Fetret Dönemi Yazıları
Ardında, bin yıla yakın koca bir yaşayış ve direniş birikimi olan Türkiye halkı Türk milleti ), bır süredir çözülmeye ve dağıtmaya zorlanmaktadır. Maruz kalınan bu durumun, onun tarihinde ilk olmadığı bilinmektedir. Özellikle 19. yy, uzman tarihçilerın betimlediği gibi, bu halkın en uzun yüzyılı olmuştur. Söz konusu ağır ve sancılı süreç, dağılış ve bunalışla sonuclanmıs; buna rağmen, o, verdiği Bağımsızlık savaşıyla yeni Türkiye'yi inşa edebilmiştir.
İnşanın esprisi, anlama ve açıklama tutkunu çoğu yerli ve yabancı düşünce adamının, örneğin Peyami Safa ve Jean Paul Roux'nun gösterdiği gibi, doktrinden değil hayatın zaruretlerinden, başka bir ifadeyle ihtiyaçların baskısından doğmuştur. Tam da bu nedenle, söz konusu espri, ne gelenekçi ne de taklitçıdır; kelimenin gerçek anlamıyla kendine özgü bir varoluş dinamiğidir.
Yaratılan birikim (başarı), yazılı kaynakların gösterdiği gibi, doğudan batıya, kuzeyden güneye, dünyanın hem ilgisini çekmiş hem saygısını kazanmıştır. Kaldı ki, kritik akılla bakıldığında, felsefeden bilime, sanattan eğitime, hukuktan ekonomiye, başarının somut örnekleri görülebilir. Kuşkusuz meraklısı, bu başarının öyküsünü ve dökümünü içeren bilimsel çalışmalara bakabilir; kimi dogmatik safsata erbabının gerçek dışı hurafeleriyle iğfal olmaktan kurtulabilir.
Ne yazık ki 1980'den beri, iç ve dış dinamiğin meşum operasyonuyla, rasyonel çerçevede, bin bir güçlükle yaratılan yurttaşlar cumhuriyeti tam bir ortaçağ yapılanışına, başka bir ifadeyle, birbirine kapalı etnisite ve mezhep kümelerinin oluşturacağı bir federasyona, açıkçası çözülmeye ve dağılmaya zorlanıyor. Türkiye halkı, hala bu "badire"den çıkıp çıkamama ikilemiyle yüz yüzedır; ya hesaplanacak ya da intihar edecektir. Umulur ki, "olmak ya da olmamak arası bu gerilimden çıkış çok sancılı, uzun ve acılı olmaz.
Fetret Dönemi Yazıları, öncelikle kültür adamı olan deneyimli siyasetçi Gürcan Dağdaş'ın bu süreci hem betimleyen hem de çıkışı gösteren metinlerinden oluşmaktadır. Başka bir ifadeyle, o, salt içeriden tanıklıkla yetinmemekte, gerçekçi bir gelecek tasavvurunun ipuçlarını da ima etmektedir.
- Sadettin Elibol
- Açıklama
Ardında, bin yıla yakın koca bir yaşayış ve direniş birikimi olan Türkiye halkı Türk milleti ), bır süredir çözülmeye ve dağıtmaya zorlanmaktadır. Maruz kalınan bu durumun, onun tarihinde ilk olmadığı bilinmektedir. Özellikle 19. yy, uzman tarihçilerın betimlediği gibi, bu halkın en uzun yüzyılı olmuştur. Söz konusu ağır ve sancılı süreç, dağılış ve bunalışla sonuclanmıs; buna rağmen, o, verdiği Bağımsızlık savaşıyla yeni Türkiye'yi inşa edebilmiştir.
İnşanın esprisi, anlama ve açıklama tutkunu çoğu yerli ve yabancı düşünce adamının, örneğin Peyami Safa ve Jean Paul Roux'nun gösterdiği gibi, doktrinden değil hayatın zaruretlerinden, başka bir ifadeyle ihtiyaçların baskısından doğmuştur. Tam da bu nedenle, söz konusu espri, ne gelenekçi ne de taklitçıdır; kelimenin gerçek anlamıyla kendine özgü bir varoluş dinamiğidir.
Yaratılan birikim (başarı), yazılı kaynakların gösterdiği gibi, doğudan batıya, kuzeyden güneye, dünyanın hem ilgisini çekmiş hem saygısını kazanmıştır. Kaldı ki, kritik akılla bakıldığında, felsefeden bilime, sanattan eğitime, hukuktan ekonomiye, başarının somut örnekleri görülebilir. Kuşkusuz meraklısı, bu başarının öyküsünü ve dökümünü içeren bilimsel çalışmalara bakabilir; kimi dogmatik safsata erbabının gerçek dışı hurafeleriyle iğfal olmaktan kurtulabilir.
Ne yazık ki 1980'den beri, iç ve dış dinamiğin meşum operasyonuyla, rasyonel çerçevede, bin bir güçlükle yaratılan yurttaşlar cumhuriyeti tam bir ortaçağ yapılanışına, başka bir ifadeyle, birbirine kapalı etnisite ve mezhep kümelerinin oluşturacağı bir federasyona, açıkçası çözülmeye ve dağılmaya zorlanıyor. Türkiye halkı, hala bu "badire"den çıkıp çıkamama ikilemiyle yüz yüzedır; ya hesaplanacak ya da intihar edecektir. Umulur ki, "olmak ya da olmamak arası bu gerilimden çıkış çok sancılı, uzun ve acılı olmaz.
Fetret Dönemi Yazıları, öncelikle kültür adamı olan deneyimli siyasetçi Gürcan Dağdaş'ın bu süreci hem betimleyen hem de çıkışı gösteren metinlerinden oluşmaktadır. Başka bir ifadeyle, o, salt içeriden tanıklıkla yetinmemekte, gerçekçi bir gelecek tasavvurunun ipuçlarını da ima etmektedir.
- Sadettin Elibol
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.