Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9789759010501
Boyut
135-215
Sayfa Sayısı
96
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2006-11
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Gurbette Bile Bir Gökyüzü Varmış

Yayınevi : Peri Yayınları
7,00TL
Satışta değil
9789759010501
452326
Gurbette Bile Bir Gökyüzü Varmış
Gurbette Bile Bir Gökyüzü Varmış
7.00
Paris'i "ışıklandıranlar" sadece Parisliler değildir. Sadece Fransızlar değildir. Birçok yabancı, göçmen, gönüllü veya gönülsüz sürgünün de bu işte/bu eylemde payı vardır. İnkar edilemez bir boyutta hem de. Paris gurbette yaşamanın türkçesidir. Bu kent ister başkent olsun, ister isyanların doğduğu ve hedefine asla ulaşamadan tarihe karıştığı isyankent olsun. Hiç fark etmez. Gurbettesinizdir. Ve sıla hasreti dayatır. Ama canımızı sıkmaya da değmez. Çünkü bir sanatçımız kopar gelir oralardan. Ve "lambasını" asar gökyüzümüze: Ve o zaman işte ve sadece o zaman fark ederiz ki bu mekanda da bir gökyüzü varmış. İş, koşturmaca, kağıt ve bürokrasiden başka şey görmeyen gözlerimiz takılır: Bir resme, bir afişe, bir heykele. Ve işte deriz sıla gurbete gelmiş, "misafir" bile olsa.
Paris deyip geçmemeli yine de: Haindir bu kent. Başkent. Tarihin hazırladığı son şakadır belki. Ama burjuvazinin başkenti olduğuna şüphe yok. Boşuna aramayın Robespierre sokağını: yoktur çünkü. Burjuvazi unutturmak için her çareye başvurur. Paris bıçak sırtı bir kenttir. Burada umut-hüzün içindedir. Hüzün-umut içinde. Ölümlü/ölümcül aylaklıktır Paris. Ama bir "arkadaş ıslığı" duymaya da dayanamaz: O zaman işte bütün İstanbullar, Ankaralar, Diyarbakırlar, İzmirler, Mersinler sökün ederler. Ve siz erirsiniz: Mutluluktan. Çal bir ıslık daha ne olur
  • Açıklama
    • Paris'i "ışıklandıranlar" sadece Parisliler değildir. Sadece Fransızlar değildir. Birçok yabancı, göçmen, gönüllü veya gönülsüz sürgünün de bu işte/bu eylemde payı vardır. İnkar edilemez bir boyutta hem de. Paris gurbette yaşamanın türkçesidir. Bu kent ister başkent olsun, ister isyanların doğduğu ve hedefine asla ulaşamadan tarihe karıştığı isyankent olsun. Hiç fark etmez. Gurbettesinizdir. Ve sıla hasreti dayatır. Ama canımızı sıkmaya da değmez. Çünkü bir sanatçımız kopar gelir oralardan. Ve "lambasını" asar gökyüzümüze: Ve o zaman işte ve sadece o zaman fark ederiz ki bu mekanda da bir gökyüzü varmış. İş, koşturmaca, kağıt ve bürokrasiden başka şey görmeyen gözlerimiz takılır: Bir resme, bir afişe, bir heykele. Ve işte deriz sıla gurbete gelmiş, "misafir" bile olsa.
      Paris deyip geçmemeli yine de: Haindir bu kent. Başkent. Tarihin hazırladığı son şakadır belki. Ama burjuvazinin başkenti olduğuna şüphe yok. Boşuna aramayın Robespierre sokağını: yoktur çünkü. Burjuvazi unutturmak için her çareye başvurur. Paris bıçak sırtı bir kenttir. Burada umut-hüzün içindedir. Hüzün-umut içinde. Ölümlü/ölümcül aylaklıktır Paris. Ama bir "arkadaş ıslığı" duymaya da dayanamaz: O zaman işte bütün İstanbullar, Ankaralar, Diyarbakırlar, İzmirler, Mersinler sökün ederler. Ve siz erirsiniz: Mutluluktan. Çal bir ıslık daha ne olur
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat