%35
Genç Osman ve 1. Mustafa Şaban Çibir
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786059121613
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
112
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2016-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Genç Osman ve 1. Mustafaİkinci Fatih

Yazar: Şaban Çibir
Yayınevi : Parola Yayınları
30,00TL
19,50TL
%35
Satışta değil
9786059121613
719186
Genç Osman ve 1. Mustafa
Genç Osman ve 1. Mustafa İkinci Fatih
19.50

Mehmet Paşa'nın komuta ettiği ve İran'a karşı düzenlenen bir seferde, ordu komuta heyeti kışlak çadırında toplanmış taarruz planlarını gözden geçirirlerken, birliklerin iaşesi ve taşıma işleri için getirilmiş öküzlerden biri çadırın aralığından kafasını uzatıp gözlerini Öküz Mehmet Paşa'ya dikmiş. Çevresindekiler gülmemek için kendilerini zor tutmuşlar, biraz tebessüm ederlerken, öküz gitmiş. Ancak bir süre sonra tekrar gelip, başını yine içeri uzatmış ve yine uzun uzun Öküz Mehmet Paşa'yı süzmüş. Bu sefer çevresindekiler artık kendilerini tutamayıp kahkahaları basmışlar. Herkes gülmekten kırılırken, bir dayanamayıp, edep sınırlarını aşarak; biraz da Paşanın hoşgörüsüne sığınarak;

-Paşam, demiş; öküz galiba sizi tanıdı. Size bir şeyler diyor ama bizler anlamıyoruz. Acaba…

Mehmet Paşa durumu anlar, bozuntuya vermeden, biraz da tebessüm ederek;

-Bu hayvan bana ne diyor biliyor musunuz? diye sormuş.

Çevredekiler bu yumuşak sesten biraz daha cesaret alarak;

-Paşam, dediler. Onun dilinden siz anlıyorsunuz. Hadi ne söylediğini bize de söyleyin ki bizler de anlayalım.

Mehmet Paşa baktı ki bu haylazların yola gelecekleri yok; yapıştırdı cevabı;

-Bu öküz bana diyor ki; hadi senin kim olduğunu anladım da, bu yanındaki eşekler neyin nesi? Diye soruyor.

Başlar bir anda yere düştü, ortalık buz kesti. Herkes cevabını almıştı almasına da “Öküz” lakabı ise o günden sonra dilden, dile söylenir, gelir oldu…

  • Açıklama
    • Mehmet Paşa'nın komuta ettiği ve İran'a karşı düzenlenen bir seferde, ordu komuta heyeti kışlak çadırında toplanmış taarruz planlarını gözden geçirirlerken, birliklerin iaşesi ve taşıma işleri için getirilmiş öküzlerden biri çadırın aralığından kafasını uzatıp gözlerini Öküz Mehmet Paşa'ya dikmiş. Çevresindekiler gülmemek için kendilerini zor tutmuşlar, biraz tebessüm ederlerken, öküz gitmiş. Ancak bir süre sonra tekrar gelip, başını yine içeri uzatmış ve yine uzun uzun Öküz Mehmet Paşa'yı süzmüş. Bu sefer çevresindekiler artık kendilerini tutamayıp kahkahaları basmışlar. Herkes gülmekten kırılırken, bir dayanamayıp, edep sınırlarını aşarak; biraz da Paşanın hoşgörüsüne sığınarak;

      -Paşam, demiş; öküz galiba sizi tanıdı. Size bir şeyler diyor ama bizler anlamıyoruz. Acaba…

      Mehmet Paşa durumu anlar, bozuntuya vermeden, biraz da tebessüm ederek;

      -Bu hayvan bana ne diyor biliyor musunuz? diye sormuş.

      Çevredekiler bu yumuşak sesten biraz daha cesaret alarak;

      -Paşam, dediler. Onun dilinden siz anlıyorsunuz. Hadi ne söylediğini bize de söyleyin ki bizler de anlayalım.

      Mehmet Paşa baktı ki bu haylazların yola gelecekleri yok; yapıştırdı cevabı;

      -Bu öküz bana diyor ki; hadi senin kim olduğunu anladım da, bu yanındaki eşekler neyin nesi? Diye soruyor.

      Başlar bir anda yere düştü, ortalık buz kesti. Herkes cevabını almıştı almasına da “Öküz” lakabı ise o günden sonra dilden, dile söylenir, gelir oldu…

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat