%35
Dört Kadın Dört Hayat Ergül İlter
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786057720832
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
130
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2019-10
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Dört Kadın Dört Hayat

Yazar: Ergül İlter
Yayınevi : Cinius Yayınları
39,00TL
25,35TL
%35
Satışta değil
9786057720832
812118
Dört Kadın Dört Hayat
Dört Kadın Dört Hayat
25.35

Çukur Mahalle

Çocuk Ümran, her akşam olduğu gibi, zayıf ve çelimsiz haliyle yokuş yukarı çıktığında yine nefes nefese kalmıştı. Hava kararıp dükkânlar kapandığında mahallesindeki tek bakkalın da ışıkları söner, kapısı kapanırdı. Bakkal evine gitmeden önce kızın gelmesini beklerdi. Ümran ne kadar yorulursa yorulsun zorlukla çıktığı yokuşun bitmesini hiç istemezdi. Kız, bakkalın kapı dibindeki taşın altından anahtarı alır, karanlıkta içeriye girerdi. Adam, kızın geldiğini anladığı anda, gözlerini kapatır, iyice arkasına yaslanırdı.

Misafir

Anne kız kararsızlık ve merak içinde kapılarını açtıklarında karşılarında oldukça çekimser ve heyecan içinde bir kadın görmüşlerdi, yanında da beş yaşlarında bir kız çocuğu vardı.

-Buyurun kimi aramıştınız?
-Esin hanım siz misiniz?
-Evet benim. Ne içindi, hayrola?
-Esin Hanım şey… Ben sizin eşinizin karısıyım.
-???

Ana Bağrı

Genç çocuk, kendisine verilen, dayatılan ölümcül vazifenin baskısı altında ezilirken, annesini aramak için geldiği İstanbul'a hayran kalmıştı. Doğup büyüdüğü küçük kasabasının dışındaki hayatlara imrenmişti Yol boyunca kendini, dedesini ve ninesini sorgulayıp durmuştu. Verilen adrese yaklaştıkça üstündeki baskı artıyor, alnından şakaklarına su gibi terler akıyordu. O henüz on dört yaşında bir çocuktu.

Baş Belası

Annesi babasının yüzünden öldüğünde henüz çok gençti. Babası kapıyı vurup çıkmış bir daha hiç geri dönmemişti. Aradan geçen uzun yıllardan sonra babası hiç tereddüt dahi etmeden oğlu Murat'ın yanına gelmişti. Geliş o gelişti.

  • Açıklama
    • Çukur Mahalle

      Çocuk Ümran, her akşam olduğu gibi, zayıf ve çelimsiz haliyle yokuş yukarı çıktığında yine nefes nefese kalmıştı. Hava kararıp dükkânlar kapandığında mahallesindeki tek bakkalın da ışıkları söner, kapısı kapanırdı. Bakkal evine gitmeden önce kızın gelmesini beklerdi. Ümran ne kadar yorulursa yorulsun zorlukla çıktığı yokuşun bitmesini hiç istemezdi. Kız, bakkalın kapı dibindeki taşın altından anahtarı alır, karanlıkta içeriye girerdi. Adam, kızın geldiğini anladığı anda, gözlerini kapatır, iyice arkasına yaslanırdı.

      Misafir

      Anne kız kararsızlık ve merak içinde kapılarını açtıklarında karşılarında oldukça çekimser ve heyecan içinde bir kadın görmüşlerdi, yanında da beş yaşlarında bir kız çocuğu vardı.

      -Buyurun kimi aramıştınız?
      -Esin hanım siz misiniz?
      -Evet benim. Ne içindi, hayrola?
      -Esin Hanım şey… Ben sizin eşinizin karısıyım.
      -???

      Ana Bağrı

      Genç çocuk, kendisine verilen, dayatılan ölümcül vazifenin baskısı altında ezilirken, annesini aramak için geldiği İstanbul'a hayran kalmıştı. Doğup büyüdüğü küçük kasabasının dışındaki hayatlara imrenmişti Yol boyunca kendini, dedesini ve ninesini sorgulayıp durmuştu. Verilen adrese yaklaştıkça üstündeki baskı artıyor, alnından şakaklarına su gibi terler akıyordu. O henüz on dört yaşında bir çocuktu.

      Baş Belası

      Annesi babasının yüzünden öldüğünde henüz çok gençti. Babası kapıyı vurup çıkmış bir daha hiç geri dönmemişti. Aradan geçen uzun yıllardan sonra babası hiç tereddüt dahi etmeden oğlu Murat'ın yanına gelmişti. Geliş o gelişti.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat