Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786059263108
Boyut
17.00x25.00
Sayfa Sayısı
515
Basım Yeri
Ankara
Baskı
1
Basım Tarihi
2015-10
Kapak Türü
Ciltli
Kağıt Türü
1. Hamur
Dili
Türkçe
Ekonomik Yaptırımlar (Ciltli)
Yazar:
Serdar Acar
Yayınevi : Vedat Kitapçılık
150,00TL
142,50TL
%5
Satışta değil
9786059263108
635943
https://www.kitapburada.com/kitap/ekonomik-yaptirimlar-ciltli
Ekonomik Yaptırımlar (Ciltli)
142.50
Bu çalışmayı hazırlama düşüncesi, 2009 yılında bir makale fikriyle ortaya çıktı. ABD'de ve AB'de, deniz ve hava taşımaları ile sigorta ve reasüransı kapsayan ekonomik yaptırım düzenlemeleri, o sırada birer taslaktı. Bu konu, daha önce P&I sigortası üzerine çalıştığım için oldukça ilgimi çekmişti. Bir süre sonra, tartışılan yaptırımlar bir BM Güvenlik Konseyi Kararı haline geldi. Üstelik, tam o sırada İran'ı Uranyum Takası Anlaşması'na sürpriz şekilde razı eden Türkiye, ABD'nin baskılarına rağmen, bir geçici üye olarak, 1929 (2010) sayılı Karar'da olumsuz oy kullandı. Ardından, kısa sürede bambaşka bir yöne evrilecek Arap Baharı patlak verdi ve Libya, Suriye gibi yeni yaptırım rejimleri ortaya çıktı. Bu sırada İran, Afganistan ve Kuzey Kore gibi yaptırım rejimleri devam ediyordu. Ukrayna ve Suriye krizleri üzerine de, ABD ile AB, Rusya'ya karşı ekonomik yaptırım kararı aldılar. Aynı yıllarda, iki yüksek Avrupa mahkemesi, El Kaide rejimindeki varlık dondurma problemleri üzerine, tarihte ilk kez, BM Güvenlik Konseyi kararlarını hukuki denetime açan önemli kararlar verdiler.
Böylece, Irak ambargosundan bu yana, ekonomik yaptırımlar ilk defa Türkiye gündeminde popülerlik kazandı. Sadece dış politika konusu olarak değil, aynı zamanda yaptırım uygulanan ülkelerle olan önemli ticari bağlarımız nedeniyle, böyle oldu.
Bu gelişmeler yaşanırken, doğru bir konu seçtiğim yönündeki inancım pekişti. Çünkü gerek arkadaşlarım ve gerekse hocalarım ne çalıştığımı sorduklarında; ?ekonomik yaptırımlar" diyor, ardından da ?ambargo, boykot, varlık dondurma gibi şeyler" diye açıklama yapmak zorunda kalıyordum. Bütün yorumlar; ?daha ticaret hukukuna dair, daha uygulamanın içinde bir şeyler yazsaydın" şeklinde oluyordu. Konunun bilinmemesi nedeniyle, kendi açılarından haklıydılar. Fakat ben, pek çok farklı disiplini ilgilendirmesine rağmen, ekonomik yaptırımların özünde bir ticaret hukuku konusu olduğu fikrinde idim.
Tarihi olarak, eski tip abluka, Birinci Dünya Savaşı'nda yerini ticaret hukuku araçlarına bırakmaya başladı. İhracat kontrolü, gemiciliğin sertifika sistemiyle denetlenmesi, kara liste ve kontraband listeleri, varlık dondurma, tüzel kişilik perdesinin delinmesi, bu dönemde gelişti. Savaşın kaderinde etkili olan bu yeni sistem, geçmişte ticaret hukukuyla uğraşan Abluka Bakanı Lord Cecil'in eseri idi. Günümüzde ise, çok daha geliştirilen bu sisteme, sigorta/reasürans yasağı, finansman ve akreditif, garanti/karşı garanti, vb. finansal hizmetler sağlama yasağı, IMF gibi finans kuruluşlarıyla ilişkilerin bloke edilmesi, denizcilik ve havacılık şirketleriyle ilişkilerin kesilmesi, brokerlik gibi hizmetlerin, teknoloji transferinin ve yatırımların yasaklanması, vb. enstrümanlar eklendi. Ekonomik yaptırımlar, bir politik kararla uygulamaya konmakla beraber, bunların icrası daima ticaret hukuku araçlarıyla olmaktadır. Bunlardan ciddi ticari ihtilaflar çıkabileceği de, son yıllarda pek çok kez görüldü.
Bu şekilde ilgilenmeye başladığım ekonomik yaptırımlar, yaklaşık altı yılımı aldı. Böyle uzun süreli ve özellikle son dönemlerinde yoğunlaşan çalışmaların, kişinin özel hayatını ve çalışma hayatını etkilediği, iyi bilinen bir gerçektir. Bu yüzden, sabırlarını ve desteklerini hiç esirgemeyen herkese teşekkür etmeyi en zevkli borç bilirim. Bu kişilerin başında ailem vardır. Asla böyle bir düşünceye sahip olmaması gerektiği halde, beni aramak için bile en az yoğun olabileceğim saatleri kollamak inceliğini gösteren Sevgili Annem daima ilk sıradadır. Sevgili kardeşim Esra, sürekli desteğini gösterdiği, güzel haberleriyle motivasyonumu artırdığı için, ikinci sıradadır. Bu kitap kendisine armağan edilmiştir.
Doktora döneminden beri büyük desteğini gördüğüm Hocam Prof. Dr. Hüseyin ÜLGEN'e burada da teşekkür etmeyi borç sayarım. Sevgili arkadaşlarım Yard. Doç. Dr. Fatih ARICI ve Doç. Dr. Etem Hakan ERGEÇ, bu kitabın bazı kısımlarını okuyup, değerli eleştirilerde bulundular. Kürsümüzdeki genç meslektaşlarım Neytullah GÜL, Mehmet Beyazıt YILDIZ, Alperen AKKAYA ve Nihat Şenol UZUN, tashihler için süratle yardımcı oldular. Kendilerine teşekkür ederim. Sn. Vedat CARBAŞ'a, bu çalışmamın da yine özenli bir baskıyla okuyucu ile buluşmasını sağladığı için teşekkür ederim.
Kuşkusuz, her insan eseri gibi, bu kitapta da gözümden kaçan bazı eksiklikler ve hatalar olmuştur. Bunlar ise tamamen bana aittir.
Ataşehir, Ekim 2015
Böylece, Irak ambargosundan bu yana, ekonomik yaptırımlar ilk defa Türkiye gündeminde popülerlik kazandı. Sadece dış politika konusu olarak değil, aynı zamanda yaptırım uygulanan ülkelerle olan önemli ticari bağlarımız nedeniyle, böyle oldu.
Bu gelişmeler yaşanırken, doğru bir konu seçtiğim yönündeki inancım pekişti. Çünkü gerek arkadaşlarım ve gerekse hocalarım ne çalıştığımı sorduklarında; ?ekonomik yaptırımlar" diyor, ardından da ?ambargo, boykot, varlık dondurma gibi şeyler" diye açıklama yapmak zorunda kalıyordum. Bütün yorumlar; ?daha ticaret hukukuna dair, daha uygulamanın içinde bir şeyler yazsaydın" şeklinde oluyordu. Konunun bilinmemesi nedeniyle, kendi açılarından haklıydılar. Fakat ben, pek çok farklı disiplini ilgilendirmesine rağmen, ekonomik yaptırımların özünde bir ticaret hukuku konusu olduğu fikrinde idim.
Tarihi olarak, eski tip abluka, Birinci Dünya Savaşı'nda yerini ticaret hukuku araçlarına bırakmaya başladı. İhracat kontrolü, gemiciliğin sertifika sistemiyle denetlenmesi, kara liste ve kontraband listeleri, varlık dondurma, tüzel kişilik perdesinin delinmesi, bu dönemde gelişti. Savaşın kaderinde etkili olan bu yeni sistem, geçmişte ticaret hukukuyla uğraşan Abluka Bakanı Lord Cecil'in eseri idi. Günümüzde ise, çok daha geliştirilen bu sisteme, sigorta/reasürans yasağı, finansman ve akreditif, garanti/karşı garanti, vb. finansal hizmetler sağlama yasağı, IMF gibi finans kuruluşlarıyla ilişkilerin bloke edilmesi, denizcilik ve havacılık şirketleriyle ilişkilerin kesilmesi, brokerlik gibi hizmetlerin, teknoloji transferinin ve yatırımların yasaklanması, vb. enstrümanlar eklendi. Ekonomik yaptırımlar, bir politik kararla uygulamaya konmakla beraber, bunların icrası daima ticaret hukuku araçlarıyla olmaktadır. Bunlardan ciddi ticari ihtilaflar çıkabileceği de, son yıllarda pek çok kez görüldü.
Bu şekilde ilgilenmeye başladığım ekonomik yaptırımlar, yaklaşık altı yılımı aldı. Böyle uzun süreli ve özellikle son dönemlerinde yoğunlaşan çalışmaların, kişinin özel hayatını ve çalışma hayatını etkilediği, iyi bilinen bir gerçektir. Bu yüzden, sabırlarını ve desteklerini hiç esirgemeyen herkese teşekkür etmeyi en zevkli borç bilirim. Bu kişilerin başında ailem vardır. Asla böyle bir düşünceye sahip olmaması gerektiği halde, beni aramak için bile en az yoğun olabileceğim saatleri kollamak inceliğini gösteren Sevgili Annem daima ilk sıradadır. Sevgili kardeşim Esra, sürekli desteğini gösterdiği, güzel haberleriyle motivasyonumu artırdığı için, ikinci sıradadır. Bu kitap kendisine armağan edilmiştir.
Doktora döneminden beri büyük desteğini gördüğüm Hocam Prof. Dr. Hüseyin ÜLGEN'e burada da teşekkür etmeyi borç sayarım. Sevgili arkadaşlarım Yard. Doç. Dr. Fatih ARICI ve Doç. Dr. Etem Hakan ERGEÇ, bu kitabın bazı kısımlarını okuyup, değerli eleştirilerde bulundular. Kürsümüzdeki genç meslektaşlarım Neytullah GÜL, Mehmet Beyazıt YILDIZ, Alperen AKKAYA ve Nihat Şenol UZUN, tashihler için süratle yardımcı oldular. Kendilerine teşekkür ederim. Sn. Vedat CARBAŞ'a, bu çalışmamın da yine özenli bir baskıyla okuyucu ile buluşmasını sağladığı için teşekkür ederim.
Kuşkusuz, her insan eseri gibi, bu kitapta da gözümden kaçan bazı eksiklikler ve hatalar olmuştur. Bunlar ise tamamen bana aittir.
Ataşehir, Ekim 2015
- Açıklama
- Bu çalışmayı hazırlama düşüncesi, 2009 yılında bir makale fikriyle ortaya çıktı. ABD'de ve AB'de, deniz ve hava taşımaları ile sigorta ve reasüransı kapsayan ekonomik yaptırım düzenlemeleri, o sırada birer taslaktı. Bu konu, daha önce P&I sigortası üzerine çalıştığım için oldukça ilgimi çekmişti. Bir süre sonra, tartışılan yaptırımlar bir BM Güvenlik Konseyi Kararı haline geldi. Üstelik, tam o sırada İran'ı Uranyum Takası Anlaşması'na sürpriz şekilde razı eden Türkiye, ABD'nin baskılarına rağmen, bir geçici üye olarak, 1929 (2010) sayılı Karar'da olumsuz oy kullandı. Ardından, kısa sürede bambaşka bir yöne evrilecek Arap Baharı patlak verdi ve Libya, Suriye gibi yeni yaptırım rejimleri ortaya çıktı. Bu sırada İran, Afganistan ve Kuzey Kore gibi yaptırım rejimleri devam ediyordu. Ukrayna ve Suriye krizleri üzerine de, ABD ile AB, Rusya'ya karşı ekonomik yaptırım kararı aldılar. Aynı yıllarda, iki yüksek Avrupa mahkemesi, El Kaide rejimindeki varlık dondurma problemleri üzerine, tarihte ilk kez, BM Güvenlik Konseyi kararlarını hukuki denetime açan önemli kararlar verdiler.
Böylece, Irak ambargosundan bu yana, ekonomik yaptırımlar ilk defa Türkiye gündeminde popülerlik kazandı. Sadece dış politika konusu olarak değil, aynı zamanda yaptırım uygulanan ülkelerle olan önemli ticari bağlarımız nedeniyle, böyle oldu.
