Büyüdüm babam. Ellerimde çizikler yok artık. Kanamıyorlar ve sen yoksun üfleyecek... Yüreğimde cam kırıkları, canıma batıyorlar. Konuşuyorlar babam. Harflere küs olanlar susmuyorlar artık. " O varken" diyorlar hep. Sen şimdi yok musun? Göremiyor onlar. Avazım çıktığı kadar bağırasım geliyor, tutuyorum hıçkırıklarımı. Anlamıyorlar... Sen anlardın beni. Sussam dahi konuştururdun yüreğimi. Sıkıldım babam. Sen kadar gerçek olmayan sahtelerden... Yaralamak için uygun yer arayan sırt sıvazlayanlardan... Meğer pusu kurarlarmış gülücüklerle el uzatanlar. O eli tuttuğun an çekiverecekler aşağıya.
Ve ben büyüdüm babam. Öğrendim büyümenin güzel olmadığını. İnsan büyüdükçe küçülüyor dünya, azalıyor hayat. Kayıplar peydah oluyor, düşmanlar çoğalıveriyor. Dişlerini bilemişler yüreklerinin insanlar, ağızları köpürüyor. Kaçtıkça çoğalıyorlar. Artık dünyam o kadar küçük değil. Küçük bir dükkanda melemen yiyip çay içmeyi ne çok isterdim şimdi seninle. Ya da balık ayıklardın bana. Sevmezdim ya kılçıklarını, sen ayıklar koyardın ekmeğin arasına. Sevmesem de yerdim işte senin elin değdi diye. Biraz da geçerdim servise, karıştırırdım İngiliz anahtarlarını, penseleri, kargaburunları... Şimdi o dükkanda olmak vardı. Küçük bir kızın koca yürekli adama sığınması kadar... "Baba" demesi kadar...
Büyüdüm babam. Büyüdüm ve toprak oldu seninle birlikte tüm saflıklar...
- Açıklama
Büyüdüm babam. Ellerimde çizikler yok artık. Kanamıyorlar ve sen yoksun üfleyecek... Yüreğimde cam kırıkları, canıma batıyorlar. Konuşuyorlar babam. Harflere küs olanlar susmuyorlar artık. " O varken" diyorlar hep. Sen şimdi yok musun? Göremiyor onlar. Avazım çıktığı kadar bağırasım geliyor, tutuyorum hıçkırıklarımı. Anlamıyorlar... Sen anlardın beni. Sussam dahi konuştururdun yüreğimi. Sıkıldım babam. Sen kadar gerçek olmayan sahtelerden... Yaralamak için uygun yer arayan sırt sıvazlayanlardan... Meğer pusu kurarlarmış gülücüklerle el uzatanlar. O eli tuttuğun an çekiverecekler aşağıya.
Ve ben büyüdüm babam. Öğrendim büyümenin güzel olmadığını. İnsan büyüdükçe küçülüyor dünya, azalıyor hayat. Kayıplar peydah oluyor, düşmanlar çoğalıveriyor. Dişlerini bilemişler yüreklerinin insanlar, ağızları köpürüyor. Kaçtıkça çoğalıyorlar. Artık dünyam o kadar küçük değil. Küçük bir dükkanda melemen yiyip çay içmeyi ne çok isterdim şimdi seninle. Ya da balık ayıklardın bana. Sevmezdim ya kılçıklarını, sen ayıklar koyardın ekmeğin arasına. Sevmesem de yerdim işte senin elin değdi diye. Biraz da geçerdim servise, karıştırırdım İngiliz anahtarlarını, penseleri, kargaburunları... Şimdi o dükkanda olmak vardı. Küçük bir kızın koca yürekli adama sığınması kadar... "Baba" demesi kadar...
Büyüdüm babam. Büyüdüm ve toprak oldu seninle birlikte tüm saflıklar...
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.