Erdemliliğin YoluSonsuzluğun Kadim Bilgeliği
Hoşgörüsüzlük ve nefret tarih boyunca ayrılığa ve bölünmeye yol açtı. Bu sürecin sonunda devletler, halklar ve bireyler arasında, tüm Dünya'da gerginlik hüküm sürdü. Hoşgörüsüzlük illeti her yeri kanser gibi sarmış.
Ve yine de dünyada yaşanan kriz bizi birleşme yollarını aramaya itmektedir. Biz artık dünyanın yokuş aşağı yuvarlanmasına izin veremeyiz. Değişim zamanı geldi. Kabala bize diyor ki: Genel ve bütünsel Doğa'nın parçası olduğumuz için, onun gibi olmalıyız. Ancak aramızdaki birlik koşulu yerine getirildiği zaman, Doğa'nın olumlu etkilerini hayatımızda hissedebiliriz. Bu nedenle uydurulmuş kültürel, dinsel ve mental farklılıkları bir yana bırakıp, bizi birbirimize bağlayan birlik noktasını bulmalıyız.
Uzun zaman beklenen birliğe ulaştığımız vakit, kalbimizde saklı olan o içsel gücü uyandırabiliriz. O zaman sıkıntı ve acıların yerini iyilik ve sevinç alacaktır. Doğa'nın yasaları ne gerektiriyor?
Doğa mutlak sevgi ve ahenk içindedir. Onun üç temel cansız, bitkisel ve hayvansal seviyeleri dengeyi içgüdüsel olarak sağlıyorlar. Sadece insan egoistik doğasını takip ederek dengeyi bozmaktadır. Kabalistler bize açıkça bu şekilde devam edemeyeceğimizi söylüyorlar. Doğa bizden onun dengesini korumamızı istiyor, diğer bir deyişle onun gibi ebedi ve mükemmel olmalıyız. Bunun için egoistik gururun üstesinden gelip gerçek bir sevgiyle birliğe varmalıyız. Gerçekleştirilemez mi?
Kabala Bilimi umut ve iyimserlikle geçen bir yola ışık tutuyor. O bize mevcut düşüşün yeni gerçekliğe atılım için bir sıçrama tahtası olabileceğini söylüyor. Bu geçici safha çok ağır ve acı verici gözükse de şimdiye kadar bulunduğumuz sarhoşluk ve gafletten iyidir.
Kırılma noktası genel sistemi kavramakta saklıdır. Bize düşen rolümüzü anlarsak, dünya genelinde milyonlarca insanın beklediği iyiliğin ve mutluluğun habercileri olabiliriz.
Değişim rüzgarları esmeye başladı. Bunlardan korkup reddetmek yerine, bu değişimlere, yükselen güneşe başını çevirmeye hazır çiçek gibi, hazır olmak gerekiyor.
- Açıklama
Hoşgörüsüzlük ve nefret tarih boyunca ayrılığa ve bölünmeye yol açtı. Bu sürecin sonunda devletler, halklar ve bireyler arasında, tüm Dünya'da gerginlik hüküm sürdü. Hoşgörüsüzlük illeti her yeri kanser gibi sarmış.
Ve yine de dünyada yaşanan kriz bizi birleşme yollarını aramaya itmektedir. Biz artık dünyanın yokuş aşağı yuvarlanmasına izin veremeyiz. Değişim zamanı geldi. Kabala bize diyor ki: Genel ve bütünsel Doğa'nın parçası olduğumuz için, onun gibi olmalıyız. Ancak aramızdaki birlik koşulu yerine getirildiği zaman, Doğa'nın olumlu etkilerini hayatımızda hissedebiliriz. Bu nedenle uydurulmuş kültürel, dinsel ve mental farklılıkları bir yana bırakıp, bizi birbirimize bağlayan birlik noktasını bulmalıyız.
Uzun zaman beklenen birliğe ulaştığımız vakit, kalbimizde saklı olan o içsel gücü uyandırabiliriz. O zaman sıkıntı ve acıların yerini iyilik ve sevinç alacaktır. Doğa'nın yasaları ne gerektiriyor?
Doğa mutlak sevgi ve ahenk içindedir. Onun üç temel cansız, bitkisel ve hayvansal seviyeleri dengeyi içgüdüsel olarak sağlıyorlar. Sadece insan egoistik doğasını takip ederek dengeyi bozmaktadır. Kabalistler bize açıkça bu şekilde devam edemeyeceğimizi söylüyorlar. Doğa bizden onun dengesini korumamızı istiyor, diğer bir deyişle onun gibi ebedi ve mükemmel olmalıyız. Bunun için egoistik gururun üstesinden gelip gerçek bir sevgiyle birliğe varmalıyız. Gerçekleştirilemez mi?
Kabala Bilimi umut ve iyimserlikle geçen bir yola ışık tutuyor. O bize mevcut düşüşün yeni gerçekliğe atılım için bir sıçrama tahtası olabileceğini söylüyor. Bu geçici safha çok ağır ve acı verici gözükse de şimdiye kadar bulunduğumuz sarhoşluk ve gafletten iyidir.
Kırılma noktası genel sistemi kavramakta saklıdır. Bize düşen rolümüzü anlarsak, dünya genelinde milyonlarca insanın beklediği iyiliğin ve mutluluğun habercileri olabiliriz.
Değişim rüzgarları esmeye başladı. Bunlardan korkup reddetmek yerine, bu değişimlere, yükselen güneşe başını çevirmeye hazır çiçek gibi, hazır olmak gerekiyor.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.