%30
Frankenstein: Ya Da Modern Prometheus Mary Shelley
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789750741449
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
272
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
8
Basım Tarihi
2022-05
Çeviren
Duygu Akın
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Frankenstein: Ya Da Modern Prometheus

Yazar: Mary Shelley
Yayınevi : Can Yayınları
26,00TL
18,20TL
%30
Satışta değil
9789750741449
806427
Frankenstein: Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein: Ya Da Modern Prometheus
18.20

“Tüm tahminlerim ve ümitlerim boş çıktı ve Tanrı'ya öykünen melek misali sonsuza kadar cehenneme zincirlendim. Muhayyilem capcanlı, analiz ve uygulama kabiliyetimse güçlüydü. İşte bu niteliklerimin bir araya gelmesi sayesinde bir insan yaratma fikrini geliştirip gerçekleştirebildim. İşimi tamamladığım zamanki duygularımı şu an bile heyecanla anıyorum. Kâh gücümün coşkusuna kapılarak kâh muhtemel sonuçlarına kafa yorarak hayallerimde cennetin bahçelerini arşınladım. Çocukluğumdan beri bana büyük umutlar ve tutkular aşılanmıştı, oysa şimdi bak nasıl da yıkıldım!”

Bilim tutkunu genç öğrenci Victor Frankenstein'ın yarattığı varlığı gördüğü anda söylediği bu sözler kendi çocuklarını terk eden Tanrı'nın hayal kırıklığının yansıması olarak yorumlandı. Franken­­stein'ın yalnızlaşmaya ve yabancılaşmaya mahkûm edilen canavarıysa, ölü doğaya can veren yaratıcı tarafından bu dünyada tek başına bırakılan modern insanın kaderini temsil ediyordu.

Shelley'nin Frankenstein ya da Modern Prometheus'u, XVIII. yüzyıl Avrupa'sının Aydınlanmacı tutkularının kültür açısından korkunç sonuçlarını hayal eder. Bilimden yararlanarak “doğanın sırlarına nüfuz etme”ye yönelirken, insan doğası ve bedeni dahil olmak üzere her şeyi birer nesneye çeviren Aydınlanmacı arzu, Fran­ken­stein'ı pişmanlıkla son bulacak bir serüvene sürükler: Frankenstein'ın canavarı, aslında aklın kendi canavarıdır ve şimdi sadece bu canavardan değil, onu yaratan aklın kendisinden de korkulması gerekmektedir.

  • Açıklama
    • “Tüm tahminlerim ve ümitlerim boş çıktı ve Tanrı'ya öykünen melek misali sonsuza kadar cehenneme zincirlendim. Muhayyilem capcanlı, analiz ve uygulama kabiliyetimse güçlüydü. İşte bu niteliklerimin bir araya gelmesi sayesinde bir insan yaratma fikrini geliştirip gerçekleştirebildim. İşimi tamamladığım zamanki duygularımı şu an bile heyecanla anıyorum. Kâh gücümün coşkusuna kapılarak kâh muhtemel sonuçlarına kafa yorarak hayallerimde cennetin bahçelerini arşınladım. Çocukluğumdan beri bana büyük umutlar ve tutkular aşılanmıştı, oysa şimdi bak nasıl da yıkıldım!”

      Bilim tutkunu genç öğrenci Victor Frankenstein'ın yarattığı varlığı gördüğü anda söylediği bu sözler kendi çocuklarını terk eden Tanrı'nın hayal kırıklığının yansıması olarak yorumlandı. Franken­­stein'ın yalnızlaşmaya ve yabancılaşmaya mahkûm edilen canavarıysa, ölü doğaya can veren yaratıcı tarafından bu dünyada tek başına bırakılan modern insanın kaderini temsil ediyordu.

      Shelley'nin Frankenstein ya da Modern Prometheus'u, XVIII. yüzyıl Avrupa'sının Aydınlanmacı tutkularının kültür açısından korkunç sonuçlarını hayal eder. Bilimden yararlanarak “doğanın sırlarına nüfuz etme”ye yönelirken, insan doğası ve bedeni dahil olmak üzere her şeyi birer nesneye çeviren Aydınlanmacı arzu, Fran­ken­stein'ı pişmanlıkla son bulacak bir serüvene sürükler: Frankenstein'ın canavarı, aslında aklın kendi canavarıdır ve şimdi sadece bu canavardan değil, onu yaratan aklın kendisinden de korkulması gerekmektedir.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat