Gazlı Sindirim Bozukluğu -kabızlık- Doğal Tedavisi %10 indirimli Nidai
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789756797549
Boyut
165-245
Sayfa Sayısı
133
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2005
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe

Gazlı Sindirim Bozukluğu -kabızlık- Doğal Tedavisi

25,00TL
Satışta değil
9789756797549
628377
Gazlı Sindirim Bozukluğu -kabızlık- Doğal Tedavisi
Gazlı Sindirim Bozukluğu -kabızlık- Doğal Tedavisi
25.00
İnsan vücudunda dışkılama kadar değişken olabilen ve dış etkilerin tesiri altında bulunan bir başka işlev daha yoktur. Beden işlevleri içinde, insanların cinsellikten sonra en çok ilgisini çeken konu, kuşkusuz bağırsak düzeni, dışkılama işlemidir .Bu yönden ruhsal gelişimin bir aşamasında (dışkılık evresi) çocuğun dışkı ve dışkılamadan büyük doyum, adeta cinsel haz duyduğunu ileri süren, ''Panseksüalizm'' kuramının kurucusu Freude'e hak vermemek elden gelmiyor .

Gerçekten dışkılama-dışkı üzerine, aynen sekste olduğu gibi, gülünç küçük ôyküler ve düşlem ile zenginleşmiş halka özgü bir yazının hemen her dilde varlığını görürüz. Yine bunun bir sonucu olarak, günde bir defa dışkılama tutkusu ile çeşitli yol ve ilaçlara başvuran insanlar çoktur.

Bağırsak düzenindeki bozukluğun bir türü olan kabızlık ya da peklik uygulamada dirgerlerin (hekimlerin) çok sık karşılaştıkları bir yakınma, bir hastalık belirtisidir. Bunların içinde kalınbağırsak kanseri ve barsak düğümlenmesi gibi bir diğer hastalığa bağlı o1anlar bir yana bırakılınca, kabızlığın birincil hastalık olduğu iki çeşidi karşımıza çıkar.

Daha az rastlanan birincisinde, dışkının sindirim borusundan olağan sürede geçtiği, fakat kötü bir alışkanlık sonucu dışkılık üstündeki bölgede bekletildiği anlaşılmıştır. İkincisinde ise, dışkı hacminin küçük, bağırsaktan geçiş süresinin uzun olduğu görülür. Aslında her ikisinin de kökeninde sanayi devrimi ile değişen yaşam koşul1arı, şehirleşme, uygarlıkla birlikte gelen doğadan sapma sorumludur.

Teknolojideki gelişmelere koşut olarak son 150-200 yılda insanların tahıl ve tahıl kepeği tüketimi azalırken saf şeker, yağ, et ve diğer hayvansal besinlerin alımı çok artmıştır. Bunun sonucu kalınbağırsağa ulaşan bitkisel artıkların ve dışkı hacminin azalması, barsak geçiş süresinin uzamasıdır. Sonuç, çağımızda kabızlık, bağırsak kanseri, çıkmazlık (divertiküloz) başta olmak üzere bir gurup hastalıktaki artış olmuştur.

Yukarıda özetlediğimiz görüşleri 1970'li yıl1arda bilim dünyasına, ilk değilse de derli toplu olarak, inandırıcı salgınbilimsel gözlemlerle birlikte sunan Burkitt (Burkitt, Troweıı : Rafined carbonhydrate foods and disease, 1975 ) olmuştur.

Batıdaki kadar korku ve telaş uyandıran derecede değilse de, Türk kent halkında da aynı durumun başladığını, yani uygarlığın bu nimetlerinden (! ! !) toplumumuzun da payını alma yolunda olduğunu Prof. Hamdi Aktan ve Prof. Ali Özden yaptıkları çalışma ile ortaya koymuşlardır.

İnsanların olağan dışkılama işlevi, besinlere, bireyin kültür düzeyine ve ruhsal etkenlere göre değişiklik göstermektedir. İnsanın ömrünün herhangi bir döneminde kabızlık sorunu ile karşılaşmamış pek az örnek vardır .Özellikle büyük şehirlerde günlük yaşamın yaratığı çeşitli gerginlikler ortamı içinde modern yaşamın getirdiği rahatlık ve daha çok oturgan, daha az hareketli yaşam tarzının, insanın yaradılış amacındaki doğasına aykırılığıyla, bireyin günlük beden işlevlerinden en önemlisi olan dışkılamayı zorlaştırması kadar huzursuzluk veren bir durum mevcut değildir. Günlerce kabızlık çektiği için sıkıntı içinde olan bir kimseyi, rahat bir dışkılama kadar mutlu edebilecek çok az sayıda beden işlevi vardır. Süregen kabızlık sorunu olanlar, önce eczanelerden veya baharatçılardan hekime danışmadan satın aldıkları çeşitli yumuşatıcıları deneyerek, geçici olarak rahatladık1arı için, hekime başvurmayı düşünmezler. Fakat giderek kendileri için büyük sorun haline gelen kabızlığa ait sıkıntılar geliştikten sonra hekime başvururlar ki, bu durumdaki hastaların sağaltımı oldukça önem kazanmaktadır. Oysa, yumuşatıcı kullanmadan sadece beslenmeye ait bazı önlemlere uyarak, özel1ikle liften zengin beslenmeyle kabızlığın ve onun yarattığı sıkıntıların önüne geçmek mümkün olmaktadır.

Bu kitap hem içeriği ve hem de amacı itibariyle her okuyucunun rahatlıkla okuyup anlayabilmesi için olabildiğince tıbbi terimlerden uzak, kolay ve halk diliyle kaleme alınmıştır.

Bu kitabın amacı, kabızlık çeken ve bu nedenle hemen eczaneye koşup satın aldıkları çeşitli yumuşatıcılarla bir süre rahat1adıkları halde, sonradan etkisinde kaldıkları çeşitli bağırsak bozukluklarıyla gerçek bir bağırsak hastası olan kimselere yol göstermek, yumuşatıcılara gerek kalmaksızın kabızlığın çok basit doğal beslenme yöntemleriyle düzeltilebileceğini anlatmaktır.

1970li yıllarda İngiliz araştırıcıları, Afrikada yaşayan insanların lifli yiyecekleri tercih etmeleri nedeniyle Avrupalılara oranla daha az kabızlık, apandisit ve kalınbağırsak kanseri ile karşı karşıya olduklarını ortaya koymuştur. Özellikle tahıl ve kuru baklagillerde bulunan liflerin, kalınbağırsak kanserine karşı koruyucu etkisi yanında, bu liflerle beslenenlerde kalp-damar krizinden ölümlerin 4 kat daha az olduğu gösterilmiştir.

Bu kitap, kabızlık ve gaz1ı sindirim bozukluğu çeken milyonlarca vatandaşımın ve değerli meslektaşlarımın ilgisini çektiği ve beğenisini kazandığı sürece yazarını mutlu edecektir.

- Dr. Nidai Sulhi ATMACA
  • Açıklama
    • İnsan vücudunda dışkılama kadar değişken olabilen ve dış etkilerin tesiri altında bulunan bir başka işlev daha yoktur. Beden işlevleri içinde, insanların cinsellikten sonra en çok ilgisini çeken konu, kuşkusuz bağırsak düzeni, dışkılama işlemidir .Bu yönden ruhsal gelişimin bir aşamasında (dışkılık evresi) çocuğun dışkı ve dışkılamadan büyük doyum, adeta cinsel haz duyduğunu ileri süren, ''Panseksüalizm'' kuramının kurucusu Freude'e hak vermemek elden gelmiyor .

      Gerçekten dışkılama-dışkı üzerine, aynen sekste olduğu gibi, gülünç küçük ôyküler ve düşlem ile zenginleşmiş halka özgü bir yazının hemen her dilde varlığını görürüz. Yine bunun bir sonucu olarak, günde bir defa dışkılama tutkusu ile çeşitli yol ve ilaçlara başvuran insanlar çoktur.

      Bağırsak düzenindeki bozukluğun bir türü olan kabızlık ya da peklik uygulamada dirgerlerin (hekimlerin) çok sık karşılaştıkları bir yakınma, bir hastalık belirtisidir. Bunların içinde kalınbağırsak kanseri ve barsak düğümlenmesi gibi bir diğer hastalığa bağlı o1anlar bir yana bırakılınca, kabızlığın birincil hastalık olduğu iki çeşidi karşımıza çıkar.

      Daha az rastlanan birincisinde, dışkının sindirim borusundan olağan sürede geçtiği, fakat kötü bir alışkanlık sonucu dışkılık üstündeki bölgede bekletildiği anlaşılmıştır. İkincisinde ise, dışkı hacminin küçük, bağırsaktan geçiş süresinin uzun olduğu görülür. Aslında her ikisinin de kökeninde sanayi devrimi ile değişen yaşam koşul1arı, şehirleşme, uygarlıkla birlikte gelen doğadan sapma sorumludur.

      Teknolojideki gelişmelere koşut olarak son 150-200 yılda insanların tahıl ve tahıl kepeği tüketimi azalırken saf şeker, yağ, et ve diğer hayvansal besinlerin alımı çok artmıştır. Bunun sonucu kalınbağırsağa ulaşan bitkisel artıkların ve dışkı hacminin azalması, barsak geçiş süresinin uzamasıdır. Sonuç, çağımızda kabızlık, bağırsak kanseri, çıkmazlık (divertiküloz) başta olmak üzere bir gurup hastalıktaki artış olmuştur.

      Yukarıda özetlediğimiz görüşleri 1970'li yıl1arda bilim dünyasına, ilk değilse de derli toplu olarak, inandırıcı salgınbilimsel gözlemlerle birlikte sunan Burkitt (Burkitt, Troweıı : Rafined carbonhydrate foods and disease, 1975 ) olmuştur.

      Batıdaki kadar korku ve telaş uyandıran derecede değilse de, Türk kent halkında da aynı durumun başladığını, yani uygarlığın bu nimetlerinden (! ! !) toplumumuzun da payını alma yolunda olduğunu Prof. Hamdi Aktan ve Prof. Ali Özden yaptıkları çalışma ile ortaya koymuşlardır.

      İnsanların olağan dışkılama işlevi, besinlere, bireyin kültür düzeyine ve ruhsal etkenlere göre değişiklik göstermektedir. İnsanın ömrünün herhangi bir döneminde kabızlık sorunu ile karşılaşmamış pek az örnek vardır .Özellikle büyük şehirlerde günlük yaşamın yaratığı çeşitli gerginlikler ortamı içinde modern yaşamın getirdiği rahatlık ve daha çok oturgan, daha az hareketli yaşam tarzının, insanın yaradılış amacındaki doğasına aykırılığıyla, bireyin günlük beden işlevlerinden en önemlisi olan dışkılamayı zorlaştırması kadar huzursuzluk veren bir durum mevcut değildir. Günlerce kabızlık çektiği için sıkıntı içinde olan bir kimseyi, rahat bir dışkılama kadar mutlu edebilecek çok az sayıda beden işlevi vardır. Süregen kabızlık sorunu olanlar, önce eczanelerden veya baharatçılardan hekime danışmadan satın aldıkları çeşitli yumuşatıcıları deneyerek, geçici olarak rahatladık1arı için, hekime başvurmayı düşünmezler. Fakat giderek kendileri için büyük sorun haline gelen kabızlığa ait sıkıntılar geliştikten sonra hekime başvururlar ki, bu durumdaki hastaların sağaltımı oldukça önem kazanmaktadır. Oysa, yumuşatıcı kullanmadan sadece beslenmeye ait bazı önlemlere uyarak, özel1ikle liften zengin beslenmeyle kabızlığın ve onun yarattığı sıkıntıların önüne geçmek mümkün olmaktadır.

      Bu kitap hem içeriği ve hem de amacı itibariyle her okuyucunun rahatlıkla okuyup anlayabilmesi için olabildiğince tıbbi terimlerden uzak, kolay ve halk diliyle kaleme alınmıştır.

      Bu kitabın amacı, kabızlık çeken ve bu nedenle hemen eczaneye koşup satın aldıkları çeşitli yumuşatıcılarla bir süre rahat1adıkları halde, sonradan etkisinde kaldıkları çeşitli bağırsak bozukluklarıyla gerçek bir bağırsak hastası olan kimselere yol göstermek, yumuşatıcılara gerek kalmaksızın kabızlığın çok basit doğal beslenme yöntemleriyle düzeltilebileceğini anlatmaktır.

      1970li yıllarda İngiliz araştırıcıları, Afrikada yaşayan insanların lifli yiyecekleri tercih etmeleri nedeniyle Avrupalılara oranla daha az kabızlık, apandisit ve kalınbağırsak kanseri ile karşı karşıya olduklarını ortaya koymuştur. Özellikle tahıl ve kuru baklagillerde bulunan liflerin, kalınbağırsak kanserine karşı koruyucu etkisi yanında, bu liflerle beslenenlerde kalp-damar krizinden ölümlerin 4 kat daha az olduğu gösterilmiştir.

      Bu kitap, kabızlık ve gaz1ı sindirim bozukluğu çeken milyonlarca vatandaşımın ve değerli meslektaşlarımın ilgisini çektiği ve beğenisini kazandığı sürece yazarını mutlu edecektir.

      - Dr. Nidai Sulhi ATMACA
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat