Hayat
“Romandaki hangi kadınsın?” diye sordular.
Hepsiyim ya da hiçbiri. Peki sen, sen hangisi değilsin?
Şiddetin her türlüsüyle yaşamaya alışmış kadınlardır coğrafyamızın kadınları. Şiddet, türlü maskeyle ve envaı çeşit kılıkta zuhur eder ve saldırır yaşamdan yana inceliklere. Fakat kadınlar farkına varmazlar ve şikâyet bile etmezler hâllerinden çoğu zaman. Ama belki de onları en derinden acıtan şiddet, kendini sevginin, aşkın ve iyiliğin tezahürü olarak sunan formudur.
Coğrafya kader olmayı sürdürse de kadınlar sürdürmeyi sürdürmenin kâhinidir. Kadının kendi içindeki başka bir savaşı ise savaşırken “kadın” kalabilmektir. Yazar; Hayat, Mina ve Jiyan'ın ellerinden Beckettvari tavrıyla tutuyor; “Olsun” deyip, “Yine dene” diye fısıldayan Beckett'a nazire edercesine...
Bu ülkenin gerçek azınlığıydı kadınlar! Her türlü şiddetin orta yerinde inşa edilen kadın oluş'un mücadelesine gark olmuş biçimde değil, kadın olmanın kutlanacağı günlerin hasretiyle...
Bayan Değil Kadın
Gazeteciyim ben. Haberci. Haber veren. Bilgilendiren. Dünyadaki ve ülkedeki gelişmeleri, olup bitenleri, yenilikleri, buluşları, bilimsel verileri, kısacası her tür bilgiyi aktaran kişiyim. Bir anlamda aracıyım. Ülkeyi yönetenler, iş dünyasını belirleyenler, toplumu eğitenler, konularında uzman olanların ve sanatçıların görüşlerini aktarmakla yükümlüyüm.
Yaklaşık 36 yıldır bunu yapıyorum. Bu kitaptaki yazıların çoğu da 14 yıl boyunca aralıksız yazdığım Yeni Asır Gazetesi'ndeki yazılarımdan oluşan bir seçkidir. Bu seçki, okuduklarım, gördüklerim, gözlemlerim, deneyimlerim ve görüşlerine başvurduğum uzmanların söylediklerinden oluşuyor.
Yazarken hep bir şeylerin değişmesini umut eder insan. Bir işe yaramak, birilerinin ufkunu açmak, haksızlıkların, aksaklıkların, yanlışların giderilmesine katkıda bulunmak vb. İşimi hep severek yaptım. Bazen aynı konulardan söz etmek sıkıldım. Özellikle de toplumsal cinsiyet eşitsizliğini dile getirmekten; kadın ve erkeğin farklı oluşundan ama bu farklılıkların aynı haklara sahip olmalarını engellemediğinden ve bu iki cinsin her konuda eşit olduğunu yazmaktan.
Fakat yine de her şeye karşın yazmaya devam! Eşitsizlik ortadan kalkıncaya kadar yazmaya, anlatmaya devam!
Neden mi?
Çünkü...
- Açıklama
Hayat
“Romandaki hangi kadınsın?” diye sordular.
Hepsiyim ya da hiçbiri. Peki sen, sen hangisi değilsin?Şiddetin her türlüsüyle yaşamaya alışmış kadınlardır coğrafyamızın kadınları. Şiddet, türlü maskeyle ve envaı çeşit kılıkta zuhur eder ve saldırır yaşamdan yana inceliklere. Fakat kadınlar farkına varmazlar ve şikâyet bile etmezler hâllerinden çoğu zaman. Ama belki de onları en derinden acıtan şiddet, kendini sevginin, aşkın ve iyiliğin tezahürü olarak sunan formudur.
Coğrafya kader olmayı sürdürse de kadınlar sürdürmeyi sürdürmenin kâhinidir. Kadının kendi içindeki başka bir savaşı ise savaşırken “kadın” kalabilmektir. Yazar; Hayat, Mina ve Jiyan'ın ellerinden Beckettvari tavrıyla tutuyor; “Olsun” deyip, “Yine dene” diye fısıldayan Beckett'a nazire edercesine...
Bu ülkenin gerçek azınlığıydı kadınlar! Her türlü şiddetin orta yerinde inşa edilen kadın oluş'un mücadelesine gark olmuş biçimde değil, kadın olmanın kutlanacağı günlerin hasretiyle...Bayan Değil Kadın
Gazeteciyim ben. Haberci. Haber veren. Bilgilendiren. Dünyadaki ve ülkedeki gelişmeleri, olup bitenleri, yenilikleri, buluşları, bilimsel verileri, kısacası her tür bilgiyi aktaran kişiyim. Bir anlamda aracıyım. Ülkeyi yönetenler, iş dünyasını belirleyenler, toplumu eğitenler, konularında uzman olanların ve sanatçıların görüşlerini aktarmakla yükümlüyüm.Yaklaşık 36 yıldır bunu yapıyorum. Bu kitaptaki yazıların çoğu da 14 yıl boyunca aralıksız yazdığım Yeni Asır Gazetesi'ndeki yazılarımdan oluşan bir seçkidir. Bu seçki, okuduklarım, gördüklerim, gözlemlerim, deneyimlerim ve görüşlerine başvurduğum uzmanların söylediklerinden oluşuyor.
Yazarken hep bir şeylerin değişmesini umut eder insan. Bir işe yaramak, birilerinin ufkunu açmak, haksızlıkların, aksaklıkların, yanlışların giderilmesine katkıda bulunmak vb. İşimi hep severek yaptım. Bazen aynı konulardan söz etmek sıkıldım. Özellikle de toplumsal cinsiyet eşitsizliğini dile getirmekten; kadın ve erkeğin farklı oluşundan ama bu farklılıkların aynı haklara sahip olmalarını engellemediğinden ve bu iki cinsin her konuda eşit olduğunu yazmaktan.
Fakat yine de her şeye karşın yazmaya devam! Eşitsizlik ortadan kalkıncaya kadar yazmaya, anlatmaya devam!
Neden mi?
Çünkü...
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitaba henüz kimse yorum yapmamıştır.