Bu kitaptaki deyişlere şiir adını vermedim. Deyiş daha ruhani bir mana ile yazılır. Deyişi yazacak olan eren öyle ben deyiş söyleyim, ben deyiş yazayım diye ortalığa çıkmaz, çıkamaz. Hayatında çok çetin olaylar geçer. Gönlündeki biriktirdiği bütün her şey taşmaya ve sudur etmeye başlar. O zaman kalem kendiliğinden yazmaya başlar. Öyle ki ne zaman yazacağı belli olmaz. Gâh gece yarısı, gâh yol ortasında bütün mısralar gönlüne dökülmeye başlar. Elif Sırrı, isminin manası çok derinlerde yatar. Ural Dağlarından bana gelen fermanda gece vakti yazdığım Elif Sırrının aynısını gördüm. Daha ötesinde olanı yazmam doğru olmaz. Yani şu hayat içinde her şey birbiriyle bağlantı içinde. Her ne kadar insanlar bu bağlantıdan o kadar bihaber olsa bile. Deyişlerimizi okuyan canlara şunu söyleyebilirim: Bu deyişlerin hiçbirisi bana ait değil değildir. Hepinizin bir deryada bir damla misali katkısı vardır. Sadece benim yaptığım vahdet denizinden gönlüme akan pınarı sözler halinde bir deyişle kalem oldum. Bu kitabı, divanı asla ben yazdım diyemem. Neden mi? Okuduğunuz deyişler on, beş, üç dakika içinde bir anda yazıldı. Canlar babamı kollarımın arasında öte aleme uğurladım. O zaman dilimdeki düğüm çözüldü. Yanmak dünü gün aynı güneş olmak ve cümle aleme hayat olmak için bizim kaderimizdi. Yandıkça yandık ve güneş olduk, parladı ki ışıttık. Eğer öylesine yanmasaydık, gönlümüze hiçbir şey doğmazdı. Yanmadan olmaz mı? Yanmazsa güneşler aydınlanmaz hiçbir yer. Okuduğunuz bütün deyişlerin her birinin bir yaşanmışlık hikayesi vardır. Kimisi bu dünya hayatında kimisi ervahı ezel diye bildiğimiz ruhların önceki hayatlarında. Bu yüzdendir ki okuduğunuz deyişleri bir daha okumanızı tavsiye ederim. Her okuduğunuzda sizler yepyeni manalar bulmaya başlayacaksınız.
- Açıklama
Bu kitaptaki deyişlere şiir adını vermedim. Deyiş daha ruhani bir mana ile yazılır. Deyişi yazacak olan eren öyle ben deyiş söyleyim, ben deyiş yazayım diye ortalığa çıkmaz, çıkamaz. Hayatında çok çetin olaylar geçer. Gönlündeki biriktirdiği bütün her şey taşmaya ve sudur etmeye başlar. O zaman kalem kendiliğinden yazmaya başlar. Öyle ki ne zaman yazacağı belli olmaz. Gâh gece yarısı, gâh yol ortasında bütün mısralar gönlüne dökülmeye başlar. Elif Sırrı, isminin manası çok derinlerde yatar. Ural Dağlarından bana gelen fermanda gece vakti yazdığım Elif Sırrının aynısını gördüm. Daha ötesinde olanı yazmam doğru olmaz. Yani şu hayat içinde her şey birbiriyle bağlantı içinde. Her ne kadar insanlar bu bağlantıdan o kadar bihaber olsa bile. Deyişlerimizi okuyan canlara şunu söyleyebilirim: Bu deyişlerin hiçbirisi bana ait değil değildir. Hepinizin bir deryada bir damla misali katkısı vardır. Sadece benim yaptığım vahdet denizinden gönlüme akan pınarı sözler halinde bir deyişle kalem oldum. Bu kitabı, divanı asla ben yazdım diyemem. Neden mi? Okuduğunuz deyişler on, beş, üç dakika içinde bir anda yazıldı. Canlar babamı kollarımın arasında öte aleme uğurladım. O zaman dilimdeki düğüm çözüldü. Yanmak dünü gün aynı güneş olmak ve cümle aleme hayat olmak için bizim kaderimizdi. Yandıkça yandık ve güneş olduk, parladı ki ışıttık. Eğer öylesine yanmasaydık, gönlümüze hiçbir şey doğmazdı. Yanmadan olmaz mı? Yanmazsa güneşler aydınlanmaz hiçbir yer. Okuduğunuz bütün deyişlerin her birinin bir yaşanmışlık hikayesi vardır. Kimisi bu dünya hayatında kimisi ervahı ezel diye bildiğimiz ruhların önceki hayatlarında. Bu yüzdendir ki okuduğunuz deyişleri bir daha okumanızı tavsiye ederim. Her okuduğunuzda sizler yepyeni manalar bulmaya başlayacaksınız.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.