%20
Gittiler İşte Şeyhmus Diken
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786055753238
Boyut
13.50x19.50
Sayfa Sayısı
232
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
3
Basım Tarihi
2018-06
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Gittiler İşte

Yayınevi : Aras Yayıncılık
57,00TL
45,60TL
%20
Satışta değil
9786055753238
486043
Gittiler İşte
Gittiler İşte
45.60

Eşrafını ve eşhasını şehrin kimliğinden söküp atarsanız, geriye sadece hüzün mekânları kalır. Şeyhmus Diken hüzünkâr mekânların yitik sahiplerini arıyor…

Bazısı çeşitli yayın organlarında evvelce yayınlanmış, bazısı ise okurla ilk defa buluşan otuz metin, usta kalemin havsalasındaki Diyarbekir'i; Ermenisi, Kürdü, Süryanisiyle, insanları, sokakları ve sesleriyle kadim Amed'i, Dikranagerd'i, DikranAmed'i anlatıyor.

Diyarbekir'in dar küçelerini geride bırakmış, komşularını, kirvelerini bir daha görmemecesine göçüp gitmiş yemenici Şişko Agop'ları, puşici Kekê Yako'ları, Sami Hazinses'leri, Naum Faik Palak'ları ve daha nicelerini, bir kalemkâr edasıyla ince ince işliyor Şeyhmus Diken. Farklı zamanlarda yazılmış şarkılar, çekilmiş fotoğraflar, çıkılmış yolculuklar, bugünden geçmişe uzanan bir köprünün taşları gibi, usta bir işçilikle yan yana diziliyor. Ve kimi yerleri yıkılmış bu köprünün bekçiliğine soyunan Şeyhmus Diken, yıllar sonra çıkagelenlere, evinin yolunu arayanlara rehberlik ediyor…

İstanbul'a tedavi için gitmeden önce, kilisenin avlusundaki müştemilat bölümünde bir başına ve yapayalnız anılarıyla yaşayan son Ermeni Anto Dayı ipten kuşağıyla beline bağlı şalvarının cebinde taşırdı damı çökmüş kilisenin kapısının Miteloğlu anahtarından kilidini. Bir ritüel gibiydi kapının kilidini açışı. Gidip gelen hafızasıyla sürekli yinelerdi:

"Gittiler işte, hepsi gitti, bir tek ben kaldım geriye. Sahibi de, bekçisi de benim bu kilisenin."

  • Açıklama
    • Eşrafını ve eşhasını şehrin kimliğinden söküp atarsanız, geriye sadece hüzün mekânları kalır. Şeyhmus Diken hüzünkâr mekânların yitik sahiplerini arıyor…

      Bazısı çeşitli yayın organlarında evvelce yayınlanmış, bazısı ise okurla ilk defa buluşan otuz metin, usta kalemin havsalasındaki Diyarbekir'i; Ermenisi, Kürdü, Süryanisiyle, insanları, sokakları ve sesleriyle kadim Amed'i, Dikranagerd'i, DikranAmed'i anlatıyor.

      Diyarbekir'in dar küçelerini geride bırakmış, komşularını, kirvelerini bir daha görmemecesine göçüp gitmiş yemenici Şişko Agop'ları, puşici Kekê Yako'ları, Sami Hazinses'leri, Naum Faik Palak'ları ve daha nicelerini, bir kalemkâr edasıyla ince ince işliyor Şeyhmus Diken. Farklı zamanlarda yazılmış şarkılar, çekilmiş fotoğraflar, çıkılmış yolculuklar, bugünden geçmişe uzanan bir köprünün taşları gibi, usta bir işçilikle yan yana diziliyor. Ve kimi yerleri yıkılmış bu köprünün bekçiliğine soyunan Şeyhmus Diken, yıllar sonra çıkagelenlere, evinin yolunu arayanlara rehberlik ediyor…

      İstanbul'a tedavi için gitmeden önce, kilisenin avlusundaki müştemilat bölümünde bir başına ve yapayalnız anılarıyla yaşayan son Ermeni Anto Dayı ipten kuşağıyla beline bağlı şalvarının cebinde taşırdı damı çökmüş kilisenin kapısının Miteloğlu anahtarından kilidini. Bir ritüel gibiydi kapının kilidini açışı. Gidip gelen hafızasıyla sürekli yinelerdi:

      "Gittiler işte, hepsi gitti, bir tek ben kaldım geriye. Sahibi de, bekçisi de benim bu kilisenin."

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat