Dünü Bugünü Yarınıyla İnsanı Anlamakİnsan Davranışının Kökenleri ve Sosyal Çevrenin etkileri
Sosyal bilimler; bireylerin içinde yaşadıkları sosyal sistemler olan aileler, gruplar, organizasyonlar, kurumlar ve topluluklar hakkındaki kuramları ve bilgileri kapsayan bilim dallarıdır. İnsanın biyo-psiko-sosyal gelişimi kuramları bilgisi, bu açıdan oldukça büyük önem taşımaktadır. Insan davranışının temelleri ve sosyal çevreyle ilgili tüm konular; sosyal bilimcilere, insan davranışını etkileyen ve ondan etkilenen biyolojik, sosyal, psikolojik ve kültürel sistemler arasında ve içindeki etkileşimler hakkında geniş bir anlayış sağlamaktadır. Bu alandaki üretilen ve geliştirilen bilgiler, bilim insanlarına, kavramsal bir bakış açısı kazandırarak, dünyayı nasıl yorumlamaları gerektiği konusunda, geniş ve kullanışlı bir çerçeve sağlamaktadır.
Uygulamalı bir sosyal bilim olan sosyal hizmet mesleğinin kabulünde sorunlar, bireyin psikolojik özelliklerinden ziyade, birey ile çevresi arasındaki bio-psiko-sosyal etkileşime bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. İnsan davranışları, sosyal ve fiziksel çevre ile ilişkili olduğundan, bireylerin sorunlarının çözümü ve sosyal işlevselliklerinin sağlanabilmesi, çoğunlukla bireyin çevresiyle etkileşimini ve onu çevreleyen ve olumsuzlukların kaynağı olan diğer sistemlerde değişiklikler yapılmasını gerektirmektedir. Bu durum da ihtiyaç sahibi kitlelerle-toplum kaynaklarının "sosyal politika zamkıyla" yapıştırılması, en modern çözüm olarak Batı'da yarım yüzyıldan uzun zamandır uygulanmaktadır.
Bireyler; fiziksel, ruhsal, duygusal, psikolojik ve sosyal açıdan "uyum sağlayabilmek" ve iyilik haline ulaşabilmek için, toplum olanaklarından etkili biçimde yararlanabilmelidirler. Çevre ve toplum; kendisini oluşturan üyelerini geliştirici kaynaklara sahip olmalı ve ihtiyaç sahibi bireylere, anında fırsatlar yaratabilecek duyarlılıkla olmalıdır. Tabir-i caizse bebeğinin gereksinimlerine duyarlı, şefkatli bir anne gibi. Kamu politikaları; bireylerin, sorun çözme, kendini geliştirme, zihinsel kapasitelerini yükseltme yoluyla, bireyin ve toplumun karşılıklı uyumunu ve iyilik halini ortaya çıkarmaya yönelik sosyal politikaları sürekli olarak üretebilmelidir. Çünkü insanlar, içinde yaşadıkları çevreye, etkileşimleri yoluyla "uyum sağlayabilen" ve "kendini geliştirerek gerçekleştirebilen" varlıklardır. Sosyal bilimler açısından, bireyin çevresinde bulunan ve onu engelleyen, karışıklıklar ve sıkıntılar yaratan unsurların ortadan kaldırılması ya da stresin etkilerinin azaltılması sonucunda, kişinin sosyal işlevselliğine kavuşacağı görüşü hakimdir. En problemli görünün insanların dahi, parlak geri dönüşler yapabilmesi her zaman olanaklıdır.
- Açıklama
Sosyal bilimler; bireylerin içinde yaşadıkları sosyal sistemler olan aileler, gruplar, organizasyonlar, kurumlar ve topluluklar hakkındaki kuramları ve bilgileri kapsayan bilim dallarıdır. İnsanın biyo-psiko-sosyal gelişimi kuramları bilgisi, bu açıdan oldukça büyük önem taşımaktadır. Insan davranışının temelleri ve sosyal çevreyle ilgili tüm konular; sosyal bilimcilere, insan davranışını etkileyen ve ondan etkilenen biyolojik, sosyal, psikolojik ve kültürel sistemler arasında ve içindeki etkileşimler hakkında geniş bir anlayış sağlamaktadır. Bu alandaki üretilen ve geliştirilen bilgiler, bilim insanlarına, kavramsal bir bakış açısı kazandırarak, dünyayı nasıl yorumlamaları gerektiği konusunda, geniş ve kullanışlı bir çerçeve sağlamaktadır.
Uygulamalı bir sosyal bilim olan sosyal hizmet mesleğinin kabulünde sorunlar, bireyin psikolojik özelliklerinden ziyade, birey ile çevresi arasındaki bio-psiko-sosyal etkileşime bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. İnsan davranışları, sosyal ve fiziksel çevre ile ilişkili olduğundan, bireylerin sorunlarının çözümü ve sosyal işlevselliklerinin sağlanabilmesi, çoğunlukla bireyin çevresiyle etkileşimini ve onu çevreleyen ve olumsuzlukların kaynağı olan diğer sistemlerde değişiklikler yapılmasını gerektirmektedir. Bu durum da ihtiyaç sahibi kitlelerle-toplum kaynaklarının "sosyal politika zamkıyla" yapıştırılması, en modern çözüm olarak Batı'da yarım yüzyıldan uzun zamandır uygulanmaktadır.
Bireyler; fiziksel, ruhsal, duygusal, psikolojik ve sosyal açıdan "uyum sağlayabilmek" ve iyilik haline ulaşabilmek için, toplum olanaklarından etkili biçimde yararlanabilmelidirler. Çevre ve toplum; kendisini oluşturan üyelerini geliştirici kaynaklara sahip olmalı ve ihtiyaç sahibi bireylere, anında fırsatlar yaratabilecek duyarlılıkla olmalıdır. Tabir-i caizse bebeğinin gereksinimlerine duyarlı, şefkatli bir anne gibi. Kamu politikaları; bireylerin, sorun çözme, kendini geliştirme, zihinsel kapasitelerini yükseltme yoluyla, bireyin ve toplumun karşılıklı uyumunu ve iyilik halini ortaya çıkarmaya yönelik sosyal politikaları sürekli olarak üretebilmelidir. Çünkü insanlar, içinde yaşadıkları çevreye, etkileşimleri yoluyla "uyum sağlayabilen" ve "kendini geliştirerek gerçekleştirebilen" varlıklardır. Sosyal bilimler açısından, bireyin çevresinde bulunan ve onu engelleyen, karışıklıklar ve sıkıntılar yaratan unsurların ortadan kaldırılması ya da stresin etkilerinin azaltılması sonucunda, kişinin sosyal işlevselliğine kavuşacağı görüşü hakimdir. En problemli görünün insanların dahi, parlak geri dönüşler yapabilmesi her zaman olanaklıdır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.