1000000046175
404170
https://www.kitapburada.com/kitap/ebul-berekat-en-nesefi-ve-medarik-tefsiri
Ebul Berekat En Nesefi ve Medarik Tefsiri
6.00
Tefsirin Kur ân ilimleri içerisinde mümtaz bir mevkii olduğu kabul edilir. Asr-ı saadetten günümüze kadar İslâm âlimleri ihtisas sahaları ne olursa olsun, tefsir ilmi ile özellikle ilgilenmişlerdir.
Asr-ı saadetten başlıyarak birçok âlim, Kur ân tefsirine dair müstakil eserler te lifine yönelmiş ve böylece zengin bir tefsir literatürü teşekkül etmiştir. Arap asıllı müfessirlerin yanında, muhtelif milletlere mensup kimseler de tefsirde temayüz etmişlerdir. Bunlar arasında Türk asıllı âlimlerin bu ilme katkıları, tefsir tarihinde küçümsenemeyecek bir yer tutmaktadır.
Bu çalışmalar yanında bu gün dahi Kur ân tefsiri konusunda söylenebilecek çok şey vardır kanaatindeyiz. Ancak, sahabeden başlayarak günümüze kadar yazılmış tefsirlerin muhtevasını bilmeden konuya girmek mümkün değildir. Bu bakımdan gerek dirayet ve gerekse rivayet tefsiri olarak klâsik bir hüviyet kazanmış eserlerin bilinmesi gerekir. Kanaatimizce bu neviden tefsirlerin muhtevası, müelliflerinin ilmî dirayetleri, tesirleri öncelikle bilinmelidir ki konuya sıhhatli bir şekilde yaklaşılabilsin.
İşte bu mülâhazalarla Zemahşerî den sonra dirayet tefsirleri içinde mûtenâ bir mevkie sahip olduğu bilinen, muhtasar ve câmî bir tefsir olmasına rağmen, üzerinde şimdiye kadar ciddî ve ilmî bir çalışma yapıldığına Taslamadığımız Ebu l-Berekât ın Medâriku t-Tenzîl ve Hakâiku t-Te vü adlı eserini incelemeye karar verdik.
Ancak ön çalışmalar ve kaynak taraması safhasında konunun, bir tek araştırma sınırlan içinde toplanmasının çok güç olduğunu gördük. Gerçekten, bir İslâmî ilimler ansiklopedisi mahiyetindeki bu eserin pek çok yönü ayrı bir araştırmayı gerektiriyordu.
Bununla birlikte Medâriku t-Tenzîl i bütün yönleriyle ve mümkün olduğu ölçüde tanıtmak üzere hemen bütün özelliklerine -kısa da olsa- temas etmeye çalıştık. Bunun için de tefsir ilmi yanında hadis, fıkıh, kelâm, kıraat, dil ve belagat sahalarına girmeye mecbur kaldık. Zira Medâriku t-Tenzîl de bütün bu ilimlere küçümsenmeyecek derecede yer verilmişti.
Genel tabakât eserlerinde Ebu l-Berekât hakkında yeterli bilginin verilmemiş olması karşımıza ikinci ve önemli bir mesele olarak çıktı. İslâm-Türk dünyasında eserlerinin meşhur olmasına rağmen ne yazık ki biyografik eserler onun hakkında fazla bilgi vermemektedir. Ancak araştırmalarımız sırasında rastladığımız el-Kefevî nin Ketâibu A lâmi l-Ahyâr adlı eseri bize büyük ölçüde ışık tuttu.
Araştırmamızı Ebu l-Berekât a gelinceye kadar tefsir edebiyatında yer alan çalışmaları özetlediğimiz bir girişten sonra iki bölüm halinde geliştirdik. Müfessirimizin hayatını, Birinci Bölümde olmak üzere bulabildiğimiz kadarıyla ve eserlerini de göstermeye çalıştık. İkinci Bölümü de onun eseri olan Medâriku t-Tenzîl i tanıtmaya tahsis ettik.
Kendinden önceki tefsirlerden istifade etmemiş olması düşünülemeyeceğinden Medâriku t-Tenzîl i dirayet yönünden Zemahşerî nin Keşşafı ile rivayet yönüyle de Taberî nin Câmi u l-Beyân ı ile karşılaştırmalı olarak inceledik. Neticede Ebu l-Berekât ın bu eserinin dirayet ve rivayet metodlarını insicamlı bir şekilde mezceden, muhtasar, muhtasar olduğu kadar da cami bir tefsir olduğunu tesbit ettik.
