%25
Hallac-ı Mansur Ahmet Çelik
Teknik Bilgiler
Stok Kodu
9786056694035
Boyut
13.50x21.00
Sayfa Sayısı
208
Basım Yeri
İstanbul
Baskı
5
Basım Tarihi
2018-02
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe

Hallac-ı MansurDicle'den Yükselen Feryat

Yazar: Ahmet Çelik
Yayınevi : Visal Yayınları
28,00TL
21,00TL
%25
Satışta değil
9786056694035
743611
Hallac-ı Mansur
Hallac-ı Mansur Dicle'den Yükselen Feryat
21.00

"Kendimi tesbih ederim, şanım ne büyüktür" diyen Bayezid-i Bistami ile "Cübbemin altında Allah'tan başkası yok" diyen Cüneyd-i Bağdadi'nin sözleri aşk sarhoşluğuna bağışlanmış da, "Ene'l-Hak diyen Hak aşığı için Bağdat'ın Babu't-Tak Meydanı'na bir darağacı kurulmuş ve Hallac-ı Mansur, hakkında verilen ölüm fermanı gereği, 26 Mart 922 tarihinde hunharca katledilmiştir. Hallac-ı Mansur gibi gerçek bir aşığın, basireti ve ateşli imanı sayesinde, değil acı ve elemlerin, ona reva gördükleri ölümün bile bu ölçüde tatlılaşabileceğinden habersiz olanlar, idamından sonra ondan geriye herhangi biz iz ya da işaret kalmasın da adı unutulup gitsin diye, bedenini ateşe yakıp küllerini Dicle Nehri'ne savurmuşlar, ancak ne izlerini yok edebilmiş, ne de adını unutturabilmişlerdir. O günden beri bir çığlık yükselir durur Dicle'den... "Ene'l-Hak!" İşte bu çığlığın öyküsüdür elinizde bulunan eser.

  • Açıklama
    • "Kendimi tesbih ederim, şanım ne büyüktür" diyen Bayezid-i Bistami ile "Cübbemin altında Allah'tan başkası yok" diyen Cüneyd-i Bağdadi'nin sözleri aşk sarhoşluğuna bağışlanmış da, "Ene'l-Hak diyen Hak aşığı için Bağdat'ın Babu't-Tak Meydanı'na bir darağacı kurulmuş ve Hallac-ı Mansur, hakkında verilen ölüm fermanı gereği, 26 Mart 922 tarihinde hunharca katledilmiştir. Hallac-ı Mansur gibi gerçek bir aşığın, basireti ve ateşli imanı sayesinde, değil acı ve elemlerin, ona reva gördükleri ölümün bile bu ölçüde tatlılaşabileceğinden habersiz olanlar, idamından sonra ondan geriye herhangi biz iz ya da işaret kalmasın da adı unutulup gitsin diye, bedenini ateşe yakıp küllerini Dicle Nehri'ne savurmuşlar, ancak ne izlerini yok edebilmiş, ne de adını unutturabilmişlerdir. O günden beri bir çığlık yükselir durur Dicle'den... "Ene'l-Hak!" İşte bu çığlığın öyküsüdür elinizde bulunan eser.

  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.
Kapat