Dünya edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Gabriel Garcia Marquez'in yazması için cesaretlendirdiği Emma Reyes'in bu kitabı, kitaplığınızda muhakkak bulunması gereken modern bir klasik… Bogota'da tek bir göz odayı ablası Helena, Eduardo ve Maria Hanım'la paylaşan küçük Emma'nın hikâyesi. Hayattaki tek yakını ablası Helena'ydı. O, çocuk yüreğine güzel dostluklar sığdıran küçük Emma'ydı. Bu kitapta; Emma'nın Cojo'yla arkadaşlığına, General Rebollo'yu nasıl sahiplendiğine, Çocuk'tan ayrılışına, Ester'in grubuna dahil oluşuna, yardım elini uzattığı Tarrarrurra'ya, biricik sevgilisi olarak adlandırdığı Sor Maria'ya ve sırdaşı Bakire Meryem'e, yaşadığı onca kötü deneyime rağmen Tuerto'nun gülen gözlerine, ilk komünyon günündeki heyecanına, iğne tutan maharetli ellerine ve rahip tarafından nasıl taciz edildiğine tanık olacaksınız. “Ben yüzüm yere yapışmış, otlara tutunmaya devam ediyordum; sanıyorum işte o zaman bir anda adaletsizliğin ne olduğunu ve dört yaşındaki bir çocuğun da artık daha fazla yaşamayı istememek gibi bir duyguyu hissedebileceğini ve dünyanın en karanlık derinliklerinde yenilip yutulmuş olmayı arzulayabileceğini öğrendim. O günü şüphesiz hayatımın en acımasız günü olarak hatırlayacağım.”
- Açıklama
Dünya edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Gabriel Garcia Marquez'in yazması için cesaretlendirdiği Emma Reyes'in bu kitabı, kitaplığınızda muhakkak bulunması gereken modern bir klasik… Bogota'da tek bir göz odayı ablası Helena, Eduardo ve Maria Hanım'la paylaşan küçük Emma'nın hikâyesi. Hayattaki tek yakını ablası Helena'ydı. O, çocuk yüreğine güzel dostluklar sığdıran küçük Emma'ydı. Bu kitapta; Emma'nın Cojo'yla arkadaşlığına, General Rebollo'yu nasıl sahiplendiğine, Çocuk'tan ayrılışına, Ester'in grubuna dahil oluşuna, yardım elini uzattığı Tarrarrurra'ya, biricik sevgilisi olarak adlandırdığı Sor Maria'ya ve sırdaşı Bakire Meryem'e, yaşadığı onca kötü deneyime rağmen Tuerto'nun gülen gözlerine, ilk komünyon günündeki heyecanına, iğne tutan maharetli ellerine ve rahip tarafından nasıl taciz edildiğine tanık olacaksınız. “Ben yüzüm yere yapışmış, otlara tutunmaya devam ediyordum; sanıyorum işte o zaman bir anda adaletsizliğin ne olduğunu ve dört yaşındaki bir çocuğun da artık daha fazla yaşamayı istememek gibi bir duyguyu hissedebileceğini ve dünyanın en karanlık derinliklerinde yenilip yutulmuş olmayı arzulayabileceğini öğrendim. O günü şüphesiz hayatımın en acımasız günü olarak hatırlayacağım.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.