Dünyanın Bir Ucunda
Çağdaşları, bir gemi mühendisi, hem de çok iyi bir gemi mühendisi olan Zamyatin için “kelimelerin mühendisi” derlerdi. Herhalde onu en iyi anlatan tanımdır bu. Kelimeler onda matematikçi hassasiyetiyle bir araya gelirdi. Bir gemi mühendisi olarak buzkıranlara aşkla bağlıydı, yazdıkları da buzkıranlar gibiydi: sert, güçlü, sarsıcı, yıkıcı, ama zarif, kadınsı çizgilere sahiptir bunlar. İnsanın içinde acı bir burukluk bırakırlar. Dünyanın Bir Ucunda ilk kez 1914'te yayınlandı. Bu romanda Rus ordusunu olumsuz tasvir ettiği için, kitabının yasaklanması yetmezmiş gibi, bir de St. Petersburg'un kuzeyinde, Kuzey Buz Denizi kıyısındaki Kem'e sürüldü. Kuşkusuz, siyasi bir mesaj da taşır bu roman. Ama aslında yalnızlığın, yitip gitmişliğin, çaresizliğin, köşeye kıstırılmışlığın ve umutsuz bir aşkın romanıdır. Daha önce sürgün edildiği Kafkaslarda bir İran masalı dinlemiş Zamyatin: evvel zaman içinde şehirlerden birinde soylu, güçlü bir horoz yaşarmış. Ama bu horozun, diğerlerinden bir saat erken ötme gibi kötü bir huyu varmış. Sahibi sabretmiş, sabretmiş de, dayanamamış sonunda, kesivermiş hayvanı. Zamyatin kendini o horozla karşılaştırmayı severmiş. Elinizdeki kitap, erken öten horoz gibi ağır bedeller ödemiş bir mühendis-edebiyatçının kaleminden bir yalnızlık ve çaresizlik romanı, bir buzkıran gibi zihninizde güçlü bir iz bırakacak. HY
- Açıklama
Çağdaşları, bir gemi mühendisi, hem de çok iyi bir gemi mühendisi olan Zamyatin için “kelimelerin mühendisi” derlerdi. Herhalde onu en iyi anlatan tanımdır bu. Kelimeler onda matematikçi hassasiyetiyle bir araya gelirdi. Bir gemi mühendisi olarak buzkıranlara aşkla bağlıydı, yazdıkları da buzkıranlar gibiydi: sert, güçlü, sarsıcı, yıkıcı, ama zarif, kadınsı çizgilere sahiptir bunlar. İnsanın içinde acı bir burukluk bırakırlar. Dünyanın Bir Ucunda ilk kez 1914'te yayınlandı. Bu romanda Rus ordusunu olumsuz tasvir ettiği için, kitabının yasaklanması yetmezmiş gibi, bir de St. Petersburg'un kuzeyinde, Kuzey Buz Denizi kıyısındaki Kem'e sürüldü. Kuşkusuz, siyasi bir mesaj da taşır bu roman. Ama aslında yalnızlığın, yitip gitmişliğin, çaresizliğin, köşeye kıstırılmışlığın ve umutsuz bir aşkın romanıdır. Daha önce sürgün edildiği Kafkaslarda bir İran masalı dinlemiş Zamyatin: evvel zaman içinde şehirlerden birinde soylu, güçlü bir horoz yaşarmış. Ama bu horozun, diğerlerinden bir saat erken ötme gibi kötü bir huyu varmış. Sahibi sabretmiş, sabretmiş de, dayanamamış sonunda, kesivermiş hayvanı. Zamyatin kendini o horozla karşılaştırmayı severmiş. Elinizdeki kitap, erken öten horoz gibi ağır bedeller ödemiş bir mühendis-edebiyatçının kaleminden bir yalnızlık ve çaresizlik romanı, bir buzkıran gibi zihninizde güçlü bir iz bırakacak. HY
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.