Eren Tümer Seti (2 Kitap Takım)
Setimiz Eren Tümer'in “Kayıp” ve “Yol” kitaplarından oluşmaktadır.Kayıp:
İniş ve çıkışlardan ibarettir derler hayat için. Fakat bu sadece inişlerden örülü bir hikâye ve kayıtsızca bir var oluşun cançekişlerinden...
“Sonra yalnızlığımı düşünmeye başladım. Bilerek, isteyerek, ince ince tasarlayarak, özellikle inşa ettiğim yalnızlığımı. Asgarisayıda dost edinmiş, asgari ölçüde aşk yaşamış, asgari biçimde sorumluluk almış ve böylece asgari bir insan olup çıkmıştım.Bugüne dek, aslındauzun zamandır ölümcülbir hastalığın ellerindeolduğum hiç aklımagelmemişti. Yaraları yeryer kabukbağlayanancak iyileşmeye başladığı her seferinde kaşınmaktan yeniden kanamaya başlayan bir hastalığın ellerinde.”
Yol:
Yürümesi pek kolay olmayanbir yol bu.Sözcüklerden, cümlelerden, noktave virgüllerden ibaret birdilin anlatmaya yetmediğiyerdeçizgilerin, gölgelerin, karalamaların ve siluetlerin eşlik ettiği hüzünlü bir yol… Bir yürüyüşün eskizi…
“Tüm uykulardan ayrık ve kendi başına buyruk düşlerdi gördükleri. Sözcüksüz cümleler, ritimsiz şarkılar, uyaksız şiirler vekahramansız kalmış kimsesiz öykülerdi kulaklarına çalınan. Işıksız kentler, renksiz peyzajlar, kıpırtısız insanlardı gözlerineilişen. Tastamam bir yalnızlıktı bu, çoğulluğun içindeki yalnızlığın insanın göğsüne tıpkı bir öküzün oturuşu gibi ağır ağırçöküşü, yani adetasoluksuz bırakışı. Veumudun, bir ömrüntamamını ölümle hiçhesaplaşmadan yaşamışolma hissi kadarimkânsız oluşu...”
“Derinliklerinde hiçbir endişe belirmeyen gözlerin pervasızca üzerinde gezindiği herhangi bir yerde olmak istedi. Sonra hayatıboyunca hiçbir yük taşımamış, dertsiz ve uyuşuk gövdelerden herhangi biri olmak; hiç can çekişmeden, iyi ve yüce olanı dahaiyi anlamanın hazzına varmak ve insana tüm güzellikleritek solukta vaat edebilen büyüleyici sesler işitmek…”
“Başlamak üzere olan bu yolculuğa kadar, var olduğuna dair inancını pekiştiren her kıpırtı, aslında kayıp bir zamanın içindebir uçtan ötekine savrulup duran tiz bir ruhun çaresiz debelenmeleriydi. Şimdiatacağı her adımla birlikte, üst üste yığılıbinalardan başka bir şey olmayan bu şehir, bir müddet sonra tıpkı soluk renkli bir fotoğraf gibi, donuk bir anın sureti olacakve onunla birlikte ona ait tüm uğultular, göz kamaştırıcı ışıklar, yansımalar ve görüntüler -belki de sonsuza dek- geridekalacaktı.”
- Açıklama
Setimiz Eren Tümer'in “Kayıp” ve “Yol” kitaplarından oluşmaktadır.Kayıp:
İniş ve çıkışlardan ibarettir derler hayat için. Fakat bu sadece inişlerden örülü bir hikâye ve kayıtsızca bir var oluşun cançekişlerinden...“Sonra yalnızlığımı düşünmeye başladım. Bilerek, isteyerek, ince ince tasarlayarak, özellikle inşa ettiğim yalnızlığımı. Asgarisayıda dost edinmiş, asgari ölçüde aşk yaşamış, asgari biçimde sorumluluk almış ve böylece asgari bir insan olup çıkmıştım.Bugüne dek, aslındauzun zamandır ölümcülbir hastalığın ellerindeolduğum hiç aklımagelmemişti. Yaraları yeryer kabukbağlayanancak iyileşmeye başladığı her seferinde kaşınmaktan yeniden kanamaya başlayan bir hastalığın ellerinde.”
Yol:
Yürümesi pek kolay olmayanbir yol bu.Sözcüklerden, cümlelerden, noktave virgüllerden ibaret birdilin anlatmaya yetmediğiyerdeçizgilerin, gölgelerin, karalamaların ve siluetlerin eşlik ettiği hüzünlü bir yol… Bir yürüyüşün eskizi…
“Tüm uykulardan ayrık ve kendi başına buyruk düşlerdi gördükleri. Sözcüksüz cümleler, ritimsiz şarkılar, uyaksız şiirler vekahramansız kalmış kimsesiz öykülerdi kulaklarına çalınan. Işıksız kentler, renksiz peyzajlar, kıpırtısız insanlardı gözlerineilişen. Tastamam bir yalnızlıktı bu, çoğulluğun içindeki yalnızlığın insanın göğsüne tıpkı bir öküzün oturuşu gibi ağır ağırçöküşü, yani adetasoluksuz bırakışı. Veumudun, bir ömrüntamamını ölümle hiçhesaplaşmadan yaşamışolma hissi kadarimkânsız oluşu...”
“Derinliklerinde hiçbir endişe belirmeyen gözlerin pervasızca üzerinde gezindiği herhangi bir yerde olmak istedi. Sonra hayatıboyunca hiçbir yük taşımamış, dertsiz ve uyuşuk gövdelerden herhangi biri olmak; hiç can çekişmeden, iyi ve yüce olanı dahaiyi anlamanın hazzına varmak ve insana tüm güzellikleritek solukta vaat edebilen büyüleyici sesler işitmek…”
“Başlamak üzere olan bu yolculuğa kadar, var olduğuna dair inancını pekiştiren her kıpırtı, aslında kayıp bir zamanın içindebir uçtan ötekine savrulup duran tiz bir ruhun çaresiz debelenmeleriydi. Şimdiatacağı her adımla birlikte, üst üste yığılıbinalardan başka bir şey olmayan bu şehir, bir müddet sonra tıpkı soluk renkli bir fotoğraf gibi, donuk bir anın sureti olacakve onunla birlikte ona ait tüm uğultular, göz kamaştırıcı ışıklar, yansımalar ve görüntüler -belki de sonsuza dek- geridekalacaktı.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.