Günlüğümü ElerkenBir Öğretmenin Günlüğü
Günlük tutmak, yaşadığımız olayları bir kenara not etmek bizim insanımızın alışık olmadığı. Bir kültür, bir eylem türüdür dersek, sanırım mübalağa veya haksızlık etmemiş oluruz. Hele böyle bir eylem içinde bulunmuşsak bile bunları yayınlamak ise çok nadirattandır. Bizim yayın dünyamız bu hususta maalesef şanssızdır, Batıdaki gibi hatırat zengini değildir. Batılı bir çok kişi yaşadıklarını daha sonraları bir çok hatırata hakim olduğu şekliyle kendi nefsi ağır bassa da- halkıyla paylaşmayı bir görev bilinciyle kitaplaştırma yolunu seçmiştir.
Geç ve az da olsa ülkemizde de hatırat yayınları yapılmaya başlanmış olması bir sevinç kaynağıdır diyebiliriz artık; bunların çoğunun da tarih ve iş dünyası kaynaklı olsa da. Çünkü bunların kaynaklık/şahitlik ettiği bir takım önemli ve anlamlandırmakta güçlük çektiğimiz olayları yorumlamak ve anlamak bu vesile ile bizler için bir kolaylık sağlamaktadır.
Mustafa ÖZTÜRKÇÜ de ülkemizin çilekeş ama fedakar, dertli ama mesleğini seven, önemseyen, adeta onun kutsallağına iman etmiş eğitim ordusunun fertlerinden biridir. O yaşadıklarının hiçbir anına isyan etmemiş ama yaşadıklarının da en azından çok cüzi bir kısmının bilinmesi için gün be gün tuttuğu notlarını bir elekten geçirerek bugünkü ülkemiz konjonktürüne de uygun hale geldiği için, belki bir istifade eden bulunur niyetiyle kitaplaştırarak ilgilisiyle paylaşmak ihtiyacını duymuş, o heyecanla ELEĞİNİ ELİNE ALARAK GÜNLÜĞÜNÜ ELEMEYE BAŞLAMIŞ. Yaşadıkları elenerek Bir Öğretmenin Günlüğü olarak kitaplaşmıştır.
Halen aynı heyecanla aktif olarak görevi başında bulunan Öztürkçü, kitabında, severek ve öğretmek/eğitmek aşkıyla gittiği yerlerde ülkesine, ülke insanına olan sevgisi sebebiyle görüp yaşadığı problemler üzerine görüşlerini aktarırken, ömrünün 15 yılını verdiği Doğu ve Güneydoğu için birebir yaşadıklarından yola çıkarak, kendince girift bir hal almış meselelerin çözümüne dair düşüncelerini temiz bir yürekle, içten ortaya koymuş, dile getirmiş. En sonunda da mesleğiyle alakalı yaşadıklarından bir demeti okuyucusuyla paylaşmak istemiş.
Özellikle, bugün ülkemiz için çok büyük bir problem halini alan Doğu ve Güneydoğu bölgemizde görev yapacak insanımızın yol haritası olabilecek önemli değerlendirmelerin yer aldığı bu günlük, umarız ki idarecilerimiz için de istifade edilecek bir hatırat, onlara sunulmuş bir proje olur.
Dileriz ki, böyle önemli anları yaşamış olan hizmet ehli, yaşadıklarını kaleme alsın ve cesaretle halkıyla paylaşsın.
- Açıklama
Günlük tutmak, yaşadığımız olayları bir kenara not etmek bizim insanımızın alışık olmadığı. Bir kültür, bir eylem türüdür dersek, sanırım mübalağa veya haksızlık etmemiş oluruz. Hele böyle bir eylem içinde bulunmuşsak bile bunları yayınlamak ise çok nadirattandır. Bizim yayın dünyamız bu hususta maalesef şanssızdır, Batıdaki gibi hatırat zengini değildir. Batılı bir çok kişi yaşadıklarını daha sonraları bir çok hatırata hakim olduğu şekliyle kendi nefsi ağır bassa da- halkıyla paylaşmayı bir görev bilinciyle kitaplaştırma yolunu seçmiştir.
Geç ve az da olsa ülkemizde de hatırat yayınları yapılmaya başlanmış olması bir sevinç kaynağıdır diyebiliriz artık; bunların çoğunun da tarih ve iş dünyası kaynaklı olsa da. Çünkü bunların kaynaklık/şahitlik ettiği bir takım önemli ve anlamlandırmakta güçlük çektiğimiz olayları yorumlamak ve anlamak bu vesile ile bizler için bir kolaylık sağlamaktadır.
Mustafa ÖZTÜRKÇÜ de ülkemizin çilekeş ama fedakar, dertli ama mesleğini seven, önemseyen, adeta onun kutsallağına iman etmiş eğitim ordusunun fertlerinden biridir. O yaşadıklarının hiçbir anına isyan etmemiş ama yaşadıklarının da en azından çok cüzi bir kısmının bilinmesi için gün be gün tuttuğu notlarını bir elekten geçirerek bugünkü ülkemiz konjonktürüne de uygun hale geldiği için, belki bir istifade eden bulunur niyetiyle kitaplaştırarak ilgilisiyle paylaşmak ihtiyacını duymuş, o heyecanla ELEĞİNİ ELİNE ALARAK GÜNLÜĞÜNÜ ELEMEYE BAŞLAMIŞ. Yaşadıkları elenerek Bir Öğretmenin Günlüğü olarak kitaplaşmıştır.
Halen aynı heyecanla aktif olarak görevi başında bulunan Öztürkçü, kitabında, severek ve öğretmek/eğitmek aşkıyla gittiği yerlerde ülkesine, ülke insanına olan sevgisi sebebiyle görüp yaşadığı problemler üzerine görüşlerini aktarırken, ömrünün 15 yılını verdiği Doğu ve Güneydoğu için birebir yaşadıklarından yola çıkarak, kendince girift bir hal almış meselelerin çözümüne dair düşüncelerini temiz bir yürekle, içten ortaya koymuş, dile getirmiş. En sonunda da mesleğiyle alakalı yaşadıklarından bir demeti okuyucusuyla paylaşmak istemiş.
Özellikle, bugün ülkemiz için çok büyük bir problem halini alan Doğu ve Güneydoğu bölgemizde görev yapacak insanımızın yol haritası olabilecek önemli değerlendirmelerin yer aldığı bu günlük, umarız ki idarecilerimiz için de istifade edilecek bir hatırat, onlara sunulmuş bir proje olur.
Dileriz ki, böyle önemli anları yaşamış olan hizmet ehli, yaşadıklarını kaleme alsın ve cesaretle halkıyla paylaşsın.
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.