraklarında bir İngiliz gezgin şunları diyor; "Eğer bir gün tüm dünyaya hükmedebilecek bir ırk varsa o da Türklerdir." "...pek güzel olmayan ve kahve adını verdikleri bir içecekleri var." "Yüz tane canım dahi olsa, özellikle saf Türkse sözüne güvenmeye cesaret edebilirdim." "Sultan, bir tiran kadar mutlak, bir kral kadar mutlu ve ikisinden de daha istikrarlı." "Türk ulusunun eski kıyafet alışkanlıklarını koruması onurlu bir davranıştı. Çünkü, Fransız sarayı nasıl dünyanın bu kesimine giyim örneği oluşturuyorsa, Türkler de Doğu Akdeniz'de örnek oluşturuyordu." "Türkler geri dönülmez bir şekilde "ya hep ya hiç" tarzında bir devrim yapma kararındalar. İmparatorluklarının büyüklüğünü, ruhlarının büyüklüğüne bağlıyorum." "Acaba Türkler hiç bilim talebinde bulunacak mı? Bilim imparatorlukların başlangıcında kabul edilmediğinden bu konuda varsayımda bulunulabildiği ölçüde, bu talebin gerçekleşebileceğini sanmıyorum, çünkü kılıcın etkisini son derece zayıflatacaktır." "Heykel ve resim gibi formları ibadet amaçlı kullanmak bir yana heykel ve resim yapılmasından bile nefret eden inançları nedeniyle bu sanatlar Türkiye'ye hiçbir zaman gelemez."
  • Açıklama
    • Sene 1634, Osmanlı'nın uçsuz bucaksız topraklarında bir İngiliz gezgin şunları diyor; "Eğer bir gün tüm dünyaya hükmedebilecek bir ırk varsa o da Türklerdir." "...pek güzel olmayan ve kahve adını verdikleri bir içecekleri var." "Yüz tane canım dahi olsa, özellikle saf Türkse sözüne güvenmeye cesaret edebilirdim." "Sultan, bir tiran kadar mutlak, bir kral kadar mutlu ve ikisinden de daha istikrarlı." "Türk ulusunun eski kıyafet alışkanlıklarını koruması onurlu bir davranıştı. Çünkü, Fransız sarayı nasıl dünyanın bu kesimine giyim örneği oluşturuyorsa, Türkler de Doğu Akdeniz'de örnek oluşturuyordu." "Türkler geri dönülmez bir şekilde "ya hep ya hiç" tarzında bir devrim yapma kararındalar. İmparatorluklarının büyüklüğünü, ruhlarının büyüklüğüne bağlıyorum." "Acaba Türkler hiç bilim talebinde bulunacak mı? Bilim imparatorlukların başlangıcında kabul edilmediğinden bu konuda varsayımda bulunulabildiği ölçüde, bu talebin gerçekleşebileceğini sanmıyorum, çünkü kılıcın etkisini son derece zayıflatacaktır." "Heykel ve resim gibi formları ibadet amaçlı kullanmak bir yana heykel ve resim yapılmasından bile nefret eden inançları nedeniyle bu sanatlar Türkiye'ye hiçbir zaman gelemez."
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat