%35
Halkların Zamanı M. Cihat Çobanoğlu
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786058304390
Boyut
13.00x19.50
Sayfa Sayısı
536
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
1
Basım Tarihi
2017-10
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Halkların Zamanı

50,00TL
32,50TL
%35
Satışta değil
9786058304390
730427
Halkların Zamanı
Halkların Zamanı
32.50

“Evet oğul” dedi, gülerek. Sesi gittikçe çelikleşmişti ihtiyarın. Berfo'nun hem ruhunu, hem zihnini okşuyor gibiydi. “Seninle birlikte bir de bir kadın olacaktı, değil mi?” dedi, Berfo'nun gözlerinin içine bakarak. Berfo'nun yüzü iyice yumuşadı. Tüm dişleri gülümseyen dudağının ardından dışarı fırlamış gibiydi. Adamın elinde asılı kalan kendi eli gevşedi ve ihtiyara derin soluklanışla baktı.
“Seni arkadaşlar mı gönderdi?” dedi hayretle.

İhtiyar başıyla onayladı. Ve nispet edercesine, “Dünden beridir buralarda dolaşıyor, sizi bekliyorum.” dedi. Berfo başını hafiften çevirerek Xezal'ın olduğu tarafa baktı. Belli belirsiz bir göz işaretinden sonra tekrar ihtiyara döndü. “Sorma, başımızdan çok işler geçti. Haritayla buraya gelebildik. İkimiz de yolu bilmiyorduk. Kuryemiz de yoktu. Sen gelmeseydin akşamı bekleyecek...” ve eliyle, adamın arkasında duran, karlara bürümüş gri, mor pırıltıların saçıldığı kayalıklarla süslenmiş gibi duran yüksek dağı göstererek, “Gabar'a gidecektik.” dedi.

  • Açıklama
    • “Evet oğul” dedi, gülerek. Sesi gittikçe çelikleşmişti ihtiyarın. Berfo'nun hem ruhunu, hem zihnini okşuyor gibiydi. “Seninle birlikte bir de bir kadın olacaktı, değil mi?” dedi, Berfo'nun gözlerinin içine bakarak. Berfo'nun yüzü iyice yumuşadı. Tüm dişleri gülümseyen dudağının ardından dışarı fırlamış gibiydi. Adamın elinde asılı kalan kendi eli gevşedi ve ihtiyara derin soluklanışla baktı.
      “Seni arkadaşlar mı gönderdi?” dedi hayretle.

      İhtiyar başıyla onayladı. Ve nispet edercesine, “Dünden beridir buralarda dolaşıyor, sizi bekliyorum.” dedi. Berfo başını hafiften çevirerek Xezal'ın olduğu tarafa baktı. Belli belirsiz bir göz işaretinden sonra tekrar ihtiyara döndü. “Sorma, başımızdan çok işler geçti. Haritayla buraya gelebildik. İkimiz de yolu bilmiyorduk. Kuryemiz de yoktu. Sen gelmeseydin akşamı bekleyecek...” ve eliyle, adamın arkasında duran, karlara bürümüş gri, mor pırıltıların saçıldığı kayalıklarla süslenmiş gibi duran yüksek dağı göstererek, “Gabar'a gidecektik.” dedi.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat