Bu ümmetin selefinden pek çok fakih ve müteahhirinden de bazı kimseler, şeriatin kaynaklarını verimli kullanmak uğrunda, usulüyle füruuyla hükümlerini bu şeriatten istinbat etmek için bütün güçleriyle içtihatta bulunmuşlardır. Araştırma yöntemleri ve usulleri farklı olsa da her birisinin yapmak istediği şey bir ahkam anlayışı inşa edebilmekti. Böylelikle bize tevhid, fıkıh ve ahlaka dair, başka herhangi bir ümmetin herhangi bir döneminde hayal edilmesi dahi mümkün olmayan, büyük bir ilmi servet bırakmışlardır. Fakihler önümüze araştırma kapılarını açtılar, içtihat yolunu belirlediler, onu bizim için kolaylaştırdılar.
Bunu Allah'ın kendilerine vermiş olduğu geniş düşünme, ileri görüşlülük, sağlıklı fıtrat, güzel maksat ve güçlü beyan kabiliyetleri sayesinde yaptılar. Selef-i Salih'imizin şeriatten istinbat ettikleri hükümlerle ilgili olarak görüş ayrılığına düşmeleri, heva ve hevesin bir sonucu olmadığı gibi sapmanın ve eğri yollara koyulmanın sonucu da değildi. Ehil olmamaktan ötürü de ortaya çıkmamıştı. Bu görüş ayrılıkları -kitapta görüleceği üzere- esasen öyle sebeplere bağlıydı ki, bu durumda hata eden mazur görülür ve tek bir ecir alır, isabet eden övülür ve iki ecir alır. Bu elbette Allah'ın bir lütuf ve rahmetidir.
- Açıklama
Bu ümmetin selefinden pek çok fakih ve müteahhirinden de bazı kimseler, şeriatin kaynaklarını verimli kullanmak uğrunda, usulüyle füruuyla hükümlerini bu şeriatten istinbat etmek için bütün güçleriyle içtihatta bulunmuşlardır. Araştırma yöntemleri ve usulleri farklı olsa da her birisinin yapmak istediği şey bir ahkam anlayışı inşa edebilmekti. Böylelikle bize tevhid, fıkıh ve ahlaka dair, başka herhangi bir ümmetin herhangi bir döneminde hayal edilmesi dahi mümkün olmayan, büyük bir ilmi servet bırakmışlardır. Fakihler önümüze araştırma kapılarını açtılar, içtihat yolunu belirlediler, onu bizim için kolaylaştırdılar.
Bunu Allah'ın kendilerine vermiş olduğu geniş düşünme, ileri görüşlülük, sağlıklı fıtrat, güzel maksat ve güçlü beyan kabiliyetleri sayesinde yaptılar. Selef-i Salih'imizin şeriatten istinbat ettikleri hükümlerle ilgili olarak görüş ayrılığına düşmeleri, heva ve hevesin bir sonucu olmadığı gibi sapmanın ve eğri yollara koyulmanın sonucu da değildi. Ehil olmamaktan ötürü de ortaya çıkmamıştı. Bu görüş ayrılıkları -kitapta görüleceği üzere- esasen öyle sebeplere bağlıydı ki, bu durumda hata eden mazur görülür ve tek bir ecir alır, isabet eden övülür ve iki ecir alır. Bu elbette Allah'ın bir lütuf ve rahmetidir.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.