Sadî-i Şîrâzî, zamanını aşabilmiş çağlara mesajını ulaştırabilmiş nâdir şahsiyetlerden biridir. Yaşadığı 13. yüzyıl, işgal, fitne ve karışıklarıyla tıpkı günümüzü andırıyordu. Dolayısıyla o devrin hastalıkları için sunduğu reçeteler hâlâ tazeliğini korumaktadır.Sadî, dindarlığını çıkarlarına alet eden, defterleri kara günahlarla dolu sahte dindarları yolsuz, hatta yol kesici görür. Dindâr insanın kalbi temiz, işleri düzgün olmalı.Sadîye göre, her nasılsa kötülüğe düşmüş olanları bile hor görmemeli, nezaketle ellerinden tutup kurtarmaya çalışmalı. İnsanın hayatta prensibi, gönül yapma, dost edinme olmalı. Dostluğu yıkmak için değil, kurmak için fırsat kollanmalıdır. Adalet, yöneticiliğin ilk şartıdır. Bunu taşımayan, yöneticilik hakkını baştan kaybetmiştir.Sadî, gezdiği çok geniş çevrelerden edinmiş olduğu tecrübelerini, medreselerde elde ettiği eğitimi, seyahatleri boyunca temas kurduğu alimlerle yaptığı sohbetleri, Gülistanda güzel bir şekilde işlemiştir.Gülistan, tarafımızdan baştan sona taranarak toplanan bilgiler ara açıklamalarla 30 kadar başlık altında sunulmuştur. Bir solukta okuyacağınız bu çalışma, aynı zamanda kaynağına gitmek için bir köprü niteliğindedirŞu sıkıntılarla dolu dünya hayatında Allah'ı tanımak, Onu her an yanında hissetmek, hatta her bir hücre ve zerresini o kudret, merhamet ve hikmeti sonsuzun elinde görmek, bir insan için ne büyük emniyet ve saadet vesilesidir! Allahı tanımanın ölçüsü ise, Zâtı hakkında Kitabında bildirdiği ve Peygamberinin diliyle haber verdiği isimlerini gerçek manaları, tesir ve tecellileriyle bilmektir. Hadis-i şerifte, Allahın doksan dokuz ismini sayanın (veya ezberleyenin) Cennete gireceği müjdesi, belki de bu öneminden ileri gelmektedir. Çalışmamızın özelliği, bu isimlerin kâinattaki tecellilerini tespite çalışması, meselenin aklî ve iknaî cihetine ağırlık vermesidir. Bilgilerin sağlam ve güvenilir kaynaklardan alınmasına özen gösterilmesinin yanı sıra, geniş halk kitlelerinin istifâdesi de göz önünde bulundurulmuş, orta seviyede bir dinî kültüre sahip hiç bir insanımızın mahrum kalmamasına yardımcı olacak bir üslup tercih edilmiştir.Yazar Hakkında Tanıtım: Prof.Dr.Abdülaziz HATİP1960 yıında Şırnak iline bağlı Alkemer köyünde doğdu.İlkokulu bitirdikten sonra 1975te Cizre lisesi Orta kısmından,1980 tarihinde Kırklareli İmam-hatip lisesinden mezun oldu.1980-81 yıllarında girdiği Erciyes Üniversitesi ilahiyat Fakültesinden 1984 yılında mezun oldu.1985-86 yıllarında Erzurum ili İspir ilçesinde vaizlik görevi yaptı.1987-88 yıllarında Diyarbakır ili Ergani ilçesinde müftülük vazifesinde bulundu.1988 yılında Diyanet işleri Başkanlığının Ankaradaki merkezinde düzenlediği on yıllık yabancı dil kursuna Fransızcadan katılarak sertifika aldı.1989-91 tarihleri arasında Diyanet işleri Başkanlığına bağlı ,2,5 yıl süren İstanbul Haseki Eğitim Merkezi İslami ilimler bölümünü bitirip sertifika aldı.Bu arada M.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde,Tefsir bilim dalında açılan Yüksek Lisansını Kuranda Cihatisimli teziyle tamamladı.1992 yılında M.Ü. ilahiyat Fakültesine Asistan olarak intisap etmiştir.Doktora ders döneminden sonra 1994 yılının başından itibaren 8 ay süreyle ,Müsteşriklerin Kuran Kaynağıyla İlgili iddiaların değerlendirilmesi isimli teziyle ilgili araştırma ,incele ve istişare yapmak üzere Pariste bulundu.Sorbonne Üniversitesi bünyesindeki lisans üstü derslere dinleyici olarak devam edip kütüphanelerde araştırma yaptı.1966 yılında doktor oldu.1998 ylında yardımcı doçent olarak atandı.1999-2000 yılından itibaren Bakü Devlet Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde misafir öğretim üyesi sıfatıyla seminer ve konferans vermek,araştırma ve inceleme yapmak üzere Azerbaycan da 3 yıl görev yapmış olup 2002-2003 öğretim yılı başından itibaren M.Ü.İlahiyat Fakültesindeki görevine döndü.2001 yılında doçentlik unvanı aldı.17.01.2003 tarihinde yayına girdiğinden itibaren Dünden Bugüne Tercüman gazetesinde 3 yıla yakın haftada üç gün dini konularda yazılar yazdı.2007 yılında profesör oldu.Telif ve Ter
- Açıklama
Sadî-i Şîrâzî, zamanını aşabilmiş çağlara mesajını ulaştırabilmiş nâdir şahsiyetlerden biridir. Yaşadığı 13. yüzyıl, işgal, fitne ve karışıklarıyla tıpkı günümüzü andırıyordu. Dolayısıyla o devrin hastalıkları için sunduğu reçeteler hâlâ tazeliğini korumaktadır.Sadî, dindarlığını çıkarlarına alet eden, defterleri kara günahlarla dolu sahte dindarları yolsuz, hatta yol kesici görür. Dindâr insanın kalbi temiz, işleri düzgün olmalı.Sadîye göre, her nasılsa kötülüğe düşmüş olanları bile hor görmemeli, nezaketle ellerinden tutup kurtarmaya çalışmalı. İnsanın hayatta prensibi, gönül yapma, dost edinme olmalı. Dostluğu yıkmak için değil, kurmak için fırsat kollanmalıdır. Adalet, yöneticiliğin ilk şartıdır. Bunu taşımayan, yöneticilik hakkını baştan kaybetmiştir.Sadî, gezdiği çok geniş çevrelerden edinmiş olduğu tecrübelerini, medreselerde elde ettiği eğitimi, seyahatleri boyunca temas kurduğu alimlerle yaptığı sohbetleri, Gülistanda güzel bir şekilde işlemiştir.Gülistan, tarafımızdan baştan sona taranarak toplanan bilgiler ara açıklamalarla 30 kadar başlık altında sunulmuştur. Bir solukta okuyacağınız bu çalışma, aynı zamanda kaynağına gitmek için bir köprü niteliğindedirŞu sıkıntılarla dolu dünya hayatında Allah'ı tanımak, Onu her an yanında hissetmek, hatta her bir hücre ve zerresini o kudret, merhamet ve hikmeti sonsuzun elinde görmek, bir insan için ne büyük emniyet ve saadet vesilesidir! Allahı tanımanın ölçüsü ise, Zâtı hakkında Kitabında bildirdiği ve Peygamberinin diliyle haber verdiği isimlerini gerçek manaları, tesir ve tecellileriyle bilmektir. Hadis-i şerifte, Allahın doksan dokuz ismini sayanın (veya ezberleyenin) Cennete gireceği müjdesi, belki de bu öneminden ileri gelmektedir. Çalışmamızın özelliği, bu isimlerin kâinattaki tecellilerini tespite çalışması, meselenin aklî ve iknaî cihetine ağırlık vermesidir. Bilgilerin sağlam ve güvenilir kaynaklardan alınmasına özen gösterilmesinin yanı sıra, geniş halk kitlelerinin istifâdesi de göz önünde bulundurulmuş, orta seviyede bir dinî kültüre sahip hiç bir insanımızın mahrum kalmamasına yardımcı olacak bir üslup tercih edilmiştir.Yazar Hakkında Tanıtım: Prof.Dr.Abdülaziz HATİP1960 yıında Şırnak iline bağlı Alkemer köyünde doğdu.İlkokulu bitirdikten sonra 1975te Cizre lisesi Orta kısmından,1980 tarihinde Kırklareli İmam-hatip lisesinden mezun oldu.1980-81 yıllarında girdiği Erciyes Üniversitesi ilahiyat Fakültesinden 1984 yılında mezun oldu.1985-86 yıllarında Erzurum ili İspir ilçesinde vaizlik görevi yaptı.1987-88 yıllarında Diyarbakır ili Ergani ilçesinde müftülük vazifesinde bulundu.1988 yılında Diyanet işleri Başkanlığının Ankaradaki merkezinde düzenlediği on yıllık yabancı dil kursuna Fransızcadan katılarak sertifika aldı.1989-91 tarihleri arasında Diyanet işleri Başkanlığına bağlı ,2,5 yıl süren İstanbul Haseki Eğitim Merkezi İslami ilimler bölümünü bitirip sertifika aldı.Bu arada M.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde,Tefsir bilim dalında açılan Yüksek Lisansını Kuranda Cihatisimli teziyle tamamladı.1992 yılında M.Ü. ilahiyat Fakültesine Asistan olarak intisap etmiştir.Doktora ders döneminden sonra 1994 yılının başından itibaren 8 ay süreyle ,Müsteşriklerin Kuran Kaynağıyla İlgili iddiaların değerlendirilmesi isimli teziyle ilgili araştırma ,incele ve istişare yapmak üzere Pariste bulundu.Sorbonne Üniversitesi bünyesindeki lisans üstü derslere dinleyici olarak devam edip kütüphanelerde araştırma yaptı.1966 yılında doktor oldu.1998 ylında yardımcı doçent olarak atandı.1999-2000 yılından itibaren Bakü Devlet Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde misafir öğretim üyesi sıfatıyla seminer ve konferans vermek,araştırma ve inceleme yapmak üzere Azerbaycan da 3 yıl görev yapmış olup 2002-2003 öğretim yılı başından itibaren M.Ü.İlahiyat Fakültesindeki görevine döndü.2001 yılında doçentlik unvanı aldı.17.01.2003 tarihinde yayına girdiğinden itibaren Dünden Bugüne Tercüman gazetesinde 3 yıla yakın haftada üç gün dini konularda yazılar yazdı.2007 yılında profesör oldu.Telif ve Ter
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.