Doğu'nun Sönmeyen Yılıdızı - Hayyam
“Tarih, insanoğlunun faaliyet gösterdiği her alana yeteneği olan pek çok dâhiye tanıklık etmiştir. Onlar tüm insanlığın gerçek süsü, en büyük serveti ve hazinesidir. Ömer Hayyam'ın da onlardan biri olduğunu söyleyebilir miyiz? Kesinlikle evet. Hemen aklımıza ikinci bir soru geliyor: Bu yeteneklerinden hangisi daha çok göze çarpar? Adını ölümsüz kılan asıl şey nedir? Engin bilgi sahibi olan İbn-i Sina, her şeyden önce bir düşünür ve doktordur; yine birçok yeteneği olan ve en çarpıcı şekilde güzel sanatlarda kendini gösteren Leonardo da Vinci tam bir yetenek abidesidir... Bunun gibi pek çok örnek sayılabilir. Acaba Hayyam'ın hangi yeteneğini ilk sıraya koyabiliriz?
Siz okurlarımıza bu soruya cevap verebilmeniz için küçük bir deneme yapmanızı öneriyoruz. Lütfen çıkın sokağa ve karşınıza çıkan ilk on, on beş kişiye sorun Ömer Hayyam kimdir diye. Herkesten aynı cevabı, “şairdir” cevabını duyacağınızdan hiç kuşkunuz olmasın.
İnsanların zihninde Hayyam, her şeyden önce dâhi bir şairdir. Şiirleri dünya halklarının birçoğunun dilinde yayımlanmış olan Hayyam'ın ismi “Rubailer”i sayesinde tüm ülkelerde ve kıtalarda bilinmektedir. Onun şiirsel mirası edebiyatta hâlâ varlığını sürdüren bir akıma, önemli bir ekole hayat vermiştir.
Hayyam'ın dörtlüklerinin sırrı nedir? Sekiz yüz yıl eskiye dayanan şiirleri bir dokunuşla modern insanı nasıl heyecanlandırabiliyor? İşin aslı şu ki, “eski” ifadesi Hayyam'ın dörtlükleri için kullanılamaz. Âdeta zamanın huzur ve sonsuzluğunun ana hatlarına ve yapısına işlemişçesine, gelip geçici olmaktan uzaktırlar. Ama aynı zamanda Hayyam'ı okurken, şiirlerindeki düşünceleri mi takip etmek gerekir, yoksa sadece canlı ve rengârenk oluşuyla, melodik ahengiyle dörtlüklerinin zarafetinin tadını mı çıkarmak gerekir çoğu zaman bilemezsin.
Hayyam'ın rubailerinin, modern okuyucuyu kendine çeken özelliği nedir? Kısa oluşu mu? Sadeliği mi? Yoksa, barındırdığı felsefi düşünceyi özlü bir şekilde ifade edişi mi? Bırakalım, okur bu sorulara kendi cevap versin. Şiirlerin müziğini nesir diliyle aktarmak gerçekten de nankör bir iştir. Aşina olduğumuz bu köhnemiş gerçeklikte derin bir bilgelik vardır: Hepimizin de şiiri algılayışı birbirinden farklıdır. Her yaşımızda Hayyam'da yeni boyutlar, yeni katmanlar keşfediyor oluşumuz da bu yüzden değil midir zaten?”
- Açıklama
“Tarih, insanoğlunun faaliyet gösterdiği her alana yeteneği olan pek çok dâhiye tanıklık etmiştir. Onlar tüm insanlığın gerçek süsü, en büyük serveti ve hazinesidir. Ömer Hayyam'ın da onlardan biri olduğunu söyleyebilir miyiz? Kesinlikle evet. Hemen aklımıza ikinci bir soru geliyor: Bu yeteneklerinden hangisi daha çok göze çarpar? Adını ölümsüz kılan asıl şey nedir? Engin bilgi sahibi olan İbn-i Sina, her şeyden önce bir düşünür ve doktordur; yine birçok yeteneği olan ve en çarpıcı şekilde güzel sanatlarda kendini gösteren Leonardo da Vinci tam bir yetenek abidesidir... Bunun gibi pek çok örnek sayılabilir. Acaba Hayyam'ın hangi yeteneğini ilk sıraya koyabiliriz?
Siz okurlarımıza bu soruya cevap verebilmeniz için küçük bir deneme yapmanızı öneriyoruz. Lütfen çıkın sokağa ve karşınıza çıkan ilk on, on beş kişiye sorun Ömer Hayyam kimdir diye. Herkesten aynı cevabı, “şairdir” cevabını duyacağınızdan hiç kuşkunuz olmasın.
İnsanların zihninde Hayyam, her şeyden önce dâhi bir şairdir. Şiirleri dünya halklarının birçoğunun dilinde yayımlanmış olan Hayyam'ın ismi “Rubailer”i sayesinde tüm ülkelerde ve kıtalarda bilinmektedir. Onun şiirsel mirası edebiyatta hâlâ varlığını sürdüren bir akıma, önemli bir ekole hayat vermiştir.Hayyam'ın dörtlüklerinin sırrı nedir? Sekiz yüz yıl eskiye dayanan şiirleri bir dokunuşla modern insanı nasıl heyecanlandırabiliyor? İşin aslı şu ki, “eski” ifadesi Hayyam'ın dörtlükleri için kullanılamaz. Âdeta zamanın huzur ve sonsuzluğunun ana hatlarına ve yapısına işlemişçesine, gelip geçici olmaktan uzaktırlar. Ama aynı zamanda Hayyam'ı okurken, şiirlerindeki düşünceleri mi takip etmek gerekir, yoksa sadece canlı ve rengârenk oluşuyla, melodik ahengiyle dörtlüklerinin zarafetinin tadını mı çıkarmak gerekir çoğu zaman bilemezsin.
Hayyam'ın rubailerinin, modern okuyucuyu kendine çeken özelliği nedir? Kısa oluşu mu? Sadeliği mi? Yoksa, barındırdığı felsefi düşünceyi özlü bir şekilde ifade edişi mi? Bırakalım, okur bu sorulara kendi cevap versin. Şiirlerin müziğini nesir diliyle aktarmak gerçekten de nankör bir iştir. Aşina olduğumuz bu köhnemiş gerçeklikte derin bir bilgelik vardır: Hepimizin de şiiri algılayışı birbirinden farklıdır. Her yaşımızda Hayyam'da yeni boyutlar, yeni katmanlar keşfediyor oluşumuz da bu yüzden değil midir zaten?”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.