Faşizm, Devlet ve Sınıflar
Faşizm bir tür maddeden bağımsızlaşma, maddeyi yok sayma arzusunun ideolojik ifadesidir. Faşizmin üstlendiği irrasyonel toplum kavrayışı, özel mülkiyetin kapitalist biçiminin verili olduğu, mübadele ilişkisinin tüm toplumsal ilişkileri biçimlendirmeye devam ettiği sınıflı bir toplumda, sınıf ayrımlarının ortadan kalktığı, tüm bireylerin organik ve çelişkisiz bir tümlüğü oluşturduğu bir topluluk fikrine karşılık gelir. Bu nedenle faşizm sahte bir liberalizm eleştirisidir.
Tam olarak aynı nedenle liberal faşizm eleştirisi de sahte olmak zorundadır. Liberal eleştirmen de tıpkı faşistler gibi siyasal egemenliğin sınıfsal içeriğini, onun iktisadi egemenlikle, maddi güçle ayrılmaz bağını görmezden gelir. Liberal eleştirmenin tikel ve evrensel arasındaki ilişkiyi kavrayışındaki genel kısıtlılık, onun faşizmi tüm bir gerçeklikten bağımsız, yalıtılmış bir fenomen olarak görmesinde sonuçlanır. Bu kitap, faşizmin Almanya ve İtalya'da doğuşu, yükselişi ve iktidarının araştırılmasına dayalı olarak, söz edilen liberal faşizm “eleştirisi”ne karşı, maddi yaşama ayrılmaz biçimde bağlı bir faşizm kavrayışı oluşturmak için yazılmıştır. Bu maddi yaşamı tanımlayan kapitalist üretim biçimine içsel çelişkilerin on dokuzuncu yüzyılın sonundan başlayarak tekelci sermayenin egemenliğinde derinleşmesi ve şiddetlenmesiyle iktisadi krizler ve emperyalist savaşlar sıklaşmıştır ve onlar her tekrarlanışlarında daha topyekûn olarak gerçekleşmektedirler. Faşizm, hem savaşın ve iktisadi krizin sonucudur hem de bu tür altüst oluşları şiddetlendiren, bunların insan yığınları için bedelini büyüten faildir.
Dolayısıyla, eğer bir faşizm teorisi şimdinin tarihiyle iç içe geçecekse ve faşizmin bugün ortaya çıkışının ve bugün aldığı biçimin anlaşılmasını sağlayacaksa, kapitalist üretim biçimine içsel eğilimleri ve çelişkileri kendisinin merkezi bir parçası haline getirmek zorundadır.
Bu kitapta yapılmaya çalışılan da budur.
- Açıklama
Faşizm bir tür maddeden bağımsızlaşma, maddeyi yok sayma arzusunun ideolojik ifadesidir. Faşizmin üstlendiği irrasyonel toplum kavrayışı, özel mülkiyetin kapitalist biçiminin verili olduğu, mübadele ilişkisinin tüm toplumsal ilişkileri biçimlendirmeye devam ettiği sınıflı bir toplumda, sınıf ayrımlarının ortadan kalktığı, tüm bireylerin organik ve çelişkisiz bir tümlüğü oluşturduğu bir topluluk fikrine karşılık gelir. Bu nedenle faşizm sahte bir liberalizm eleştirisidir.
Tam olarak aynı nedenle liberal faşizm eleştirisi de sahte olmak zorundadır. Liberal eleştirmen de tıpkı faşistler gibi siyasal egemenliğin sınıfsal içeriğini, onun iktisadi egemenlikle, maddi güçle ayrılmaz bağını görmezden gelir. Liberal eleştirmenin tikel ve evrensel arasındaki ilişkiyi kavrayışındaki genel kısıtlılık, onun faşizmi tüm bir gerçeklikten bağımsız, yalıtılmış bir fenomen olarak görmesinde sonuçlanır. Bu kitap, faşizmin Almanya ve İtalya'da doğuşu, yükselişi ve iktidarının araştırılmasına dayalı olarak, söz edilen liberal faşizm “eleştirisi”ne karşı, maddi yaşama ayrılmaz biçimde bağlı bir faşizm kavrayışı oluşturmak için yazılmıştır. Bu maddi yaşamı tanımlayan kapitalist üretim biçimine içsel çelişkilerin on dokuzuncu yüzyılın sonundan başlayarak tekelci sermayenin egemenliğinde derinleşmesi ve şiddetlenmesiyle iktisadi krizler ve emperyalist savaşlar sıklaşmıştır ve onlar her tekrarlanışlarında daha topyekûn olarak gerçekleşmektedirler. Faşizm, hem savaşın ve iktisadi krizin sonucudur hem de bu tür altüst oluşları şiddetlendiren, bunların insan yığınları için bedelini büyüten faildir.
Dolayısıyla, eğer bir faşizm teorisi şimdinin tarihiyle iç içe geçecekse ve faşizmin bugün ortaya çıkışının ve bugün aldığı biçimin anlaşılmasını sağlayacaksa, kapitalist üretim biçimine içsel eğilimleri ve çelişkileri kendisinin merkezi bir parçası haline getirmek zorundadır.
Bu kitapta yapılmaya çalışılan da budur.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.