%35
Edebiyat Bilimi ve Eleştiri %15 indirimli Hilmi Uçan
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9799758274658
Boyut
13.00x21.00
Sayfa Sayısı
256
Baskı
1
Basım Tarihi
2003-09
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Edebiyat Bilimi ve Eleştiri

Yazar: Hilmi Uçan
Yayınevi : Hece Yayınları
30,00TL
19,50TL
%35
Satışta değil
9799758274658
603952
Edebiyat Bilimi ve Eleştiri
Edebiyat Bilimi ve Eleştiri
19.50

"Bakmak" ve "görmek" farklı eylemlerdir. "Görmek"te bir düşünmek, algılamak, anlamak, anlamlandırmak, kestirmek, görüşmek anlamları da var. Bir filmi görmek o filmi izlemek demektir, bakmak değil; "Fransa'yı gördüm" demek, "Fransa'yı gezdim" anlamını da içerir. Bir görüşe sahip olmak, bir düşüncenin sonucudur. Bakarsınız, ama göremeyebilirsiniz. Bir resme bakılır, ama bir resim okunabilir de. Bakmak gözün eylemi, okumak beynin eylemidir. Bir bebek bakar, ama görmez, görmeye başladığı andan itibaren algılamaya başlamış demektir. Bakmak, belki okumaya, düşünmeye açılan ilk penceredir. Okursunuz, ama anlamayabilirsiniz, çünkü bakmışsınızdır. Eleştiri de ciddî bir okuma, anlama ve değerlendirme edimidir. Okumak, bir dikkati, bir özveriyi gerektirir. Tersi durumunda okuyan, bakıp geçendir, ayaküstü "mâlumât" edinendir. Okumayı ciddi almadan ciddi bilgiler edinilemez. İnsanlar yüz yüze göz ile de, el ile de, gözleriyle de, gönül ile de iletişim kurabilir. Okuyucu/eleştirmen ise, bitmiş tükenmiş, iki kapak arasına sıkılaştırılmış sözceler karşısındadır. İnsan/yazar, kalbinden geçenlerle, kulaktan dolma "malumat"larla yargılanamaz. Ancak dil insanı ele verir. Öyleyse eleştirinin ilk ilkesi önce "dil"i, "söylem"i, "eylem"i gözlemek olacaktır. Bu yazarın görevi "yazmak"tır: Canının istediğini yazar, "keyfi" davranabilir. Ama okuyucu/eleştirmenin "keyiflilik" ve "ilkesizlik" gibi bir lüksü yoktur. Okuyucu/eleştirmen sövmek, övmek, "gagalamak" peşinde olamaz: Önce anlamak, sonra anlatmak, anlamlandırmak, değerlendirmek durumundadır.

  • Açıklama
    • "Bakmak" ve "görmek" farklı eylemlerdir. "Görmek"te bir düşünmek, algılamak, anlamak, anlamlandırmak, kestirmek, görüşmek anlamları da var. Bir filmi görmek o filmi izlemek demektir, bakmak değil; "Fransa'yı gördüm" demek, "Fransa'yı gezdim" anlamını da içerir. Bir görüşe sahip olmak, bir düşüncenin sonucudur. Bakarsınız, ama göremeyebilirsiniz. Bir resme bakılır, ama bir resim okunabilir de. Bakmak gözün eylemi, okumak beynin eylemidir. Bir bebek bakar, ama görmez, görmeye başladığı andan itibaren algılamaya başlamış demektir. Bakmak, belki okumaya, düşünmeye açılan ilk penceredir. Okursunuz, ama anlamayabilirsiniz, çünkü bakmışsınızdır. Eleştiri de ciddî bir okuma, anlama ve değerlendirme edimidir. Okumak, bir dikkati, bir özveriyi gerektirir. Tersi durumunda okuyan, bakıp geçendir, ayaküstü "mâlumât" edinendir. Okumayı ciddi almadan ciddi bilgiler edinilemez. İnsanlar yüz yüze göz ile de, el ile de, gözleriyle de, gönül ile de iletişim kurabilir. Okuyucu/eleştirmen ise, bitmiş tükenmiş, iki kapak arasına sıkılaştırılmış sözceler karşısındadır. İnsan/yazar, kalbinden geçenlerle, kulaktan dolma "malumat"larla yargılanamaz. Ancak dil insanı ele verir. Öyleyse eleştirinin ilk ilkesi önce "dil"i, "söylem"i, "eylem"i gözlemek olacaktır. Bu yazarın görevi "yazmak"tır: Canının istediğini yazar, "keyfi" davranabilir. Ama okuyucu/eleştirmenin "keyiflilik" ve "ilkesizlik" gibi bir lüksü yoktur. Okuyucu/eleştirmen sövmek, övmek, "gagalamak" peşinde olamaz: Önce anlamak, sonra anlatmak, anlamlandırmak, değerlendirmek durumundadır.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat