Ermeni Soykırımı İddialarına Karşı Bir YanıtBilimsel Yönteme ve Bilimsel Ahlaka Aykırı
Bu çalışma birbiriyle bağımsız sayamayacağımız ve neredeyse eş zamanlı yayınlanmış, aynı amaca hizmet eden iki kitap üzerine eleştirel bir okumanın ürünüdür. Her iki kitabın benzer yönleri, benzer bilimsel eksiklikleri, beni bu kitabı yazmaya itti. Her iki kitabın da kötü niyetli ve bilimsel yöntemin ve bilimsel etiğin çerçevesi dışında bir içerik ve kurguya sahip iki örnek olduğunu düşünüyorum. Hans –Lukas Kieser'in Talat Paşa kitabı tarihsel bir kişiyi, Taner Akçam'ın kitabı ise tarihsel bir dönemi ele alma iddiasında bulunsa da her ikisi de “Ermeni Soykırımı” tezini veri kabul ederek ve buradan yola çıkarak aslında günümüze ilişkin politik bir çabanın ya da talebin parçası olarak karşımıza çıkıyorlar. Bu politik çaba, “Tarihiyle yüzleşmek” adı altında ikinci cumhuriyetçi ve siyasal islamcı tezlerin Türkiye'yi dönüştürmesine destek çıkmaktır. İkincisi her iki kitap da söz konusu politik amacın parçası olarak Mustafa Kemal Atatürk'ü karalamak, tarihsel değerini ve ona duyulan sevgi ve bağlılığı zayıflatmak amacındalar.
Bizi, ülkenin aydın geleneğini, akademik birikimini “yok olmuş” kabul ediyorlar. Belki dışardan gerçekten de öyle görünüyor; bilemiyorum. Yazdıklarının yer yer ciddiyetsiz hallerine bakıldığında çok kolay bir biçimde son darbeleri indireceklerini düşünüyor gibiler. Ama o kadar da değil. 12 Eylül faşist Askeri Darbesi akademide çok büyük bir yıkım yaptı, doğru, ama bitmedik ve buradayız. Biz Türkkaya Ataöv'lerin, Yalçın Küçük'lerin, Taner Timur'ların, Yahya Sezai Tezel'lerin, Mümtaz Soysal'ların Sina Akşin'lerin, Oral Sander'lerin tırnağı olamayız belki ama, eksik de olsa, bu geleneğin devamıyız, ikinci cumhuriyetçilerin, siyasal islamcıların soyundan değiliz.
1915 olayları hakkındaki görüşler “Soykırım vardır” ve “Resmi Söylem” gibi iki karşıt kategoriye hapsedilemez. Bu çalışmada “Soykırım vardır” düşüncesine karşı Türkiye'de eğer bir “Resmi Söylem” kategorisi varsa bu iki kategori dışında “Soykırım olmamıştır ama…” diye başlayan üçüncü bir “Sivil Söylem” kategorisi inşa etmeye, varsa da bu kategoriyi savunmaya ve beslemeye çalışıyorum.
- Açıklama
Bu çalışma birbiriyle bağımsız sayamayacağımız ve neredeyse eş zamanlı yayınlanmış, aynı amaca hizmet eden iki kitap üzerine eleştirel bir okumanın ürünüdür. Her iki kitabın benzer yönleri, benzer bilimsel eksiklikleri, beni bu kitabı yazmaya itti. Her iki kitabın da kötü niyetli ve bilimsel yöntemin ve bilimsel etiğin çerçevesi dışında bir içerik ve kurguya sahip iki örnek olduğunu düşünüyorum. Hans –Lukas Kieser'in Talat Paşa kitabı tarihsel bir kişiyi, Taner Akçam'ın kitabı ise tarihsel bir dönemi ele alma iddiasında bulunsa da her ikisi de “Ermeni Soykırımı” tezini veri kabul ederek ve buradan yola çıkarak aslında günümüze ilişkin politik bir çabanın ya da talebin parçası olarak karşımıza çıkıyorlar. Bu politik çaba, “Tarihiyle yüzleşmek” adı altında ikinci cumhuriyetçi ve siyasal islamcı tezlerin Türkiye'yi dönüştürmesine destek çıkmaktır. İkincisi her iki kitap da söz konusu politik amacın parçası olarak Mustafa Kemal Atatürk'ü karalamak, tarihsel değerini ve ona duyulan sevgi ve bağlılığı zayıflatmak amacındalar.
Bizi, ülkenin aydın geleneğini, akademik birikimini “yok olmuş” kabul ediyorlar. Belki dışardan gerçekten de öyle görünüyor; bilemiyorum. Yazdıklarının yer yer ciddiyetsiz hallerine bakıldığında çok kolay bir biçimde son darbeleri indireceklerini düşünüyor gibiler. Ama o kadar da değil. 12 Eylül faşist Askeri Darbesi akademide çok büyük bir yıkım yaptı, doğru, ama bitmedik ve buradayız. Biz Türkkaya Ataöv'lerin, Yalçın Küçük'lerin, Taner Timur'ların, Yahya Sezai Tezel'lerin, Mümtaz Soysal'ların Sina Akşin'lerin, Oral Sander'lerin tırnağı olamayız belki ama, eksik de olsa, bu geleneğin devamıyız, ikinci cumhuriyetçilerin, siyasal islamcıların soyundan değiliz.
1915 olayları hakkındaki görüşler “Soykırım vardır” ve “Resmi Söylem” gibi iki karşıt kategoriye hapsedilemez. Bu çalışmada “Soykırım vardır” düşüncesine karşı Türkiye'de eğer bir “Resmi Söylem” kategorisi varsa bu iki kategori dışında “Soykırım olmamıştır ama…” diye başlayan üçüncü bir “Sivil Söylem” kategorisi inşa etmeye, varsa da bu kategoriyi savunmaya ve beslemeye çalışıyorum.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.