Gnostizm ve SabiilerIşık Kralının Elçileri
Büyük İskender (MÖ 336-323) Miladi 4. Yüzyılda doğuyu “fethetmesiyle” Grek kültürü kadim Mısır, Babil ve diğer Mezopotamya kültürleri ile tanıştı, Helen kültürünün özeti olan bu sentezle kadim İskenderiye Kütüphanesi bu iki kültürün yeniden yorumlanarak farklı düşünce ve inanç akımlarının itici gücü oldu. Platon ve Pisagor'un düşünceleri İskenderiye'de yeniden gündeme geldi ve birçok din ve inanç üzerinde etki bırakacak olan YeniPlatonculuk denilen akım burada doğdu. Bu akıma mensup olan filozofların tanrısallık ve ona nasıl ulaşılacağı yönündeki düşünceleri büyük ilgi gördü.
Kadim Yahudi teolojisi Babil sürgününden sonra birçok teolojik anlayışını Babil kozmolojisi/Paganist inançlardan ilham alarak yeniden yorumlandı. Kadim Zerdüştlük dininin karakteristik özelliği olan düalist yapısı antik Mısır, Babil ve Helenistik sentezle yeniden yorumlanarak Kitab-ı Mukaddes'in/Tevrat'ın Tanrısı/Rabbi bu kültürlerin etkisinde düalist bir form içinde tartışılmaya açıldı. İşte bu tartışma hem Yahudilerin, hem de Miladi birinci yüzyılda Hristiyanlık i üzerinde büyük tartışmalar çıkaracak olan Gnostik öğretinin fitilini ateşledi.
Kendilerine Işığın elçileri gözüyle bakan ve Gnostik inançlarıyla önce çıkan Sabiiler bu kültürlerin ortasında dinlerini yaşamaya çalışıyorlardı, dinlerini insanlığın ilk dini olarak gören ve bütün elçilerin bu din üzerinde olduğunu iddia eden Sabiiler, Hrıstiyan ve İslam teolojisini de etkileyerek Tanrı'ya ulaşmada gnosis'in/irfan/hikmeti nasıl kazanılacağının yollarını gösterdiler. M.S. III. Yüzyılda gnsotik kültürü yeniden yorumlayan Mani bu kadim mirası devraldı ve dini kendi topraklarında kabul görmeyerek tebliğcileri vasıtasıyla dini Orta Asya, Avrupa ve Çin'e kadar yayıldı.
Yazar bu çalışmasında Tanrıya ulaşmanın sezgisel yolla mümkün olduğunu ve bunun için gnosise (irfan-hikmet-bilgi) ulaşmanın kurtuluşun yegane çaresi olarak gören Gnostik öğretinin antik köklerine inerek gün yüzüne çıkarmaktadır. Ayırca Kur'anda isimleri geçen Sabiiler'in binlerce yıllık tarihinin peşinde iz sürerek bu kayıp halkın inanç ve kültürlerini gün ışığına çıkarmaktadır.
- Açıklama
Büyük İskender (MÖ 336-323) Miladi 4. Yüzyılda doğuyu “fethetmesiyle” Grek kültürü kadim Mısır, Babil ve diğer Mezopotamya kültürleri ile tanıştı, Helen kültürünün özeti olan bu sentezle kadim İskenderiye Kütüphanesi bu iki kültürün yeniden yorumlanarak farklı düşünce ve inanç akımlarının itici gücü oldu. Platon ve Pisagor'un düşünceleri İskenderiye'de yeniden gündeme geldi ve birçok din ve inanç üzerinde etki bırakacak olan YeniPlatonculuk denilen akım burada doğdu. Bu akıma mensup olan filozofların tanrısallık ve ona nasıl ulaşılacağı yönündeki düşünceleri büyük ilgi gördü.
Kadim Yahudi teolojisi Babil sürgününden sonra birçok teolojik anlayışını Babil kozmolojisi/Paganist inançlardan ilham alarak yeniden yorumlandı. Kadim Zerdüştlük dininin karakteristik özelliği olan düalist yapısı antik Mısır, Babil ve Helenistik sentezle yeniden yorumlanarak Kitab-ı Mukaddes'in/Tevrat'ın Tanrısı/Rabbi bu kültürlerin etkisinde düalist bir form içinde tartışılmaya açıldı. İşte bu tartışma hem Yahudilerin, hem de Miladi birinci yüzyılda Hristiyanlık i üzerinde büyük tartışmalar çıkaracak olan Gnostik öğretinin fitilini ateşledi.
Kendilerine Işığın elçileri gözüyle bakan ve Gnostik inançlarıyla önce çıkan Sabiiler bu kültürlerin ortasında dinlerini yaşamaya çalışıyorlardı, dinlerini insanlığın ilk dini olarak gören ve bütün elçilerin bu din üzerinde olduğunu iddia eden Sabiiler, Hrıstiyan ve İslam teolojisini de etkileyerek Tanrı'ya ulaşmada gnosis'in/irfan/hikmeti nasıl kazanılacağının yollarını gösterdiler. M.S. III. Yüzyılda gnsotik kültürü yeniden yorumlayan Mani bu kadim mirası devraldı ve dini kendi topraklarında kabul görmeyerek tebliğcileri vasıtasıyla dini Orta Asya, Avrupa ve Çin'e kadar yayıldı.
Yazar bu çalışmasında Tanrıya ulaşmanın sezgisel yolla mümkün olduğunu ve bunun için gnosise (irfan-hikmet-bilgi) ulaşmanın kurtuluşun yegane çaresi olarak gören Gnostik öğretinin antik köklerine inerek gün yüzüne çıkarmaktadır. Ayırca Kur'anda isimleri geçen Sabiiler'in binlerce yıllık tarihinin peşinde iz sürerek bu kayıp halkın inanç ve kültürlerini gün ışığına çıkarmaktadır.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.