Asr-ı saadetten başlıyarak birçok âlim, Kur ân tefsirine dair müstakil eserler te lifine yönelmiş ve böylece zengin bir tefsir literatürü teşekkül etmiştir. Arap asıllı müfessirlerin yanında, muhtelif milletlere mensup kimseler de tefsirde temayüz etmişlerdir. Bunlar arasında Türk asıllı âlimlerin bu ilme katkıları, tefsir tarihinde küçümsenemeyecek bir yer tutmaktadır.
Bu çalışmalar yanında bu gün dahi Kur ân tefsiri konusunda söylenebilecek çok şey vardır kanaatindeyiz. Ancak, sahabeden başlayarak günümüze kadar yazılmış tefsirlerin muhtevasını bilmeden konuya girmek mümkün değildir. Bu bakımdan gerek dirayet ve gerekse rivayet tefsiri olarak klâsik bir hüviyet kazanmış eserlerin bilinmesi gerekir. Kanaatimizce bu neviden tefsirlerin muhtevası, müelliflerinin ilmî dirayetleri, tesirleri öncelikle bilinmelidir ki konuya sıhhatli bir şekilde yaklaşılabilsin.
İşte bu mülâhazalarla Zemahşerî den sonra dirayet tefsirleri içinde mûtenâ bir mevkie sahip olduğu bilinen, muhtasar ve câmî bir tefsir olmasına rağmen, üzerinde şimdiye kadar ciddî ve ilmî bir çalışma yapıldığına Taslamadığımız Ebu l-Berekât ın Medâriku t-Tenzîl ve Hakâiku t-Te vü adlı eserini incelemeye karar verdik.
Ancak ön çalışmalar ve kaynak taraması safhasında konunun, bir tek araştırma sınırlan içinde toplanmasının çok güç olduğunu gördük. Gerçekten, bir İslâmî ilimler ansiklopedisi mahiyetindeki bu eserin pek çok yönü ayrı bir araştırmayı gerektiriyordu.
Bununla birlikte Medâriku t-Tenzîl i bütün yönleriyle ve mümkün olduğu ölçüde tanıtmak üzere hemen bütün özelliklerine -kısa da olsa- temas etmeye çalıştık. Bunun için de tefsir ilmi yanında hadis, fıkıh, kelâm, kıraat, dil ve belagat sahalarına girmeye mecbur kaldık. Zira Medâriku t-Tenzîl de bütün bu ilimlere küçümsenmeyecek derecede yer verilmişti.
Genel tabakât eserlerinde Ebu l-Berekât hakkında yeterli bilginin verilmemiş olması karşımıza ikinci ve önemli bir mesele olarak çıktı. İslâm-Türk dünyasında eserlerinin meşhur olmasına rağmen ne yazık ki biyografik eserler onun hakkında fazla bilgi vermemektedir. Ancak araştırmalarımız sırasında rastladığımız el-Kefevî nin Ketâibu A lâmi l-Ahyâr adlı eseri bize büyük ölçüde ışık tuttu.
Araştırmamızı Ebu l-Berekât a gelinceye kadar tefsir edebiyatında yer alan çalışmaları özetlediğimiz bir girişten sonra iki bölüm halinde geliştirdik. Müfessirimizin hayatını, Birinci Bölümde olmak üzere bulabildiğimiz kadarıyla ve eserlerini de göstermeye çalıştık. İkinci Bölümü de onun eseri olan Medâriku t-Tenzîl i tanıtmaya tahsis ettik.
Kendinden önceki tefsirlerden istifade etmemiş olması düşünülemeyeceğinden Medâriku t-Tenzîl i dirayet yönünden Zemahşerî nin Keşşafı ile rivayet yönüyle de Taberî nin Câmi u l-Beyân ı ile karşılaştırmalı olarak inceledik. Neticede Ebu l-Berekât ın bu eserinin dirayet ve rivayet metodlarını insicamlı bir şekilde mezceden, muhtasar, muhtasar olduğu kadar da cami bir tefsir olduğunu tesbit ettik.
- Açıklama
- Tefsirin Kur ân ilimleri içerisinde mümtaz bir mevkii olduğu kabul edilir. Asr-ı saadetten günümüze kadar İslâm âlimleri ihtisas sahaları ne olursa olsun, tefsir ilmi ile özellikle ilgilenmişlerdir.
Asr-ı saadetten başlıyarak birçok âlim, Kur ân tefsirine dair müstakil eserler te lifine yönelmiş ve böylece zengin bir tefsir literatürü teşekkül etmiştir. Arap asıllı müfessirlerin yanında, muhtelif milletlere mensup kimseler de tefsirde temayüz etmişlerdir. Bunlar arasında Türk asıllı âlimlerin bu ilme katkıları, tefsir tarihinde küçümsenemeyecek bir yer tutmaktadır.
Bu çalışmalar yanında bu gün dahi Kur ân tefsiri konusunda söylenebilecek çok şey vardır kanaatindeyiz. Ancak, sahabeden başlayarak günümüze kadar yazılmış tefsirlerin muhtevasını bilmeden konuya girmek mümkün değildir. Bu bakımdan gerek dirayet ve gerekse rivayet tefsiri olarak klâsik bir hüviyet kazanmış eserlerin bilinmesi gerekir. Kanaatimizce bu neviden tefsirlerin muhtevası, müelliflerinin ilmî dirayetleri, tesirleri öncelikle bilinmelidir ki konuya sıhhatli bir şekilde yaklaşılabilsin.
İşte bu mülâhazalarla Zemahşerî den sonra dirayet tefsirleri içinde mûtenâ bir mevkie sahip olduğu bilinen, muhtasar ve câmî bir tefsir olmasına rağmen, üzerinde şimdiye kadar ciddî ve ilmî bir çalışma yapıldığına Taslamadığımız Ebu l-Berekât ın Medâriku t-Tenzîl ve Hakâiku t-Te vü adlı eserini incelemeye karar verdik.
Ancak ön çalışmalar ve kaynak taraması safhasında konunun, bir tek araştırma sınırlan içinde toplanmasının çok güç olduğunu gördük. Gerçekten, bir İslâmî ilimler ansiklopedisi mahiyetindeki bu eserin pek çok yönü ayrı bir araştırmayı gerektiriyordu.
Bununla birlikte Medâriku t-Tenzîl i bütün yönleriyle ve mümkün olduğu ölçüde tanıtmak üzere hemen bütün özelliklerine -kısa da olsa- temas etmeye çalıştık. Bunun için de tefsir ilmi yanında hadis, fıkıh, kelâm, kıraat, dil ve belagat sahalarına girmeye mecbur kaldık. Zira Medâriku t-Tenzîl de bütün bu ilimlere küçümsenmeyecek derecede yer verilmişti.
Genel tabakât eserlerinde Ebu l-Berekât hakkında yeterli bilginin verilmemiş olması karşımıza ikinci ve önemli bir mesele olarak çıktı. İslâm-Türk dünyasında eserlerinin meşhur olmasına rağmen ne yazık ki biyografik eserler onun hakkında fazla bilgi vermemektedir. Ancak araştırmalarımız sırasında rastladığımız el-Kefevî nin Ketâibu A lâmi l-Ahyâr adlı eseri bize büyük ölçüde ışık tuttu.
Araştırmamızı Ebu l-Berekât a gelinceye kadar tefsir edebiyatında yer alan çalışmaları özetlediğimiz bir girişten sonra iki bölüm halinde geliştirdik. Müfessirimizin hayatını, Birinci Bölümde olmak üzere bulabildiğimiz kadarıyla ve eserlerini de göstermeye çalıştık. İkinci Bölümü de onun eseri olan Medâriku t-Tenzîl i tanıtmaya tahsis ettik.
Kendinden önceki tefsirlerden istifade etmemiş olması düşünülemeyeceğinden Medâriku t-Tenzîl i dirayet yönünden Zemahşerî nin Keşşafı ile rivayet yönüyle de Taberî nin Câmi u l-Beyân ı ile karşılaştırmalı olarak inceledik. Neticede Ebu l-Berekât ın bu eserinin dirayet ve rivayet metodlarını insicamlı bir şekilde mezceden, muhtasar, muhtasar olduğu kadar da cami bir tefsir olduğunu tesbit ettik.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.