Bu gelişmeler yaşanırken, doğru bir konu seçtiğim yönündeki inancım pekişti. Çünkü gerek arkadaşlarım ve gerekse hocalarım ne çalıştığımı sorduklarında; ?ekonomik yaptırımlar" diyor, ardından da ?ambargo, boykot, varlık dondurma gibi şeyler" diye açıklama yapmak zorunda kalıyordum. Bütün yorumlar; ?daha ticaret hukukuna dair, daha uygulamanın içinde bir şeyler yazsaydın" şeklinde oluyordu. Konunun bilinmemesi nedeniyle, kendi açılarından haklıydılar. Fakat ben, pek çok farklı disiplini ilgilendirmesine rağmen, ekonomik yaptırımların özünde bir ticaret hukuku konusu olduğu fikrinde idim.
Tarihi olarak, eski tip abluka, Birinci Dünya Savaşı'nda yerini ticaret hukuku araçlarına bırakmaya başladı. İhracat kontrolü, gemiciliğin sertifika sistemiyle denetlenmesi, kara liste ve kontraband listeleri, varlık dondurma, tüzel kişilik perdesinin delinmesi, bu dönemde gelişti. Savaşın kaderinde etkili olan bu yeni sistem, geçmişte ticaret hukukuyla uğraşan Abluka Bakanı Lord Cecil'in eseri idi. Günümüzde ise, çok daha geliştirilen bu sisteme, sigorta/reasürans yasağı, finansman ve akreditif, garanti/karşı garanti, vb. finansal hizmetler sağlama yasağı, IMF gibi finans kuruluşlarıyla ilişkilerin bloke edilmesi, denizcilik ve havacılık şirketleriyle ilişkilerin kesilmesi, brokerlik gibi hizmetlerin, teknoloji transferinin ve yatırımların yasaklanması, vb. enstrümanlar eklendi. Ekonomik yaptırımlar, bir politik kararla uygulamaya konmakla beraber, bunların icrası daima ticaret hukuku araçlarıyla olmaktadır. Bunlardan ciddi ticari ihtilaflar çıkabileceği de, son yıllarda pek çok kez görüldü.
Bu şekilde ilgilenmeye başladığım ekonomik yaptırımlar, yaklaşık altı yılımı aldı. Böyle uzun süreli ve özellikle son dönemlerinde yoğunlaşan çalışmaların, kişinin özel hayatını ve çalışma hayatını etkilediği, iyi bilinen bir gerçektir. Bu yüzden, sabırlarını ve desteklerini hiç esirgemeyen herkese teşekkür etmeyi en zevkli borç bilirim. Bu kişilerin başında ailem vardır. Asla böyle bir düşünceye sahip olmaması gerektiği halde, beni aramak için bile en az yoğun olabileceğim saatleri kollamak inceliğini gösteren Sevgili Annem daima ilk sıradadır. Sevgili kardeşim Esra, sürekli desteğini gösterdiği, güzel haberleriyle motivasyonumu artırdığı için, ikinci sıradadır. Bu kitap kendisine armağan edilmiştir.
Doktora döneminden beri büyük desteğini gördüğüm Hocam Prof. Dr. Hüseyin ÜLGEN'e burada da teşekkür etmeyi borç sayarım. Sevgili arkadaşlarım Yard. Doç. Dr. Fatih ARICI ve Doç. Dr. Etem Hakan ERGEÇ, bu kitabın bazı kısımlarını okuyup, değerli eleştirilerde bulundular. Kürsümüzdeki genç meslektaşlarım Neytullah GÜL, Mehmet Beyazıt YILDIZ, Alperen AKKAYA ve Nihat Şenol UZUN, tashihler için süratle yardımcı oldular. Kendilerine teşekkür ederim. Sn. Vedat CARBAŞ'a, bu çalışmamın da yine özenli bir baskıyla okuyucu ile buluşmasını sağladığı için teşekkür ederim.
Kuşkusuz, her insan eseri gibi, bu kitapta da gözümden kaçan bazı eksiklikler ve hatalar olmuştur. Bunlar ise tamamen bana aittir.
Ataşehir, Ekim 2015
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.