Gece Okulu eski polis muhabiri C. J. Daugherty'nin ilk kitabı. Bir seri olarak kurguladığı kitabının bu ilk bölümü oldukça heyecan verici bir noktada kesiliyor.
Kitabı diğer genç-yetişkin kitaplarından ayıran en önemli özelliği; yazarın, hikâyenin neredeyse sonuna kadar fantastik, hayaletli, paranormal bir ortam kurgulasa da ve okuyucuda sürekli böyle bir beklenti yaratsa da, sonunda her şeyi gerçek nedenlere bağlaması. Bu kitabın büyük sürprizi. Bu yüzden kitap fantastik görünse de (ve özellikle öyle lanse edilse de) aslında daha çok polisiye-gerilim türünde.
Kitabın bir ormanın ortasında, havalı bir yatılı okulda, yaz aylarında geçmesi ve başkahraman Allie'nin ele avuca sığmaz, asi hali özellikle genç okuyucular için oldukça çekici olacak ve kendileriyle birebir özdeşleşmelerini sağlayacaktır.
Kitabın dili ve çevirisi oldukça akıcı; kurgudaki birbirinin peşisıra eklenen sıradışı olaylar, sorunlar, cinayetler, kazalar, aşklar, kıskançlıklar, korkutucu anlar, tansiyonun hiç düşmemesini sağlıyor.
Herkes yalan söylerken kime güvenebilirsin?
“Allie'nin dünyası başına yıkıldı.
Okuldan nefret ediyor. Erkek kardeşi evden kaçtı. Üstüne üstlük kısa süre önce tutuklandı. Yine... Şimdi bir de annesiyle babası onu evinden uzaklara, kimsenin adını duymadığı bir okula gönderiyorlar.
Her şeye rağmen Allie yatılı okulunda mutlu oluyor. Yeni arkadaşlar ediniyor. Bir de Carter var; görür görmez yakınlık duyduğu, yalnızlığı seven, karamsar bir oğlan.
Ama bir gün Allie çatıda garip sesler duyuyor...
Ve akşamları ormanda gizemli gölgeler görmeye başlıyor.
Cimmeria Akademisi sıradan bir okul değil.
Gece Okulu'nun öğrencilerinin ne yaptığını kimse bilmiyor.
Öğretmenler büyük bir sır saklıyorlar.
Allie okulun ne kadar tehlikeli olduğunu anlıyor...
Hepsi korkunç bir sona doğru sürükleniyor.“
- Açıklama
Gece Okulu eski polis muhabiri C. J. Daugherty'nin ilk kitabı. Bir seri olarak kurguladığı kitabının bu ilk bölümü oldukça heyecan verici bir noktada kesiliyor.
Kitabı diğer genç-yetişkin kitaplarından ayıran en önemli özelliği; yazarın, hikâyenin neredeyse sonuna kadar fantastik, hayaletli, paranormal bir ortam kurgulasa da ve okuyucuda sürekli böyle bir beklenti yaratsa da, sonunda her şeyi gerçek nedenlere bağlaması. Bu kitabın büyük sürprizi. Bu yüzden kitap fantastik görünse de (ve özellikle öyle lanse edilse de) aslında daha çok polisiye-gerilim türünde.
Kitabın bir ormanın ortasında, havalı bir yatılı okulda, yaz aylarında geçmesi ve başkahraman Allie'nin ele avuca sığmaz, asi hali özellikle genç okuyucular için oldukça çekici olacak ve kendileriyle birebir özdeşleşmelerini sağlayacaktır.Kitabın dili ve çevirisi oldukça akıcı; kurgudaki birbirinin peşisıra eklenen sıradışı olaylar, sorunlar, cinayetler, kazalar, aşklar, kıskançlıklar, korkutucu anlar, tansiyonun hiç düşmemesini sağlıyor.
Herkes yalan söylerken kime güvenebilirsin?
“Allie'nin dünyası başına yıkıldı.
Okuldan nefret ediyor. Erkek kardeşi evden kaçtı. Üstüne üstlük kısa süre önce tutuklandı. Yine... Şimdi bir de annesiyle babası onu evinden uzaklara, kimsenin adını duymadığı bir okula gönderiyorlar.
Her şeye rağmen Allie yatılı okulunda mutlu oluyor. Yeni arkadaşlar ediniyor. Bir de Carter var; görür görmez yakınlık duyduğu, yalnızlığı seven, karamsar bir oğlan.
Ama bir gün Allie çatıda garip sesler duyuyor...
Ve akşamları ormanda gizemli gölgeler görmeye başlıyor.
Cimmeria Akademisi sıradan bir okul değil.
Gece Okulu'nun öğrencilerinin ne yaptığını kimse bilmiyor.
Öğretmenler büyük bir sır saklıyorlar.
Allie okulun ne kadar tehlikeli olduğunu anlıyor...
Hepsi korkunç bir sona doğru sürükleniyor.“
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.