%20
Ezidiler 73.Ferman Katliam Ve Kuruluş Nurcan Baysal
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789750518751
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
278
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-01
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Ezidiler: 73. Ferman Katliam ve Kurtuluş

Yazar: Nurcan Baysal
Yayınevi : İletişim Yayınevi
65,00TL
52,00TL
%20
Satışta değil
9789750518751
625858
Ezidiler: 73. Ferman Katliam ve Kurtuluş
Ezidiler: 73. Ferman Katliam ve Kurtuluş
52.00

“21. yüzyılda insanlık boğazlandı ve dünya bunu canlı canlı izliyor. Şimdi kıştır. Havalar soğuktur. Kıyafet yok. Soba yok. Biz çocuklarımızı düşünüyoruz. Asıl ‘Büyük Şey' yaşandı geçti. Yaşadıklarını anlatmıyorlar. Asıl ‘Büyük Şey'i söylemiyorlar. Ben açlıktan ölmem.

Ben soğuktan da ölmem. Kampta şuyumuz yok, buyumuz yok diyenler de haklı, biliyorum. Çünkü çocukları var. Çocukları aç. Ama unutma ve unutturma! Asıl ‘Büyük Şey' arkada kaldı.”

IŞİD'in katliamlarından kaçarak Şengal Dağı'na sığınan Ezidiler, dünya kamuoyunun gündemine, gönderilen yardım helikopterlerine “tutunmaya” çalışan insanlar olarak girdiler. Tutunmaya çalıştıkları aslında helikopterler değil yaşamın kendisiydi; kimilerinin satranç tahtası olarak kimilerinin ise bataklık olarak tarif ettiği bir coğrafyadan umuda yolculuğun sarsıcı bir portresiydi basında çıkan bu kareler...

Ama o kadarla kaldı. IŞİD, Suriye, Rusya ve ABD denklemine kilitlenen Ortadoğu'nun makro gündeminde ufak bir detay olarak görülen Ezidilerin kimseye anlatamadığı “Büyük Şey” neydi? 73. Ferman olarak nitelendirdikleri ve kaybettikleri eşleri, dostları, çocukları ve sevdikleriyle sınırlı olmayan bu muazzam felaketin boyutları nelerdi?

Nurcan Baysal “Büyük Şey”i, 73. Ferman'ı steril bir tarafsızlıkla aktarmıyor, Ezidilere tercüman olmakla da yetinmiyor. Ezidilerin kalbi Laleş'e yolculuk ederek, onların içinden ve onlarla birlikte konuşuyor,anlatıyor. Ortadoğu uzmanlarının insanlığımızdan eksilten, “büyük resmi” görmeyi salık veren tutumlarına inat, sessiz kalınmaması gereken bir katliam için tükenmez bir sebatla çağrıda bulunuyor.

  • Açıklama
    • “21. yüzyılda insanlık boğazlandı ve dünya bunu canlı canlı izliyor. Şimdi kıştır. Havalar soğuktur. Kıyafet yok. Soba yok. Biz çocuklarımızı düşünüyoruz. Asıl ‘Büyük Şey' yaşandı geçti. Yaşadıklarını anlatmıyorlar. Asıl ‘Büyük Şey'i söylemiyorlar. Ben açlıktan ölmem.

      Ben soğuktan da ölmem. Kampta şuyumuz yok, buyumuz yok diyenler de haklı, biliyorum. Çünkü çocukları var. Çocukları aç. Ama unutma ve unutturma! Asıl ‘Büyük Şey' arkada kaldı.”

      IŞİD'in katliamlarından kaçarak Şengal Dağı'na sığınan Ezidiler, dünya kamuoyunun gündemine, gönderilen yardım helikopterlerine “tutunmaya” çalışan insanlar olarak girdiler. Tutunmaya çalıştıkları aslında helikopterler değil yaşamın kendisiydi; kimilerinin satranç tahtası olarak kimilerinin ise bataklık olarak tarif ettiği bir coğrafyadan umuda yolculuğun sarsıcı bir portresiydi basında çıkan bu kareler...

      Ama o kadarla kaldı. IŞİD, Suriye, Rusya ve ABD denklemine kilitlenen Ortadoğu'nun makro gündeminde ufak bir detay olarak görülen Ezidilerin kimseye anlatamadığı “Büyük Şey” neydi? 73. Ferman olarak nitelendirdikleri ve kaybettikleri eşleri, dostları, çocukları ve sevdikleriyle sınırlı olmayan bu muazzam felaketin boyutları nelerdi?

      Nurcan Baysal “Büyük Şey”i, 73. Ferman'ı steril bir tarafsızlıkla aktarmıyor, Ezidilere tercüman olmakla da yetinmiyor. Ezidilerin kalbi Laleş'e yolculuk ederek, onların içinden ve onlarla birlikte konuşuyor,anlatıyor. Ortadoğu uzmanlarının insanlığımızdan eksilten, “büyük resmi” görmeyi salık veren tutumlarına inat, sessiz kalınmaması gereken bir katliam için tükenmez bir sebatla çağrıda bulunuyor.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat