“Durali Yılmaz "Donuklar" adlı kitabında milli hayatımızı, son dönemlerde geçirdiğimiz baş döndürücü olayları ele alıyor; iki yüz yıllık tarihimizi adeta sigaya çekiyor. Diktatörün elinde her zaman kılıç, başında taç yoktur; o, kılıktan kılığa girer; bazen mabette yol gösterici, bazen büyük bir kurtarıcı bazen de dağa taşa can veren bir fikirdir. Onun biricik özelliği dokunulmazlığıdır. Zihin seviyesi düşük cemiyetler putsuz yaşayamaz; dokunulmazlığı olan fikir, şahıs onlar için hazır puttur; onu alabildiğine övmek serbesttir; hatta teşvik edilir; ama "Şu olay şöyle değil miydi?" diyenin başına nelerin geleceği belli olmaz. Onun adına gösterilen tahammülsüzlükle fikir hayatı çöle dönüşür. Yeni bir fikir, ezberlerini bozan husus, alışkanlıklarına çarpar; beyinsizlerin reaksiyonunu her zaman tahmin etmek güçtür. Herhalde bunun için Durali Yılmaz sembolleri kullanmak zorunda kaldı. Nietsczhe'nin dediği gibi "Benim sözüm bu kulaklar için değil" diyerek anlayabilene hitap etmenin yolunu tuttu.
Bu roman kültür seviyesi yüksek bir ülkede yayımlansaydı, ondan söz etmek için gazete sütunları dar gelir, manşetler kullanılırdı. Fikir ve sanat çevrelerinde ne demek istediği hakkında ne tartışmalar yaşanırdı. Romanda yazarın fikri şudur demek mümkün değildir; her karanlık kuyuya bir ışık damlası gönderiyor; okuyucuya adeta gör ve düşün diyor.”
İlk sayfaları, 1970'te Diriliş Dergisinin 15. Sayısında yayımlan Donuklar, 2010 yılında son şeklini almıştır. 2016 yılında Dr. Cemal Abdülgani tarafından Arapçaya çevrilmiş ve Mısır Devlet Kitapları arasında ödüllü eserler serisinin 147.eseri olarak, “El-Mustelebun” adıyla yayımlanmıştır. Arapça çevirisi olağanüstü bir ilgi gören Donuklar, Arap Aleminin en önemli gazetelerinden “El-Hayat” ta Talat Rıdvan imzasıyla “İnsanlığın Taşlaşması” başlığıyla altında kapsamlı bir değerlendirme yapmıştır. “El-Haliç” gazetesi ise romanı “Diktatör Toplumun Aklını Tutsak Eder” başlığı altında tanıtmıştır.
- Açıklama
“Durali Yılmaz "Donuklar" adlı kitabında milli hayatımızı, son dönemlerde geçirdiğimiz baş döndürücü olayları ele alıyor; iki yüz yıllık tarihimizi adeta sigaya çekiyor. Diktatörün elinde her zaman kılıç, başında taç yoktur; o, kılıktan kılığa girer; bazen mabette yol gösterici, bazen büyük bir kurtarıcı bazen de dağa taşa can veren bir fikirdir. Onun biricik özelliği dokunulmazlığıdır. Zihin seviyesi düşük cemiyetler putsuz yaşayamaz; dokunulmazlığı olan fikir, şahıs onlar için hazır puttur; onu alabildiğine övmek serbesttir; hatta teşvik edilir; ama "Şu olay şöyle değil miydi?" diyenin başına nelerin geleceği belli olmaz. Onun adına gösterilen tahammülsüzlükle fikir hayatı çöle dönüşür. Yeni bir fikir, ezberlerini bozan husus, alışkanlıklarına çarpar; beyinsizlerin reaksiyonunu her zaman tahmin etmek güçtür. Herhalde bunun için Durali Yılmaz sembolleri kullanmak zorunda kaldı. Nietsczhe'nin dediği gibi "Benim sözüm bu kulaklar için değil" diyerek anlayabilene hitap etmenin yolunu tuttu.
Bu roman kültür seviyesi yüksek bir ülkede yayımlansaydı, ondan söz etmek için gazete sütunları dar gelir, manşetler kullanılırdı. Fikir ve sanat çevrelerinde ne demek istediği hakkında ne tartışmalar yaşanırdı. Romanda yazarın fikri şudur demek mümkün değildir; her karanlık kuyuya bir ışık damlası gönderiyor; okuyucuya adeta gör ve düşün diyor.”
İlk sayfaları, 1970'te Diriliş Dergisinin 15. Sayısında yayımlan Donuklar, 2010 yılında son şeklini almıştır. 2016 yılında Dr. Cemal Abdülgani tarafından Arapçaya çevrilmiş ve Mısır Devlet Kitapları arasında ödüllü eserler serisinin 147.eseri olarak, “El-Mustelebun” adıyla yayımlanmıştır. Arapça çevirisi olağanüstü bir ilgi gören Donuklar, Arap Aleminin en önemli gazetelerinden “El-Hayat” ta Talat Rıdvan imzasıyla “İnsanlığın Taşlaşması” başlığıyla altında kapsamlı bir değerlendirme yapmıştır. “El-Haliç” gazetesi ise romanı “Diktatör Toplumun Aklını Tutsak Eder” başlığı altında tanıtmıştır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.