Felsefe Soslu Şiirler
Yakında Sıra Gökyüzüne de Gelecek!
İlahi nizama (Yaratılış Yasalarına) göre, yeryüzünün hiç bir yeri; hiç bir insana ve zümreye ait değildir. İnsani düzene göre ise gerçek tamamen farklı olup, yeryüzü parsel parsel yağmalanmış olup; nehirler, göller, denizler ve hatta kıtalar bir avuç azınlığa ya da zümreye hizmet etmektedir. Söz konusu bu azınlıklar dünyanın kaynaklarını çeşitli yöntemlerle devşirip sömürmektedirler.
Sömürü sadece doğal kaynaklarla sınırlı olmayıp, dünya üzerinde yaşayan tüm canlıları da kapsamaktadır. Bundan, tek hücreli organizmalar da nasibini almakta ve efendilerinin ahlaksız amaçlarına hizmet etmeye mecbur kalmaktadır. Bu azgın küresel sömürgeciler, insanların beden ve beyin güçlerini sömürdükleri yetmezmiş gibi şimdilerde zihinlerini de ele geçirmeye yönelik yoğun bir gayret içindedirler.
Sömürgeciler, kaynaklardan devşirdikleri değerleri önce paraya daha sonra ise parayla birlikte bu kaynakları da kullanıp güç devşirmekte olup, bu böylece katlanarak devam etmektedir. Küresel emperyalistler, sömürü düzenini hepimizin çok iyi bildiği yedi (S) aracılığıyla, - yani onların değerlerini devşirerek - kullanarak gerçekleştirmektedirler. Bunlar etkilerine göre sırasıyla: Su (Gıda), Sağlık, Seks, Silah, Sanat, Spor ve Siyaset olarak sıralanabilmektedir. Sıra güç devşirmeye gelince bu sıralamada siyaset birinci sıraya geçmektedir. Sebebine gelince, sömürgeciler en çok siyaseti veya bazı siyasetçileri, bazı siyasetçiler ise bu saydıklarımızın tümünü birden kullanmaktadırlar.
İnsanları, insanlığından çıkaran, herkesi paranın peşinden koşturan; en acısı da para için her türlü değerlerinden vazgeçebilmeyi başarı gibi sunan bu çarpık sisteme karşı: Bizler aklımızı başımıza toplamaz ve sömürgecilerin değirmenine su taşımaya devam etmeyi sürdürürsek; o zaman hepimiz gökyüzüne iyi bakalım! Çünkü; korkarım: Torunlarımız gökyüzünü böyle mavi olarak bir daha zor görebilecekler !!!
- Açıklama
Yakında Sıra Gökyüzüne de Gelecek!
İlahi nizama (Yaratılış Yasalarına) göre, yeryüzünün hiç bir yeri; hiç bir insana ve zümreye ait değildir. İnsani düzene göre ise gerçek tamamen farklı olup, yeryüzü parsel parsel yağmalanmış olup; nehirler, göller, denizler ve hatta kıtalar bir avuç azınlığa ya da zümreye hizmet etmektedir. Söz konusu bu azınlıklar dünyanın kaynaklarını çeşitli yöntemlerle devşirip sömürmektedirler.
Sömürü sadece doğal kaynaklarla sınırlı olmayıp, dünya üzerinde yaşayan tüm canlıları da kapsamaktadır. Bundan, tek hücreli organizmalar da nasibini almakta ve efendilerinin ahlaksız amaçlarına hizmet etmeye mecbur kalmaktadır. Bu azgın küresel sömürgeciler, insanların beden ve beyin güçlerini sömürdükleri yetmezmiş gibi şimdilerde zihinlerini de ele geçirmeye yönelik yoğun bir gayret içindedirler.
Sömürgeciler, kaynaklardan devşirdikleri değerleri önce paraya daha sonra ise parayla birlikte bu kaynakları da kullanıp güç devşirmekte olup, bu böylece katlanarak devam etmektedir. Küresel emperyalistler, sömürü düzenini hepimizin çok iyi bildiği yedi (S) aracılığıyla, - yani onların değerlerini devşirerek - kullanarak gerçekleştirmektedirler. Bunlar etkilerine göre sırasıyla: Su (Gıda), Sağlık, Seks, Silah, Sanat, Spor ve Siyaset olarak sıralanabilmektedir. Sıra güç devşirmeye gelince bu sıralamada siyaset birinci sıraya geçmektedir. Sebebine gelince, sömürgeciler en çok siyaseti veya bazı siyasetçileri, bazı siyasetçiler ise bu saydıklarımızın tümünü birden kullanmaktadırlar.
İnsanları, insanlığından çıkaran, herkesi paranın peşinden koşturan; en acısı da para için her türlü değerlerinden vazgeçebilmeyi başarı gibi sunan bu çarpık sisteme karşı: Bizler aklımızı başımıza toplamaz ve sömürgecilerin değirmenine su taşımaya devam etmeyi sürdürürsek; o zaman hepimiz gökyüzüne iyi bakalım! Çünkü; korkarım: Torunlarımız gökyüzünü böyle mavi olarak bir daha zor görebilecekler !!!
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.