Fanfarlo'da karşımıza Samuel olarak çıkan Baudelaire, yok edici güçlerin albenisi karşısında çeşitli alegoriler ve şiirlerine yaptığı atıflarla varlığını bir kadının tahammülfersa aleminde sınar. Çünkü yaşama karşı aynı oranda tiksinti ve sevgi duyan şair, yeryüzü denilen zindandan yalnızca böylesi paradoksal bir varoluşun kapısını aralayarak çıkabilir. Öyle ki bu kısa romanda Baudelaire, bir süre aşk yaşadığı Jeanne Duval ile arasındaki kâbus dolu ilişkiyi anlatır. Lüks düşkünü olan bu kadına özlediği hayatını şair hiçbir zaman veremeyecektir.
"Baudelaire: kendisinin uçurum olduğunu hisseden adam. Gurur, sıkıntı, başdönmesi: kendini ta kalbinin derinliklerine dek gören, kimseyle kıyaslanmaz, kimsenin iletişim kuramayacağı, yaratılmamış, saçma, yararsız, tam bir yalnızlık içine bırakılmış, kendi yükünü tek başına taşıyan, tek başına varoluşunu doğrulamaya mahkum edilmiş ve durmadan kendi ellerinden kaçan, kendi avuçları arasından kayan, kendi içine dönüp gözleyen, ama bir yandan da kendi dışında sonsuz bir kovalamacaya atılmış, dipsiz, duvarsız ve karanlıksız bir uçurum, öngörülemeyen ve de pek iyi bilinen, apaydınlıktaki bir gizem."
- Jean Paul Sartre
- Açıklama
Fanfarlo'da karşımıza Samuel olarak çıkan Baudelaire, yok edici güçlerin albenisi karşısında çeşitli alegoriler ve şiirlerine yaptığı atıflarla varlığını bir kadının tahammülfersa aleminde sınar. Çünkü yaşama karşı aynı oranda tiksinti ve sevgi duyan şair, yeryüzü denilen zindandan yalnızca böylesi paradoksal bir varoluşun kapısını aralayarak çıkabilir. Öyle ki bu kısa romanda Baudelaire, bir süre aşk yaşadığı Jeanne Duval ile arasındaki kâbus dolu ilişkiyi anlatır. Lüks düşkünü olan bu kadına özlediği hayatını şair hiçbir zaman veremeyecektir.
"Baudelaire: kendisinin uçurum olduğunu hisseden adam. Gurur, sıkıntı, başdönmesi: kendini ta kalbinin derinliklerine dek gören, kimseyle kıyaslanmaz, kimsenin iletişim kuramayacağı, yaratılmamış, saçma, yararsız, tam bir yalnızlık içine bırakılmış, kendi yükünü tek başına taşıyan, tek başına varoluşunu doğrulamaya mahkum edilmiş ve durmadan kendi ellerinden kaçan, kendi avuçları arasından kayan, kendi içine dönüp gözleyen, ama bir yandan da kendi dışında sonsuz bir kovalamacaya atılmış, dipsiz, duvarsız ve karanlıksız bir uçurum, öngörülemeyen ve de pek iyi bilinen, apaydınlıktaki bir gizem."
- Jean Paul Sartre
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.