%40
Düşünsel Yazınsal Dilsel Türkay Korkmaz
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786051805948
Boyut
16.00x24.00
Sayfa Sayısı
469
Basım Yeri
Ordu
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Düşünsel Yazınsal Dilsel - Trabzon İstanbul SüreciTrabzon İstanbul Süreci

Yayınevi : Gece Kitaplığı
109,70TL
65,82TL
%40
Satışta değil
9786051805948
657018
Düşünsel Yazınsal Dilsel - Trabzon İstanbul Süreci
Düşünsel Yazınsal Dilsel - Trabzon İstanbul Süreci Trabzon İstanbul Süreci
65.82

Toplumsal yürüyüşümüzde, yapılaşmamızda önemli görevler üstlenen Köy Enstitüleri insanlaşma, uluslaşma sürecinde laik eğitimli yurttaşlar yetiştirecekti.Bu eğitim kurumları bu amaçla kurulmuştu.Köyü, köylüyü ekonomik, kültürel olarak canlandıracaktı.Böylesine yüce amaçlar gerçekleşecek Cahit Külebi'nin bir şiirinde belirttiği gibi ‘kara göklerin yıldızı ‘olarak ‘yurdumuzu sabaha değin ışıtacaklardı'

Bu eğitim kurumlarımız ne yazık ki sekiz yıl ayakta kalabildi. Karşıcılar Köy Enstitülerini karalamayı görev bildiler. Daha doğrusu çıkarlarının gereğini yaptılar.Çünkü kıvançta, tasada bir olan, bunu duyan bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bu eğitim kurumlarımız köy çocuklarını bilimle, sanatla tanıştırıyordu.Onların ufuklarını açıyordu.Dünya klasikleri o güneş yanıklı köy çocuklarının elinde elden ele dolaşıyordu.Bu çocukların sırtını artık kimse yere getiremeyecekti. Toprak ağaları dini çıkarları için kullanamayacak, köylüyü sömüremeyeceklerdi. Köy kabuğunu kıracaktı.

İşte bu kabuk kırma işi toprak ağalarını çok korkutuyordu.Ya toprakları ne olacaktı.Onları kim işleyecekti artık Ya ellerinden toprakları alınırsa, korkuları büyüktü!
Köy Enstitüleri, sekiz yıl içinde 17300 öğretmen, 1599 sağlık memuru, 209 Yüksek Köy Enstitülüyü amaçları doğrultusunda yetiştirmeyi başardı.İnsanımızın uygarlaşma sürecinde yol almasını, yurttaş olma onuruna ulaşmasını istemeyen karalayıcılar Köy Enstitülerini topa tuttular.

satırbaşı
sesi kuşandı sözcükler
sonrasız
taşıyor güncelİ
satırbaşındaki çığlık
uyanış ağlamaklı
düş korkulu
gün bayram değil

Köy Enstitülü bir babanın oğlu olmaktan övünç duyuyorum.Çünkü onların, yaşadığı toplumda haksızlıklara nasıl karşı koyduklarını, köyün, köylünün canlanması için kendi güçlerine nasıl güvendiklerini; Atatürk'ün gösterdiği, “Benim manevi mirasım bilimdir.” buyruğuna nasıl bağlı olduklarını babamda görmüştüm.

  • Açıklama
    • Toplumsal yürüyüşümüzde, yapılaşmamızda önemli görevler üstlenen Köy Enstitüleri insanlaşma, uluslaşma sürecinde laik eğitimli yurttaşlar yetiştirecekti.Bu eğitim kurumları bu amaçla kurulmuştu.Köyü, köylüyü ekonomik, kültürel olarak canlandıracaktı.Böylesine yüce amaçlar gerçekleşecek Cahit Külebi'nin bir şiirinde belirttiği gibi ‘kara göklerin yıldızı ‘olarak ‘yurdumuzu sabaha değin ışıtacaklardı'

      Bu eğitim kurumlarımız ne yazık ki sekiz yıl ayakta kalabildi. Karşıcılar Köy Enstitülerini karalamayı görev bildiler. Daha doğrusu çıkarlarının gereğini yaptılar.Çünkü kıvançta, tasada bir olan, bunu duyan bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bu eğitim kurumlarımız köy çocuklarını bilimle, sanatla tanıştırıyordu.Onların ufuklarını açıyordu.Dünya klasikleri o güneş yanıklı köy çocuklarının elinde elden ele dolaşıyordu.Bu çocukların sırtını artık kimse yere getiremeyecekti. Toprak ağaları dini çıkarları için kullanamayacak, köylüyü sömüremeyeceklerdi. Köy kabuğunu kıracaktı.

      İşte bu kabuk kırma işi toprak ağalarını çok korkutuyordu.Ya toprakları ne olacaktı.Onları kim işleyecekti artık Ya ellerinden toprakları alınırsa, korkuları büyüktü!
      Köy Enstitüleri, sekiz yıl içinde 17300 öğretmen, 1599 sağlık memuru, 209 Yüksek Köy Enstitülüyü amaçları doğrultusunda yetiştirmeyi başardı.İnsanımızın uygarlaşma sürecinde yol almasını, yurttaş olma onuruna ulaşmasını istemeyen karalayıcılar Köy Enstitülerini topa tuttular.

      satırbaşı
      sesi kuşandı sözcükler
      sonrasız
      taşıyor güncelİ
      satırbaşındaki çığlık
      uyanış ağlamaklı
      düş korkulu
      gün bayram değil

      Köy Enstitülü bir babanın oğlu olmaktan övünç duyuyorum.Çünkü onların, yaşadığı toplumda haksızlıklara nasıl karşı koyduklarını, köyün, köylünün canlanması için kendi güçlerine nasıl güvendiklerini; Atatürk'ün gösterdiği, “Benim manevi mirasım bilimdir.” buyruğuna nasıl bağlı olduklarını babamda görmüştüm.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat