Gülmemişin Kitabı Olmuş
Adamın zembereğini boşandıran, makaralarını uluorta koyduran genç…
Dünyanın kaç kucak olduğunu anlatan genç…
Anlayanı sivrisinek sazla kandırmayan genç…
Anlamayana davul zurnayı çok görmeyen genç…
Ayıpları için kasaptan dirhem dirhem et alan genç…
Her sakallıya, yakın muamelede bulunmayan genç…
Face demeden, Facebook'u anlayan genç…
Her önüne gelenin nabzını yoklayan genç…
Lafla pilav pişirenlere, deniz kadar yağ sunan genç…
Her yolcuya, "o yolun yolcusu" muamelesi yapmayan genç…
Aklının uzun, saçının kısa olmasına razı olan genç…
Sözünü dinletmek için sakal bırakan, sözünü dinlettiğini görünce de hemen berbere koşan genç…
Güneşi balçıkla sıvayan sıvacılara, yardımı dokunması için bir mala da kendisi atan genç…
Herkesin önüne birden çıkıp, "hött" demeyen genç…
İğneli sözle tedavi etmeyi benimseyen genç…
Sırf konuşanların sözünü kesmek için habire bala yatırım yapan genç…
Elin eşeğini rap müzikle arayan genç…
El şakasından hazzetmeyen, dil şakasına bayılan genç…
Ağzını açtığında, gözlerini kapatmayan genç…
Hıh dediğinde, herkesin gözünden düşen genç…
Hoşafı eşeğe bıkmadan anlatan genç…
Tereciye tere kakalayan genç…
Anlasa da, anlamasa da her türlü Arap olmamayı başaran genç…
Armudu pişirmeden de ağzına düşmesini bekleyen genç…
Her gördüğü âşığa, Bağdat'ı soran genç…
Gözünü sırf oymasın diye, karga beslemeyen genç…
Bir abam var atarım, otelde bile yatarım diyen genç…
Bir çuval inciri berbat etmeye kıyamayıp, pazarda satan genç…
40 yıllık hatırı garantilemek için, herkese bir fincan kahve sunan genç…
Bir koltuğa iki karpuzu sığdırmaya inat eden genç…
Birisine kızdığında onun başına çorap, ayağına şapka ören genç…
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyerek, soru sormaya elverişli olduğunu kanıtlayan genç…
- Göksel Erkılıç
- Açıklama
Adamın zembereğini boşandıran, makaralarını uluorta koyduran genç…
Dünyanın kaç kucak olduğunu anlatan genç…
Anlayanı sivrisinek sazla kandırmayan genç…
Anlamayana davul zurnayı çok görmeyen genç…
Ayıpları için kasaptan dirhem dirhem et alan genç…
Her sakallıya, yakın muamelede bulunmayan genç…
Face demeden, Facebook'u anlayan genç…
Her önüne gelenin nabzını yoklayan genç…
Lafla pilav pişirenlere, deniz kadar yağ sunan genç…
Her yolcuya, "o yolun yolcusu" muamelesi yapmayan genç…
Aklının uzun, saçının kısa olmasına razı olan genç…
Sözünü dinletmek için sakal bırakan, sözünü dinlettiğini görünce de hemen berbere koşan genç…
Güneşi balçıkla sıvayan sıvacılara, yardımı dokunması için bir mala da kendisi atan genç…
Herkesin önüne birden çıkıp, "hött" demeyen genç…
İğneli sözle tedavi etmeyi benimseyen genç…
Sırf konuşanların sözünü kesmek için habire bala yatırım yapan genç…
Elin eşeğini rap müzikle arayan genç…
El şakasından hazzetmeyen, dil şakasına bayılan genç…
Ağzını açtığında, gözlerini kapatmayan genç…
Hıh dediğinde, herkesin gözünden düşen genç…
Hoşafı eşeğe bıkmadan anlatan genç…
Tereciye tere kakalayan genç…
Anlasa da, anlamasa da her türlü Arap olmamayı başaran genç…
Armudu pişirmeden de ağzına düşmesini bekleyen genç…
Her gördüğü âşığa, Bağdat'ı soran genç…
Gözünü sırf oymasın diye, karga beslemeyen genç…
Bir abam var atarım, otelde bile yatarım diyen genç…
Bir çuval inciri berbat etmeye kıyamayıp, pazarda satan genç…
40 yıllık hatırı garantilemek için, herkese bir fincan kahve sunan genç…
Bir koltuğa iki karpuzu sığdırmaya inat eden genç…
Birisine kızdığında onun başına çorap, ayağına şapka ören genç…
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyerek, soru sormaya elverişli olduğunu kanıtlayan genç…- Göksel Erkılıç
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.