Berkun Oya'nın yıllardır beklenen metinleri Esneyen Boşluk adıyla nihayet kitaplaşıyor. Öyküler, gazete yazıları, tiyatro oyunları ve bir yazarlık jesti olarak “terk edilmiş bir roman”...
Birçok dalda konuşan, konuştuğunu dinleten bir yazar Berkun Oya. Bu kitap yıllar içine dağılan metinlerin bir retrospektifi. Hepsinde ayrı bir dönem, hepsinde başka bir verim. Okunmayı, şerh edilmeyi bekliyor. Boşluk, önce kendini esnetiyor.
“Sen artık benim içimde esneyen bir boşluksun, birbirimizi kandırmayalım, bitti, buraya kadar... İyi bak kendine, mevsim dönüyor, zibidi gibi çıkma sokağa, sıkı giyin, gece yarılarında abuk sabuk mesajlar atma insanlara, o saatte bir mesajla kalkıp gelenlere tüm hayatını ortaya serme, her sigaraya öpücük verme. İnsanlarla beni konuşma, elâlemin diline düşürme, ne kendini, ne beni.
Soran olursa, hastaydı, uyuttuk dersin. Ben aşağı sokakta o kör kızın köpeğiyle dalaşmıştım hatırlıyor musun, geçen yaz, uzun uzun suratına bakmıştık hani kızın ikimiz de, köpeği de üstüme atlamıştı benim, çıkık çeneli, kumral bir kız, hatırladın mı? Bul o kızı, dinle beni, bir bildiğim var da söylüyorum, tanıyorum seni, iyi tanıyorum. Lafımı dinle, bul o kızı... Hadi, çıkıyorum ben bu evden artık, son kez, sensiz ve tasmasız, hakkını helal et, aç kapıyı.”
- Açıklama
Berkun Oya'nın yıllardır beklenen metinleri Esneyen Boşluk adıyla nihayet kitaplaşıyor. Öyküler, gazete yazıları, tiyatro oyunları ve bir yazarlık jesti olarak “terk edilmiş bir roman”...
Birçok dalda konuşan, konuştuğunu dinleten bir yazar Berkun Oya. Bu kitap yıllar içine dağılan metinlerin bir retrospektifi. Hepsinde ayrı bir dönem, hepsinde başka bir verim. Okunmayı, şerh edilmeyi bekliyor. Boşluk, önce kendini esnetiyor.
“Sen artık benim içimde esneyen bir boşluksun, birbirimizi kandırmayalım, bitti, buraya kadar... İyi bak kendine, mevsim dönüyor, zibidi gibi çıkma sokağa, sıkı giyin, gece yarılarında abuk sabuk mesajlar atma insanlara, o saatte bir mesajla kalkıp gelenlere tüm hayatını ortaya serme, her sigaraya öpücük verme. İnsanlarla beni konuşma, elâlemin diline düşürme, ne kendini, ne beni.
Soran olursa, hastaydı, uyuttuk dersin. Ben aşağı sokakta o kör kızın köpeğiyle dalaşmıştım hatırlıyor musun, geçen yaz, uzun uzun suratına bakmıştık hani kızın ikimiz de, köpeği de üstüme atlamıştı benim, çıkık çeneli, kumral bir kız, hatırladın mı? Bul o kızı, dinle beni, bir bildiğim var da söylüyorum, tanıyorum seni, iyi tanıyorum. Lafımı dinle, bul o kızı... Hadi, çıkıyorum ben bu evden artık, son kez, sensiz ve tasmasız, hakkını helal et, aç kapıyı.”
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.